21 Nisan 2011 Perşembe

YSK iyi çocuktur! / Yener Dönmez

YSK’nın BDP’nin desteklediği adaylar hakkında “oybirliğiyle” verdikleri kararın hukukla herhangi bir ilgisinin bulunmadığını, aksine içinde pek çok hukuk ihlali barındırdığını iki gündür gazetelerden okuyorsunuz.

Ömürleri yargı dünyasının içinde geçmiş Yargıtay ve Danıştay’dan gelmiş hukukçulardan oluşuyor YSK...

Böylesi vahim hukuk tecavüzünü “sehven” yapmış olduklarını, kanunu yanlış yorumladıklarını düşünmek komik olur.

Bu karar “taammüden” alındı.

CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu ile Yüksek Yargı arasındaki -etnik boyutu ayağa düşmüş- karşılıklı paslaşma buralara kadar geldi artık.

Seçim öncesi AK Parti’yi vuracak en önemli kozun Güneydoğu’da çıkacak olaylar olduğu bütün analistlerin ortak görüşü.

PKK, saldırıya geçip, yani karakol baskınları ve benzeri ataklar yaptığında kaybettiğini biliyor.

Güneydoğu seçmeni “saldıranı” sevmiyor artık.

Bölge halkı “ne devlet gitsin Kandil’i bombalasın, ne PKK gelsin karakolları bassın, bu barış ortamı sürsün” görüşünde.

Bu görüşün Güneydoğu’da çok yaygın ve güçlü olması PKK’nın elini kolunu bağlıyor.

KCK’nın beli kırıldığı için hareket edemiyor.

PKK da bu nedenle saldıramayınca geriye iki seçenek kalıyordu:

1- Bölgede geniş çaplı arama tarama faaliyetlerine başlanması ve riskli bölgelere asker sevkiyatı yapılması.

2- İyi çocukların devreye girmesi.

Hatırlarsanız, “PKK’nın kucağına kınalı kuzuları gönderme” skandalını deşifre etmiştik.

Çok şükür şu ana kadar bu yapılamadı.

Geriye iyi çocukların devreye girmesi kalıyordu.

Geçtiğimiz günlerde Tekirdağ’da bu da suçüstü yapıldı.

Tekirdağ’da Savcılık ve Emniyet, Jandarma’yı “Çakma PKK Operasyonu” sırasında suçüstü yapmıştı.

Jandarma muhbirleri aracılığıyla gariban bir Kürt vatandaşın evine PKK dokümanları, devlet kurumlarına yönelik saldırı krokileri yerleştirilmişti. Sonra da bu ev savcılığa yapılan bir ihbarla bastırtılmıştı.

Ama delilleri didik didik inceleyen Savcılık, Kürt vatandaşın olayla ilgisi olmadığını, bunun JİTEM’i hatırlatan bir komplo olduğunu ortaya çıkardı.

Üç jandarma görevlisi gözaltına alındı. Jandarma muhbiri her şeyi itiraf etti.

Amaç belliydi: Seçim öncesi “PKK Tekirdağ’a kadar geldi” propagandası yapılacak, bölgede birkaç Kürt vatandaşımızın iş yerlerine öfke yönlendirilecek, gündem yine çatışma ortamına çekilecekti.

Bu tetikleme Balıkesir, İzmir gibi illere sıçratılacak; Burada Kürt vatandaşlara yönelik öfke, Güneydoğu’da aksi reaksiyonunu oluşturacak ve seçim öncesi Ulusalcı partilere, karşıt olarak BDP’ye can simidi verilecekti.

AK Parti’nin oyları yüksek çıkmasın da ne olursa olsun...

Neyse ki işini yapan savcılar ve polisler var da Tekirdağ’daki “iyi çocuk” tezgahı erken bozuldu.

Şimdi görev sırası YSK’da...

Referandum öncesi süreyi 60 günden 120 güne çıkartan, yurt dışındaki vatandaşlarımızın -potansiyel AK Parti seçmeni diye- bulundukları ülkelerde oy kullanması düzenlemesini iptal eden, İlhan Cihaner aday olabilsin diye adeta direnen YSK, şimdi de iyi çocuk rolünde.

Başardılar...

Güneydoğu karıştı...

Hürriyet Gazetesi, yakılan bir iş yerinin fotoğrafının üstüne “YSK Molotofları” başlığını atmış.

Ne kadar doğru bir tanımlama.

Bozuk saat bile günde iki kere doğruyu gösterirmiş!

YSK, seçim öncesi Güneydoğu’da ateşleme için gerekli fitili verdi.

AK Parti ile Kürt seçmenlerin arasındaki bağı kopartmanın adımı atılmış oldu.

YSK’nın attığı pası CHP’nin alma hızını da fark etmişsinizdir.

Kılıçdaroğlu hemen açıklama yapıp, “Meclis’i toplayalım, BDP’nin vekillerinin önünü açacak düzenlemeler yapalım” dedi.

Artık CHP için yeni bir denklem sözkonusu.

Yüksek yargıda 12 Eylül Referandumu sonrası başlayan reformlar HSYK, Yargıtay, Danıştay, Anayasa Mahkemesi gibi vesayet kurumlarında değişimi başlattı.

Eskiden bu kurumları tepe tepe kullanan CHP, şimdi “Vesayet Kalesi” olarak YSK’yı kullanıyor.

CHP açısından seçim öncesi güzel paslaşmalar bunlar.

Ortamı istedikleri noktaya getirme yönünde önemli bir adım attılar.

Güneydoğu savaş alanına dönmüşken YSK Başkanı’nın kuruma giriş ve çıkışlarındaki laubali tavrına dikkat edin lütfen.

Ülke karışmış, gündem altüst olmuş, seçimin güvenliği tehlikeye düşmüş umurunda değil.

Hesap soracak biri yok mu?

Bunlar senin eserin Ali bey...
Huzur içinde seçime gidilirken bu ülkeye bunları yaşatmaya hakkınız yok YSK’nın üyeleri...
YSK’dan hesap sorulmalı...