29 Nisan 2011 Cuma

''BALYOZ PLANI'' DAVASI

''Balyoz Planı'' davasında eski Genelkurmay Genel Sekreteri emekli Orgeneral Şükrü Sarıışık ve bir kısım sanık avukatı ile Cumhuriyet Savcısı Savaş Kırbaş arasında 12 Eylül tartışması yaşandı. İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesince Silivri Ceza ve İnfaz Kurumları Yerleşkesi'ndeki salonda görülen duruşmada, emekli Orgeneral Şükrü Sarışık'ın çapraz sorgusu yapıldı.

İddianamedeki plan seminerindeki ses kayıtlarında iç ve dış tehditlerle alakalı, Türkiye genelinde bir durum değerlendirmesi yaptıklarını anlatan Sarıışık, buna jenerik senaryo içinde yer verdiklerini söyledi. Ülkenin geleceği ve bekasını sağlamak için plan seminerinde, bu jenerik senaryoyu anlattığını anlatan Sarıışık, bu jenerik senaryodaki her şeyin nasıl yasal çerçevede anlatıldığını kaydetti. Üye hakim Ali Efendi Peksak, plan seminerindeki konuşması sırasında bir parti isminin kullanılıp kullanmadığını sorması üzerine, kendisinin böyle bir şeyi kullanmadığını, kullananın olup olmadığına ilişkin bir bilgisinin de olmadığını kaydetti. Peksak, iddianamede yer alan bir ses kaydında, 12 Eylül'ü darbe olarak kabul ettiğinini hatırlatması üzerine Sarıışık, ''Bunu dünya kabul etti. Tüm ülke kabul etti'' dedi. Sarıışık, toplumsal olaylara alınacak tedbirlerin önemli olduğunu ifade ederek, ülkeyi bölmek ve yıkmak ile irticai faaliyetlere karşı tedbirlerin alınması gerektiğini kaydetti.

-12 EYLÜL TARTIŞMASI-
Şükrü Sarıışık, ''Herkes bu konuda hemfikir ve aynı şeyi söylüyor 'bir günde 30-40 kişi ölüyor, ertesi gün bir şey yok. Neden?' Çünkü, kamu güvenliği sağlandı. Demek ki herkes görevini tamamıyla yaptığı için. Bugün de herkesin görevini tam olarak yapması lazım. Emniyet güçleri de doğru düzgün çalışınca ortalık düzeliyor. Herkes görevini yapsa ne gerek var ihtilale, darbeye'' şeklinde konuştu.

Bunun üzerine söz alan Cumhuriyet savcısı Savaş Kırbaş, ''12 Eylül'de her şey süt liman oldu' diyorsunuz 11 Eylül'de de aynı ordu vardı. O zaman neden engelleyemedi? Başka bir ordu mu vardı 12 Eylül'de?'' demesi üzerine, sanıklar ve avukatlar bu sorunun sorulmasına itiraz etti ve sorunun davayla ilgisi olmadığını belirterek, tepki gösterdi.

Mahkeme Başkanı Ali Alçık da araya girerek, ''Savcı sorusunu sorsun, tamamlasın ondan sonra itiraz edin. Neyi soracağını nereden biliyorsunuz?'' dedi. Sarışık'ın avukatı Fatih Volkan, ''Savcı herhalde 12 Eylül'ün hesabını soruyor. İddianamede olmayan husus müvekkilime sorulamaz'' diye tepki gösterdi. Bunun üzerine mahkeme heyeti, kendi aralarında kısa bir görüşme yaparak, sorunun sorulmasını iddianamede olmadığı gerekçesiyle reddetti.

-SAVCI: ''BİZ BURADA DARBE YARGILAMASI YAPIYORUZ''
Savcı Kırbaş da tekrar söz alarak, ''İddianamede 12 Eylül'ün olmadığı hususuna katılmıyorum. 491. sayfadaki seminer kayıtlarında 12 Eylül'e ilişkin değerlendirme var. 12 Eylül ile ilgili kıyaslama yapan sanığın kendisidir. Biz burada darbe yargılaması yapıyoruz. Sanık 'Plan seminerinde ve savunmasında 12 Eylül'de etraf süt liman oldu' diyor. Neden tehditleri hukuk sınırları içinde engellemiyorsunuz da 12 Eylül tarzında istiyorsunuz. 12 Eylül tarzına ne gerek var?'' dedi. Sanık Sarıışık'ın diğer avukatı Osman Topçu da iddianame ve davanın 12 Eylül ile bir ilgisinin olmadığını anlatarak, bu sorunun sorulmasına karşı olduklarını kaydetti.

-AVUKAT CELAL ÜLGEN: ''12 EYLÜL'DE YAPILANLARI KINIYORUZ''-
Emekli Orgeneral Çetin Doğan'ın avukatı Celal Ülgen de söz alarak, savcının her konuşmasında, ''İddianamede yer olmamakla birlikte'' ifadesini kullandığını anlatarak, şunları kaydetti: ''Sanık vekilleri olarak ne 12 Eylül'ü de ne de 12 Eylülcüleri savunma konumuna düşeriz. Biz 12 Eylül'de yapılanları kınamış insanlarız. 12 Eylül'de yapılanları kınıyoruz. TSK bir havuz gibidir. 12 Eylül'de havuzda başka su vardır. Bir kişi o suda boğulmuştur, sonra su yenilenmiş ve havuz yeniden doldurulmuştur. Şimdi siz kalkıp burada bir çocuk boğulmuştur deyip burada hesabını soruyorsunuz.''

12 Eylül'ün uzantılarının emperyalizme ve ABD'ye uzandığını dile getiren Ülgen, ''ABD, darbe için 'Bizim çocuklar yaptı' demiştir. Bugüne gelirsek kimin emperyalizmden, kimin tam bağımsız Türkiye'den yana olduğu ortaya çıkacaktır'' ifadesini kullandı.

Bu sırada seyircilerin Ülgen'i alkışlaması üzerine Mahkeme Başkanı Alçık, ''Bu son uyarıdır bir daha alkış yaparsanız hepinizi dışarı çıkartacağım'' dedi.

-''BU SORULAR KALP KRİZİNE NEDEN OLACAK''-
Sanık avukatlarından bir kısmının söz alarak, iddianamenin, üye hakimler ve savcı tarafından hiç anlaşılmamış olduğunun anlaşıldığı yönündeki sözler sarfederek, ''İlkokul çocuklarının bile anlayabileceği'' benzetmesinde bulunması üzerine, Mahkeme Başkanı Ali Alçık tepki göstererek, ''Siz anlayabilirsiniz. Çok üstün zekalı olabilirsiniz ama 2 hakime ilkokul öğrencilerinin anlayacağı konuyu anlayamamışlar diyemezsiniz. Bu nahoş bir tutumdur'' dedi. Avukatların, savcının bazı sorularına, sanıkların kalp krizi geçirerek, rahatsız olabileceğini söylemesi üzerine de Başkan Alçık, ''Bu sorulardan kimse kalp krizi geçirmez'' diye cevap verdi.

Daha sonra söz alan sanık avukatlarından Emin Emir, bu davanın bir de salonun dışında kamuoyu önünde yapıldığını belirterek, savcının bu soruları kamuoyu yaratmak amacıyla sorduğunu söyledi. Avukat Emir, Cumhuriyet Savcısı Kırbaş'ın hakimin reddettiği bir soruyu tekrar sorduğunu ifade ederek, Kırbaş hakkında suç duyurusunda bulunulmasını talep etti.