Mesut Yılmaz uzun bir aradan sonra ilk kez HABERTÜRK TV'de Belkıs Kılıçkaya'ya konuştu
Namık Kemal Zeybek'in Demokrat Parti Genel Başkanlığı'na seçilmesinin ardından partisinden istifa eden Rize Bağımsız Milletvekili Mesut Yılmaz, uzun süren sessizliğini HABERTÜRK TV ekranlarında bozdu. Canlı yayında Belkıs Kılıçkaya'nın sorularını yanıtlayan Mesut Yılmaz, 28 Şubat sürecinde yaşananlarla ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu.
"Refah-Yol dik durabilseydi..."
O dönemde Başbakanlık koltuğunda oturan Necmettin Erbakan'ı yaşanacaklar konusunda uyardığını belirten Yılmaz, "Ama dönemin hükümeti bazı şeyleri öngöremedi" diye konuştu. Refah-Yol hükümetinin 28 Şubat 1997 tarihinde alınan ve süreci başlatan MGK kararları karşısında dik duramadığını öne süren Yılmaz, "Başta Erbakan olmak üzere hükümet bu kararlara karşı dik durabilseydi, asker daha ileriye gidemezdi. Alınan kararların bazılarını kabul edip uygulayabilirlerdi ama kararların altına imza atıp öte taraftan karşı faaliyet içine girmek yanlıştır" dedi.
"28 Şubat'ın en büyük zararını ben yaşadım"
"Öte yandan bakarsanız 28 Şubat sürecinin en büyük zararını da ben gördüm" diye konuşan Yılmaz, dönemin Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı ve Genelkurmay İkinci Başkanı Çevik Bir ile yaşadığı 'Batı Çalışma Grubu' tartışmasını şöyle anlattı:
"Sayın Demirel yaşanan olaylardan sonra hükümet kurma görevini bana verdi. Baktım ki; Batı Çalışma Grubu Genelkurmay'da çalışmalarına devam ediyor. Bir gün Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı ile haftalık görüşmemizde 'Paşam Batı Çalışma Grubu'nun amacı ne?' diye sordum. Dedi ki; Hükümet Türkiye'yi irticaya götürüyordu, buna karşı tedbir almak için kuruldu. Hükümetin gittiğini söyledim ve 'Neden bu Batı Çalışma Grubu hala çalışmalarına devam ediyor?' diye sordum. 'Genelkurmay İkinci Başkanım size anlatsın bir gün' dedi. Sonra Çevik Bir geldi ve bana birtakım bilgiler verdi. Dedim ki; 'Paşam bunların hiçbirine gerek yok, Artık biz sivil irade olarak bunların takibini yaparız.' Batı Çalışma Grubu kalktı nihayetinde ama kalkmış olmasına rağmen zaman zaman Genelkurmay'dan açıklamalar yapılıyordu. Bu açıklamalar aslında belki bilinçli, belki bilinçsiz ama hükümetin otoritesini sorgulayan açıklamalardı. Ben bu konudaki rahatsızlığımı her zaman belirttim."
"Erdoğan şanslıydı, Özkök'le çalıştı"
TSK'da pek çok değişik eğilimlerin olduğunu ama Genelkurmay Başkanı kımse ordunun genel olarak onunla aynı pozisyonda göründüğünü anlatan Yılmaz, askerler konusunda Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın şanslı olduğunu söyledi:
"Şanslı, çünkü o Hilmi Özkök gibi bir askere rastladı. Ben maalesef öyle bir Genelkurmay Başkanı ve çalışma grubuna denk düşmedim."