23 Nisan 2012 / ERKAN ACAR
28 Şubat
soruşturması çerçevesinde tutuklanan emekli Albay Kürşat Ökte’nin babası
aslında Türkiye’nin yakından tanıdığı bir sima. Ertuğrul Zekai Ökte,
Türk Silahlı Kuvvetleri’ne ‘psikolojik harekât’ kavramını sokan ve bunun
sistematiğini kuran kişi olarak biliniyor.
28 Şubat postmodern darbesinin
beyni kabul edilen Batı Çalışma Grubu’na (BÇG) yönelik operasyonda
ikinci hafta geride kaldı. Aradan geçen onca yıla rağmen, BÇG, kamuoyu
tarafından tam olarak anlaşılabilmiş değil. BÇG, Genelkurmay Başkanlığı
Hareket Başkanlığı İç Güvenlik Hareket Dairesi’nin bünyesinde
oluşturuldu. Bu daire dört şubeden oluşuyordu: Plan, veri
hazırlama/kontrol, hareket ve idari şube. BÇG’nin gizli çalışmaları bu
dört şubeden “Plan Şubesi”nde oluşturuldu. Diğer üç şubede çalışanlar da
bu Plan Şubesi ile iç içeydi. Örneğin Hareket Şubesi çalışanları da
BÇG’nin toplantılarına katılabiliyor ya da yaptığı faaliyetlerden
haberdar olabiliyordu.
‘Plan Şubesi’nde hazırlanan yasa dışı faaliyetler yüzünden BÇG’nin soruşturma geçiren bir çalışanı da emekli Kurmay Albay Sezai Kürşat Ökte idi. O dönemde Genelkurmay Başkanlığı Psikolojik Harekât Dairesi Plan Harekât Şubesi’nde plan subayı olarak görev yapan Ökte’yi soruşturmada tutuklanan diğer sanıklardan ayıran bir özelliği var. Emekli Albay Ökte’nin babası Ertuğrul Zekai Ökte, Türk Silahlı Kuvvetleri’ne “psikolojik harekât” kavramını sokan ve ilgili birimleri kuran isim olarak biliniyor. Ertuğrul Zekai Ökte, 2002 yılında Aksiyon dergisine verdiği röportajda bakın ne diyor:
“Psikolojik harekâtı Türkiye’de ben başlattım, Toplumla İlişkiler Başkanlığı’nı kurdum. O zaman bilinmiyordu. (Psikolojik harekâtı) MGK’ya bağlı Toplumla İlişkiler Başkanlığı yapar. Gizli kısmını MİT yapar. İçeriye, halka karşı da yapılıyor.”
Türkiye’de psikolojik harekâtın ustası, hatta üstadı sayılan Ökte “psikolojik harekât”ın ne olduğunu anlatırken, âdeta 28 Şubat’ta yaşananları da tarif ediyordu: “Bir harp türüdür. Eskiden buna propaganda derlerdi. Gayet tabii düşmana, size rakip olana karşı yaparsınız. Uluslararası ilişkiler, bir güç ve rekabet işidir. Devletler rakiptir. Silah kullanmadan beyinleri etkilemek. İşin aslı bu. ”
Ökte, psikolojik harekâta yönelik çalışmalara 1950’li yıllarda başladı. Adı soğuk savaş ya da beyaz savaş da olan psikolojik harekât mevcut tüzüklerimize bir ara ‘sivil savunma’ adıyla girdi. Ökte’nin psikolojik harekâtı orduda kurumsallaştırdığı ifade ediliyor.
Toplumsal İlişkiler Başkanlığı ile MİT ülkede psikolojik harekât yaparken hangi araçları kullanıyor? Yine Ökte’den dinleyelim: “Her türlü vasıta kullanılır. Medyayla yapılır, karşı tarafın medyasıyla yapılır. Her türlü vasıta kullanılır. Bugün medyanın yüzde 80’i psikolojik harekât yapıyor.”
Ökte, 1968–1970 yılları arasında Harp Akademileri, Deniz Akademisi ve Millî Güvenlik Akademisi’nde “Konferansçı Öğretim Elemanı” olarak çeşitli konferanslar ve tebliğler verdi. 1970 yılından başlayarak Boğaziçi Üniversitesi’nin kuruluşuna katıldı. Rektörlük, Baş Hukuk Danışmanlığı yaptı.
1978 yılından sonra Boğaziçi Üniver-sitesi’nde “Atatürk İlkeleri Enstitüsü”, “Boğaziçi Üniversitesi Vakfı” ve “Boğaziçi Üniversitesi Eğitim ve Öğretim Vakfı”nın kuruluşlarında bulundu. Bu kuruluşları çalışır hâle getirdi. 1978–1980 yılları arasında, Boğaziçi Üniversitesi’ndeki görevlerine ek olarak, Senato kararı ile “Devlet Güzel Sanatlar Okulu”nda İnkılâb Tarihi Dersleri öğretim üyeliğine getirildi. 12 Eylül darbesinden sonra 1981 yılında “Genelkurmay Başkanlığı’nın teklifi ile Danışma Meclisi’ne “Kontenjan Üyesi” seçildi.
1983–1985 tarihleri arasında, “Millî Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği” Toplumsal İlişkiler Başkanlığı Başdanışmanı oldu, aynı zamanda “Gülhane Tıp Fakültesi, Atatürk İlkeleri ve İnkılâb Tarihi” Kürsü Direktörü ve bu dersin öğretim görevlisi olarak Ankara’da görev yaptı. 1985 yılı başında resmî görevlerinden ayrıldı. Ökte’nin danışmanlık yaptığı Toplumsal İlişkiler Başkanlığı, Millî Güvenlik Kurulu’na bağlı bir yapıydı. Asker ve sivillerin psikolojik harekât amaçlı faaliyetlerinin yürütüldüğü TİB, “Devlet, yurtdışına değil de vatandaşına psikolojik harp yapıyor!” eleştirilerine hedef oluyordu.
Ökte, AK Parti’nin iktidara gelmesinden sonra ortaya çıkmaya başlayan Kuva-yı Milliye derneklerinden birinin başına geçti. İstanbul Taksim’de ofis açan Ökte, “Yeniden Müdafaa-i Hukuk Derneği Hareketi”ni kurdu. “Müdafaa-i Hukuk” fikir ve düşüncesinin yeniden hayata geçirilmesinin 1990’larda gerçekleştiğini ileri süren Ökte, “Başta insanımızın maddi ve manevi hakları olmak üzere, toplumumuzun, milletimizin, devletimizin ve vatanımızın haklarının korunması, savunulması, geliştirilmesi anlamında Müdafaa-i Hukuk, bir zorunluluk olarak yeniden doğdu.” diyordu.
82 yaşındaki Zekai Ökte Müdafaa-i Hukuk Hareketi Partisi’ni kurdu. Partinin onursal başkanı seçildi. Kamuoyuna yansımadı ama Ergenekon soruşturması kapsamında Ökte’nin başında bulunduğu Yeniden Müdafaa-i Hukuk Derneği’nde de arama yapıldı. Ökte’nin bilgisine başvuruldu ancak soruşturma kapsamında tutulmadı.
Ergenekon davasının tutuklu sanığı organize suç örgütü lideri Sedat Peker’in avukatı Kadir Kartal da Ökte, yakınında bir isimdi. Kartal, Yeniden Müdafaa-i Hukuk Hareketi Partisi’nin genel başkanlığını da yaptı. Yeniden Müdafaa-i Hukuk Hareketi Partisi zaman zaman Anıtkabir’e gidip çelenk koyuyor, zaman zaman Afyon’da 26 Ağustos’ta Büyük Taarruz’un yıldönümlerinde yürüyüşler düzenliyordu. Kısacası parti diğer ulusalcı partiler gibi seçime giremeyecek kadar küçük bir kitle ile sınırlı kaldı.
Ökte’nin ismi son olarak Ergenekon soruşturması kapsamında Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’ne yönelik operasyonlarda da gündeme geldi. Söz konusu davanın sanıklarından Çağdaş Öğrenci Yetiştirme Derneği yöneticisi emekli Albay Aydın Ortabaş’da Ökte’ye ait bazı bilgiler çıktı. Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Türkiye Büyük Locası’nın eski Başkanı olan Ortabaş, sorgusunda Ertuğrul Zekai Ökte’yi tanıdığını kabul etti. Ortabaş’ın, ÇYDD’ye bağlı kızlar ile askerî okul öğrencilerini ‘buluşturduğu’ iddia ediliyordu.
Ökte’yi sık sık ziyaret eden bir başka isim de emekli Orgeneral Edip Başer idi. Başer, Yeniden Müdafaa-i Hukuk Derneği’nin etkinliklerine katılarak konuşma yapıyordu. Sağ camiaya yakın durmaya gayret eden Ökte, bir yandan şehitler için mevlit okutuyor diğer yandan da başörtüsüne ağza alınmayacak hakaretlerde bulunan Muazzez İlmiye Çığ’a “Öğretmenler Öğretmeni Onur Ödülü” veriyordu. Ökte, Parti’nin 5 Aralık 2010 tarihinde düzenlenen 2. Olağan Büyük Kongresi’ne kalp krizi geçirdiği için katılamadı.
Gelelim Ökte’nin emekli Albay oğlu Sezai Kürşat Ökte’ye. Baba Ökte asker değildi. Asker olmayı çok istemişti ancak babası Albay Mehmet Sezai Ökte buna engel oldu. Ama Zekai Ökte iki oğlundan birini asker yaptı. O da babası gibi Silahlı Kuvvetler’de psikolojik harekât biriminde görev yaptı ve emekli oldu.
Kürşat Ökte, 1997 yılının Mart ayında psikolojik harekât birimine girdi. Savcılık sorgusunda emekli Albay Ökte, kendisini “Amirlerimin vermiş olduğu görevleri yaptım.” diye savunuyor. Batı Çalışma Grubu evraklarından bazısında ismi yer alıyordu. Kürşat Ökte bunun nasıl gerçekleştiğini bilemediğini söyledi. Ancak mahkeme bu savunmayı kabul etmeyerek emekli Albay Ökte’yi tutukladı.
Kürşat Sezai Ökte’nin erkek kardeşi Kutluhan Savaş Ökte, İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi’nde; kız kardeşi Ayşe Neren Ökte ise Boğaziçi Üniversitesi Kimya Fakültesi’nde öğretim üyesi olarak görev yapıyor.
‘Plan Şubesi’nde hazırlanan yasa dışı faaliyetler yüzünden BÇG’nin soruşturma geçiren bir çalışanı da emekli Kurmay Albay Sezai Kürşat Ökte idi. O dönemde Genelkurmay Başkanlığı Psikolojik Harekât Dairesi Plan Harekât Şubesi’nde plan subayı olarak görev yapan Ökte’yi soruşturmada tutuklanan diğer sanıklardan ayıran bir özelliği var. Emekli Albay Ökte’nin babası Ertuğrul Zekai Ökte, Türk Silahlı Kuvvetleri’ne “psikolojik harekât” kavramını sokan ve ilgili birimleri kuran isim olarak biliniyor. Ertuğrul Zekai Ökte, 2002 yılında Aksiyon dergisine verdiği röportajda bakın ne diyor:
“Psikolojik harekâtı Türkiye’de ben başlattım, Toplumla İlişkiler Başkanlığı’nı kurdum. O zaman bilinmiyordu. (Psikolojik harekâtı) MGK’ya bağlı Toplumla İlişkiler Başkanlığı yapar. Gizli kısmını MİT yapar. İçeriye, halka karşı da yapılıyor.”
Türkiye’de psikolojik harekâtın ustası, hatta üstadı sayılan Ökte “psikolojik harekât”ın ne olduğunu anlatırken, âdeta 28 Şubat’ta yaşananları da tarif ediyordu: “Bir harp türüdür. Eskiden buna propaganda derlerdi. Gayet tabii düşmana, size rakip olana karşı yaparsınız. Uluslararası ilişkiler, bir güç ve rekabet işidir. Devletler rakiptir. Silah kullanmadan beyinleri etkilemek. İşin aslı bu. ”
Ökte, psikolojik harekâta yönelik çalışmalara 1950’li yıllarda başladı. Adı soğuk savaş ya da beyaz savaş da olan psikolojik harekât mevcut tüzüklerimize bir ara ‘sivil savunma’ adıyla girdi. Ökte’nin psikolojik harekâtı orduda kurumsallaştırdığı ifade ediliyor.
Toplumsal İlişkiler Başkanlığı ile MİT ülkede psikolojik harekât yaparken hangi araçları kullanıyor? Yine Ökte’den dinleyelim: “Her türlü vasıta kullanılır. Medyayla yapılır, karşı tarafın medyasıyla yapılır. Her türlü vasıta kullanılır. Bugün medyanın yüzde 80’i psikolojik harekât yapıyor.”
Ökte, 1968–1970 yılları arasında Harp Akademileri, Deniz Akademisi ve Millî Güvenlik Akademisi’nde “Konferansçı Öğretim Elemanı” olarak çeşitli konferanslar ve tebliğler verdi. 1970 yılından başlayarak Boğaziçi Üniversitesi’nin kuruluşuna katıldı. Rektörlük, Baş Hukuk Danışmanlığı yaptı.
1978 yılından sonra Boğaziçi Üniver-sitesi’nde “Atatürk İlkeleri Enstitüsü”, “Boğaziçi Üniversitesi Vakfı” ve “Boğaziçi Üniversitesi Eğitim ve Öğretim Vakfı”nın kuruluşlarında bulundu. Bu kuruluşları çalışır hâle getirdi. 1978–1980 yılları arasında, Boğaziçi Üniversitesi’ndeki görevlerine ek olarak, Senato kararı ile “Devlet Güzel Sanatlar Okulu”nda İnkılâb Tarihi Dersleri öğretim üyeliğine getirildi. 12 Eylül darbesinden sonra 1981 yılında “Genelkurmay Başkanlığı’nın teklifi ile Danışma Meclisi’ne “Kontenjan Üyesi” seçildi.
1983–1985 tarihleri arasında, “Millî Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği” Toplumsal İlişkiler Başkanlığı Başdanışmanı oldu, aynı zamanda “Gülhane Tıp Fakültesi, Atatürk İlkeleri ve İnkılâb Tarihi” Kürsü Direktörü ve bu dersin öğretim görevlisi olarak Ankara’da görev yaptı. 1985 yılı başında resmî görevlerinden ayrıldı. Ökte’nin danışmanlık yaptığı Toplumsal İlişkiler Başkanlığı, Millî Güvenlik Kurulu’na bağlı bir yapıydı. Asker ve sivillerin psikolojik harekât amaçlı faaliyetlerinin yürütüldüğü TİB, “Devlet, yurtdışına değil de vatandaşına psikolojik harp yapıyor!” eleştirilerine hedef oluyordu.
Ökte, AK Parti’nin iktidara gelmesinden sonra ortaya çıkmaya başlayan Kuva-yı Milliye derneklerinden birinin başına geçti. İstanbul Taksim’de ofis açan Ökte, “Yeniden Müdafaa-i Hukuk Derneği Hareketi”ni kurdu. “Müdafaa-i Hukuk” fikir ve düşüncesinin yeniden hayata geçirilmesinin 1990’larda gerçekleştiğini ileri süren Ökte, “Başta insanımızın maddi ve manevi hakları olmak üzere, toplumumuzun, milletimizin, devletimizin ve vatanımızın haklarının korunması, savunulması, geliştirilmesi anlamında Müdafaa-i Hukuk, bir zorunluluk olarak yeniden doğdu.” diyordu.
82 yaşındaki Zekai Ökte Müdafaa-i Hukuk Hareketi Partisi’ni kurdu. Partinin onursal başkanı seçildi. Kamuoyuna yansımadı ama Ergenekon soruşturması kapsamında Ökte’nin başında bulunduğu Yeniden Müdafaa-i Hukuk Derneği’nde de arama yapıldı. Ökte’nin bilgisine başvuruldu ancak soruşturma kapsamında tutulmadı.
Ergenekon davasının tutuklu sanığı organize suç örgütü lideri Sedat Peker’in avukatı Kadir Kartal da Ökte, yakınında bir isimdi. Kartal, Yeniden Müdafaa-i Hukuk Hareketi Partisi’nin genel başkanlığını da yaptı. Yeniden Müdafaa-i Hukuk Hareketi Partisi zaman zaman Anıtkabir’e gidip çelenk koyuyor, zaman zaman Afyon’da 26 Ağustos’ta Büyük Taarruz’un yıldönümlerinde yürüyüşler düzenliyordu. Kısacası parti diğer ulusalcı partiler gibi seçime giremeyecek kadar küçük bir kitle ile sınırlı kaldı.
Ökte’nin ismi son olarak Ergenekon soruşturması kapsamında Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’ne yönelik operasyonlarda da gündeme geldi. Söz konusu davanın sanıklarından Çağdaş Öğrenci Yetiştirme Derneği yöneticisi emekli Albay Aydın Ortabaş’da Ökte’ye ait bazı bilgiler çıktı. Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Türkiye Büyük Locası’nın eski Başkanı olan Ortabaş, sorgusunda Ertuğrul Zekai Ökte’yi tanıdığını kabul etti. Ortabaş’ın, ÇYDD’ye bağlı kızlar ile askerî okul öğrencilerini ‘buluşturduğu’ iddia ediliyordu.
Ökte’yi sık sık ziyaret eden bir başka isim de emekli Orgeneral Edip Başer idi. Başer, Yeniden Müdafaa-i Hukuk Derneği’nin etkinliklerine katılarak konuşma yapıyordu. Sağ camiaya yakın durmaya gayret eden Ökte, bir yandan şehitler için mevlit okutuyor diğer yandan da başörtüsüne ağza alınmayacak hakaretlerde bulunan Muazzez İlmiye Çığ’a “Öğretmenler Öğretmeni Onur Ödülü” veriyordu. Ökte, Parti’nin 5 Aralık 2010 tarihinde düzenlenen 2. Olağan Büyük Kongresi’ne kalp krizi geçirdiği için katılamadı.
Gelelim Ökte’nin emekli Albay oğlu Sezai Kürşat Ökte’ye. Baba Ökte asker değildi. Asker olmayı çok istemişti ancak babası Albay Mehmet Sezai Ökte buna engel oldu. Ama Zekai Ökte iki oğlundan birini asker yaptı. O da babası gibi Silahlı Kuvvetler’de psikolojik harekât biriminde görev yaptı ve emekli oldu.
Kürşat Ökte, 1997 yılının Mart ayında psikolojik harekât birimine girdi. Savcılık sorgusunda emekli Albay Ökte, kendisini “Amirlerimin vermiş olduğu görevleri yaptım.” diye savunuyor. Batı Çalışma Grubu evraklarından bazısında ismi yer alıyordu. Kürşat Ökte bunun nasıl gerçekleştiğini bilemediğini söyledi. Ancak mahkeme bu savunmayı kabul etmeyerek emekli Albay Ökte’yi tutukladı.
Kürşat Sezai Ökte’nin erkek kardeşi Kutluhan Savaş Ökte, İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi’nde; kız kardeşi Ayşe Neren Ökte ise Boğaziçi Üniversitesi Kimya Fakültesi’nde öğretim üyesi olarak görev yapıyor.
28 Şubat MGK kararları dayanak
gösterilerek Batı Çalışma Konsepti hazırlandı. Hazırlanan konsept, Çevik
Bir imzası ile gereğinin yapılması için ilgili yerlere gönderildi.