Zaman, Sincan Halk Eğitim Mer-kezi'nde ev ekonomisi öğretmeniyken
dönemin Genelkurmay İstihbarat Başkanı Orgeneral Fevzi Türkeri'nin
talimatıyla görevden alınan Nurşen Orakçı'ya ulaştı.
27
Nisan 2012 günü manşetten duyurduğumuz olayın mağ- duru Orakçı, 14
yıllık meslek hayatına bir çırpıda son verildiğini söy- lüyor. "Oysaki
ben kendi halinde, hayata tutunmaya çalışan bir in- sandım.
Üniversiteyi, bulaşık yıka- yarak okudum." diyor. Nurşen Hanım,
darbenin üzerinden 15 yıl geçmesine rağmen, mağduriyetinin hâla
sürdüğüne dikkat çekiyor: "Hakkımda gizli yazı varmış diye pasaportumu
vermiyorlar. Çok ihtiyacım var, umreye gitmek istiyorum."
Türk siyasi tarihine 28 Şubat darbesi olarak geçen süreç, on binlerce insana büyük mağduriyetler yaşattı. Mağduriyet yaşayanların önemli bir bölümünü, başörtüsü nedeniyle devlet memurluğundan atılanlar oluşturuyor. Bu süreçte yalnızca öğretmenlikten atılanların sayısı 5 bin civarında. Bu isimlerden biri de o dönemde Genelkurmay İstihbarat Başkanlığı görevinde bulunan emekli Orgeneral Fevzi Türkeri'nin öğretmenlikten atılması için özel gayret gösterdiği Nurşen Orakçı. O süreçte yaşadıklarını gözyaşları içinde Zaman'a anlatan Orakçı, 14 yıllık meslek hayatına bir çırpıda son verildiğini belirtiyor. "Ben kendi halinde, hayata tutunmaya çalışan bir insandım. Üniversiteyi, bulaşık yıkayarak okudum. Babam hayatta değildi." diyen Orakçı, görevden atıldıktan sonra yaşadığı sıkıntıları "Her öğretmenler gününde büyük acılar yaşadım. Görev yaptığım okulun önünden uzun zaman geçemedim. Hayatta yapayalnız kaldım, hiçbir destekçim yoktu." şeklinde özetliyor. 28 Şubat sürecinin üzerinden onca zaman geçmesine rağmen mağduriyetinin hâlâ sürdüğünü ise şu sözlerle kayda geçiriyor: "O süreçte yeşil pasaportum elimden alındı. Hâlâ istiyorum, vermiyorlar. Gerekçe olarak 'hakkında gizli yazı var. Pasaportu veremeyiz' diyorlar. Çok ihtiyacım var, umreye gitmek istiyorum, bari pasaportumu versinler."
Sincan Halk Eğitim Merkezi'nde ev ekonomisi öğretmeni olarak görev yapan Nurşen Orakçı, Milli Eğitim Bakanlığı Yüksek Disiplin Kurulu'nun 9 Haziran 2000 tarihli kararı ile meslekten atıldı.
Nurşen Orakçı, mesleğini yapabilmek için elinden geleni yaptığını, ancak buna izin verilmediğini vurguluyor. O süreçte Etimesgut Halk Eğitim Müdürlüğü'nden Sincan Halk Eğitim Müdürlüğü'ne gönderildiğini belirten Orakçı, burada ilk olarak maaş kesme cezası aldığını dile getiriyor. Soruşturma kapsamında ifade verirken 'belki kurtuluruz' düşüncesiyle peruk taktığını ancak Veli Bebek isimli ilköğretim müfettişinin 'başörtülü' diye rapor tuttuğunu aktarıyor. Devlet memurluğundan atılmamak için Tarım Bakanlığı'na geçiş için gayret gösterdiğini, ancak bunun kanunsuz olarak engellendiğini dile getiriyor. Gerekli bütün süreçler tamamlandıktan sonra ilişik kesmek için gittiğinde dönemin Sincan İlçe Milli Eğitim Müdürü Zihni Özdemir'in onaylanmış evrağı elinden aldığını ve "Hakkınızda soruşturma var. İlişiğinizi kesemeyiz." dediğini söylüyor. Orakçı'nın bu anlatımları, dönemin İstihbarat Başkanı Fevzi Türkeri'nin MGK Genel Sekreterliği'ne yazdığı yazı ile bire bir örtüşüyor. Türkeri, söz konusu yazısında Nurşen Orakçı'nın devlet memurluğundan atılmaktan kurtulmak için Tarım Bakanlığı'na geçmeye çalıştığını ve bunun önlenmesini istiyordu. Türkeri'nin MGK Genel Sekreterliği kanalıyla devreye girmesinin ardından Tarım Bakanlığı'na geçişi için gerekli bütün hukuki sürecin tamamlanmasına karşın Nurşen Orakçı'nın bu hakkı kanunsuz olarak, evrak elinden alınarak engelleniyor.
Türkeri'den şikâyetçi olacağım
-28 Şubat sürecinde Sincan Halk Eğitim Merkezi'nde ev ekonomisi öğretmeni olarak görev yapan Nurşen Orakçı, soruşturma kapsamında tutuklanan ve o dönemde istihbarat başkanı olarak görev yapan eski Jandarma Genel Komutanı Emekli Orgeneral Fevzi Türkeri'nin talimatlarıyla meslekten ihraç edildi. Türkeri'nin MGK Genel Sekreterliği'ne yazdığı yazılar geçtiğimiz cumartesi günü Zaman'da yayınlanmıştı. Türkeri'ye "Ben kendi halinde bir insanım. Benim hakkımda böyle bir yazı yazmasına çok üzüldüm, yakıştıramadım." tepkisini gösteren Orakçı, 28 Şubat soruşturması kapsamında suç duyurusunda bulunacağını ve açılacak davaya müdahil olacağını anlatıyor. Bu kapsamda hakkında özel talimat veren Fevzi Türkeri'den de ayrıca şikayetçi olacağının altını çiziyor. Ayrıca kendisi hakkında hazırladığı raporda ihraç kararı isteyen müfettiş Hüseyin Aslan ile dönemin Sincan İlçe Milli Eğitim Müdürü Zihni Özdemir'in de hesap vermesi gerektiğini belirtiyor.
Türk siyasi tarihine 28 Şubat darbesi olarak geçen süreç, on binlerce insana büyük mağduriyetler yaşattı. Mağduriyet yaşayanların önemli bir bölümünü, başörtüsü nedeniyle devlet memurluğundan atılanlar oluşturuyor. Bu süreçte yalnızca öğretmenlikten atılanların sayısı 5 bin civarında. Bu isimlerden biri de o dönemde Genelkurmay İstihbarat Başkanlığı görevinde bulunan emekli Orgeneral Fevzi Türkeri'nin öğretmenlikten atılması için özel gayret gösterdiği Nurşen Orakçı. O süreçte yaşadıklarını gözyaşları içinde Zaman'a anlatan Orakçı, 14 yıllık meslek hayatına bir çırpıda son verildiğini belirtiyor. "Ben kendi halinde, hayata tutunmaya çalışan bir insandım. Üniversiteyi, bulaşık yıkayarak okudum. Babam hayatta değildi." diyen Orakçı, görevden atıldıktan sonra yaşadığı sıkıntıları "Her öğretmenler gününde büyük acılar yaşadım. Görev yaptığım okulun önünden uzun zaman geçemedim. Hayatta yapayalnız kaldım, hiçbir destekçim yoktu." şeklinde özetliyor. 28 Şubat sürecinin üzerinden onca zaman geçmesine rağmen mağduriyetinin hâlâ sürdüğünü ise şu sözlerle kayda geçiriyor: "O süreçte yeşil pasaportum elimden alındı. Hâlâ istiyorum, vermiyorlar. Gerekçe olarak 'hakkında gizli yazı var. Pasaportu veremeyiz' diyorlar. Çok ihtiyacım var, umreye gitmek istiyorum, bari pasaportumu versinler."
Sincan Halk Eğitim Merkezi'nde ev ekonomisi öğretmeni olarak görev yapan Nurşen Orakçı, Milli Eğitim Bakanlığı Yüksek Disiplin Kurulu'nun 9 Haziran 2000 tarihli kararı ile meslekten atıldı.
Nurşen Orakçı, mesleğini yapabilmek için elinden geleni yaptığını, ancak buna izin verilmediğini vurguluyor. O süreçte Etimesgut Halk Eğitim Müdürlüğü'nden Sincan Halk Eğitim Müdürlüğü'ne gönderildiğini belirten Orakçı, burada ilk olarak maaş kesme cezası aldığını dile getiriyor. Soruşturma kapsamında ifade verirken 'belki kurtuluruz' düşüncesiyle peruk taktığını ancak Veli Bebek isimli ilköğretim müfettişinin 'başörtülü' diye rapor tuttuğunu aktarıyor. Devlet memurluğundan atılmamak için Tarım Bakanlığı'na geçiş için gayret gösterdiğini, ancak bunun kanunsuz olarak engellendiğini dile getiriyor. Gerekli bütün süreçler tamamlandıktan sonra ilişik kesmek için gittiğinde dönemin Sincan İlçe Milli Eğitim Müdürü Zihni Özdemir'in onaylanmış evrağı elinden aldığını ve "Hakkınızda soruşturma var. İlişiğinizi kesemeyiz." dediğini söylüyor. Orakçı'nın bu anlatımları, dönemin İstihbarat Başkanı Fevzi Türkeri'nin MGK Genel Sekreterliği'ne yazdığı yazı ile bire bir örtüşüyor. Türkeri, söz konusu yazısında Nurşen Orakçı'nın devlet memurluğundan atılmaktan kurtulmak için Tarım Bakanlığı'na geçmeye çalıştığını ve bunun önlenmesini istiyordu. Türkeri'nin MGK Genel Sekreterliği kanalıyla devreye girmesinin ardından Tarım Bakanlığı'na geçişi için gerekli bütün hukuki sürecin tamamlanmasına karşın Nurşen Orakçı'nın bu hakkı kanunsuz olarak, evrak elinden alınarak engelleniyor.
Türkeri'den şikâyetçi olacağım
-28 Şubat sürecinde Sincan Halk Eğitim Merkezi'nde ev ekonomisi öğretmeni olarak görev yapan Nurşen Orakçı, soruşturma kapsamında tutuklanan ve o dönemde istihbarat başkanı olarak görev yapan eski Jandarma Genel Komutanı Emekli Orgeneral Fevzi Türkeri'nin talimatlarıyla meslekten ihraç edildi. Türkeri'nin MGK Genel Sekreterliği'ne yazdığı yazılar geçtiğimiz cumartesi günü Zaman'da yayınlanmıştı. Türkeri'ye "Ben kendi halinde bir insanım. Benim hakkımda böyle bir yazı yazmasına çok üzüldüm, yakıştıramadım." tepkisini gösteren Orakçı, 28 Şubat soruşturması kapsamında suç duyurusunda bulunacağını ve açılacak davaya müdahil olacağını anlatıyor. Bu kapsamda hakkında özel talimat veren Fevzi Türkeri'den de ayrıca şikayetçi olacağının altını çiziyor. Ayrıca kendisi hakkında hazırladığı raporda ihraç kararı isteyen müfettiş Hüseyin Aslan ile dönemin Sincan İlçe Milli Eğitim Müdürü Zihni Özdemir'in de hesap vermesi gerektiğini belirtiyor.
