İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi, 'Balyoz' sanıklarının tutukluluk hallerinin kaldırılması yönündeki taleplerini oyçokluğuyla reddetti.
Hukukun önünde herkesin eşit olduğunu aktaran mahkeme heyeti, kuvvetli suç şüphesi ve delillerin karartılma ihtimaline dikkat çekti.
Mahkeme, kararlara muhalefet şerhi koyan Heyet Başkanı Şeref Akçay'a, 'ihsas-ı rey' uyarısında bulundu. 'Balyoz' sanıklarının tahliye taleplerinin reddedilmesi üzerine TSK'nın internet sitesinde yaptığı 'tutuklama kararını anlamıyoruz' açıklaması, büyük tepki çekmişti. Açıklama 'yargıya verilmiş muhtıra' olarak değerlendirilmişti. Söz konusu açıklamanın ardından gözler, tutuklamaya yapılan itirazları inceleyecek olan 11. Ağır Ceza Mahkemesi'ne çevrilmişti. Mahkeme, 'Balyoz' davasında 162 sanığın tutukluluk hallerinin kaldırılması yönündeki taleplerini inceledi. Oyçokluğuyla taleplerin reddine karar verdi. Heyet, kararında, dava kapsamında tutuklu bulunan bir kısım sanıklarla ilgili yargılamanın yapıldığı 10. Ağır Ceza Mahkemesi'ne itiraz edildiğini hatırlattı. 10. Ağır Ceza'nın itirazları incelenmek üzere bir üst mahkemeye gönderdiğini aktardı. Ulaşılmak istenen amaç ile uygulanacak olan emniyet tedbiri arasında bir orantı bulunması gerektiği aktarıldı. Anayasa'nın orantılılık ilkesinin de bunu gerektirdiği belirtilen kararda, ''Bu orantı da, tutuklanan ya da tutukluluğunun devamına karar verilenin üzerine atılı suç için ceza kanununda öngörülen yaptırımın alt ve üst sınırları dikkate alınarak, tutuklanmadan beklenen delillerin karartılmaması, delillerin ortaya konulmasına etki edilmemesi, delillerin değiştirilmesinin engellenmesi gibi ulaşılmak istenen amaçlar arasında kurulacaktır.'' görüşüne yer verildi.
Kararda, bir süre önce sanıkların tutukluluklarının kaldırılmasına yönelik itirazları reddeden mahkeme heyetine, Heyet Başkanı Şeref Akçay'ın bazı gerekçeler öne sürerek, 'muhalefet şerhi' koyduğu hatırlatıldı. Akçay'ın, muhalefet şerhinde tekrarladığı 'sanıkların eylemlerini devam ettirecek herhangi bir faaliyette bulunmadıkları' gerekçesiyle tutukluluğun devamına yönelik gerekli koşulun bulunmadığına işaret ettiği kaydedildi.
MAHKEME BAŞKANINA İHSAS-I REY UYARISI
Şu görüşler dile getirildi: "Tutuklama koşullarının yer aldığı CMK'nın 100. maddesinde öncelikle bahsedilen kavram, atılı suç yönünde tutuklanma kararına dayanak olmak üzere 'kuvvetli şüphe'dir. Maddede sözü edilen tutukluluk koşulu yönünden aranması gereken ana ilke 'kuvvetli şüphe'nin bulunup bulunmadığıdır. 'Sanıklar yönünden 5-7 Mart 2003 tarihinden sonra atılı suça dair faaliyette bulunduklarına yönelik delil elde edilmemiş olması' gibi argümanla tutukluluk incelemesi yapılamaz. Böylesi bir yöntem benimsenmesi, bu görüşü savunan hakim bakımından ihsas-ı rey oluşturur. Yani tutukluluk incelemesinde kamu davasının esası hakkında görüşünün açıkça beyan edilmesi özelliği taşır. Diğer yandan tutukluluğun devamına karar verilen bir mahkemenin bu kararına yapılan itirazı incelemekte olan mahkeme de diğer mahkemenin yargılamakta olduğu kamu davası ile ilgili davanın esası hakkında görüşünü, yargılamayı yapan mahkemenin yetki sahasına girerek, onun yerine geçerek, netice hüküm olacak biçimde değerlendirme yapıp açıklayamaz. İnceleme yapan mahkemenin yetkisi, tutukluluğa ilişkin Ceza Usul Yasası hükümleri ile sınırlıdır.'' denildi.
DELİLLERİN KARARTILMA TEHLİKESİ VAR
Mahkeme, sanıkların tutuklama koşulları açısından bir değişikliğin bulunmadığını aktardı. Üzerlerine atılı suçun önemi, suç için öngörülen ceza süresi, suçun vahamet arz eden niteliği, dosyadaki plan seminerine ve çeşitli isimlerdeki planlara ait yazılı ve ses kayıtları, sanık Süha Tanyeri'den ele geçirilen el yazısı notları, soruşturma dosyası ile Gölcük Donanma Komutanlığı'ndan elde edilen belgelere ilişkin soruşturma dosyası, dosyadaki delil durumu, bilirkişi raporları, dijital materyaller ve diğer ses kayıtlarını dikkate alarak, tüm sanıklar hakkında suç şüphesinin var olduğuna dikkat çekti. Ayrıca sanıkların delilleri karartma ve yeni delil elde edilmesine engel olma tehlikesinin bulunduğunu ve adli kontrol hükümlerinin uygulanmasının yetersiz kalacağının anlaşıldığını dile getirdi. Heyet, tüm bu sebeplerle yapılan itirazları oyçokluğuyla reddetti. Bu karara Mahkeme Başkanı Şeref Akçay, 14 sayfalık muhalefet şerhiyle muhalif kaldı.