19 Nisan 2011 Salı

Diyarbakır, cezaevi değil işkence eviydi

Diyarbakır Cezaevi'nde yaşadığı işkenceleri unutamadığını söyleyen Dr. Sinan Olcan, 32 yıl sonra Kenan Evren ve arkadaşlarından davacı oldu. Olcan, Diyarbakır Başsavcılığı'na sunulmak üzere Sapanca Savcılığı'na verdiği dava dilekçesinde üniversite 4. sınıf öğrencisiyken yaşadıklarını şöyle anlattı: "Günde 8 saat işkence gördüm. Hortumla bayılana kadar dövdüler. Mazgalları kaldırtıp insan dışkısı bile yedirdiler."Darbe şartlarının olgunlaşmasını bekleyen cunta, 12 Eylül 1980 sabahı ülke yönetimine el koymuştu. Parlamento ve hükümet feshedildi. Yüz binlerce kişi gözaltına alındı. Karakollarda, cezaevlerinde işkence altında imzalatılan ifadelerle, suçsuz onlarca insan idam edildi. Darbenin ardından öğrenci gösterisine katılması bahane edilerek gözaltına alınanlardan biri de Sinan Olcan'dı. 2 Aralık 1980'de tutuklanarak gönderildiği Diyarbakır Cezaevi'nde üç yıl kaldı. Olcan, "O dönem iç güvenlik amiri Yüzbaşı Esat Oktay Yıldıran'dı. İnsanın onurunu ayaklar altına alan işkenceler yapıyorlardı. Ali Sarıbal isimli arkadaşımızı demir sandalye ile 170 kişinin gözü önünde öldürdüler." diyor.

Şimdi Sakarya'nın Akyazı ilçesinde doktor olarak görev yapan Sinan Olcan, kendisine 32 yıl önce yapılanların hesabını sormaya hazırlanıyor. Dün, 12 Eylül mağduru sıfatıyla darbenin mimarları Kenan Evren ve arkadaşlarından davacı oldu. Dr. Olcan, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'na sunulmak üzere Sapanca Cumhuriyet Savcılığı'na verdiği iki sayfalık dava dilekçesinde, üniversite 4. sınıf öğrencisiyken Diyarbakır 5 No'lu Cezaevi'nde yaşadıklarını madde madde anlattı: "Günde en az 8 saat işkence gördüm. Hortum ve coplarla dövüyorlardı. Bu şekilde bayılana kadar işkenceye devam ediyorlardı. Co adındaki bir köpeği üzerimize salıyorlardı, köpeğe selam duruyorduk. Havalandırma mazgalını kaldırtıp insan pislikleri yedirdiler. Birçok arkadaşımız koleradan öldü. Yüzbaşı Yıldıran, ikinci katın penceresinden bunları kahkahalarla izliyordu. Mahkeme huzurunda bile işkence görüyordum. Bu sebeple hakimden de davacıyım."

Doktor Sinan Olcan, şimdi kendisine yapılanların hesabını sormaya hazırlanıyor. Cuntacı ekipten davacı oldu. Dava dilekçesinde, Diyarbakır 5 No'lu Cezaevi'ne konulduğunu belirterek gördüğü işkenceleri 2 sayfada özetliyor. Olcan, "Günde en az 8 saat işkence gördüm. Hortum ve coplarla dövüyorlardı. Havalandırma mazgalını kaldırtıp insan pislikleri yedirdiler. Birçok arkadaşımız koleradan öldü. Bunlar yaşandı. Sadece bir kişi değil, 6 bin kişi üzerinde bunlar denendi. Basit gerekçelerle insanlara zulüm edildi. 'Eğitim yaparken ayak uyduramadın, yanlış adım attın; mazgalı kaldır içindeki pisliği elinle al ve ye!' diyorlardı. Yemesen ölüm nedeni... Esat Yıldıran da ikinci katın penceresinden izliyor ve kahkahalarla gülüyordu. Mahkemede bile işkence görüyordum. Bu sebeple hâkimden de davacıyım. Kötü insanlardı, kötü olaylardı. Yaşanmasını hiç istemezdim. Umuyorum bir daha yaşanmasın. Ben sonuna kadar bu davayı götüreceğim."

KIPIRDAYANI KOMAYA SOKUYORLARDI
"Mahkemelere gidiş gelişlerde göğsümüzden ön ve arkadaki insanlara zincirlenirdik. Eller arkada kelepçeli, başımız öne eğik, konuşmak ve sağa sola bakmak yasak, aynı zamanda askerin yüzüne bakmak da yasaktı. Bizi Reo'da çömeltip botlarla sırtımıza ve kafalarımıza basarak insanlık onurunu ayaklar altına alıyorlardı. Mahkeme salonunda otururken sağa sola bakmak, avukatlarla göz göze gelmek ve kıpırdamak yasaktı. Toplu davalarda oturumlar uzun sürerdi. Sandalyeler kuru ve biz çok zayıftık, otururken kımıldayan kişi cezaevine girişte komaya girene kadar dövülürdü."

Olcan, darbecilerin 'Anayasal düzeni zorla değiştirmek ve hükümeti yıkmak (darbe yapmak), sistemli bir şekilde planlayarak ve tasarlayarak adam öldürmek, kasten adam yaralamak, işkence yapmak, eziyet etmek, hürriyetten yoksun bırakmak, cinsel saldırıda bulunmak' gibi suçlardan yargılanmalarını istedi. Dilekçesini, "Yukarıda anlattığım ve mahkeme süresince daha detaylı anlatacağım bana yapılan işkencelerden dolayı, kamu haklarım saklı kalmak koşuluyla 12 Eylül darbesini yapanlar, Diyarbakır Askeri Mahkemesi ve Diyarbakır Cezaevi'ndeki tüm görevlilerden davacıyım ve cezalandırılmalarını talep ediyorum." diyerek tamamladı.