26 Ocak 2011 Çarşamba

‘Aksi yönde yapılan telkinler’ rezaleti / Eser Karakaş


  
Genelkurmay Başkanlığı’nın www.tsk.tr sitesine 24 Ocak Pazartesi günü bir kez daha bir basın açıklanması kondu.
Türkiye bir kez daha bir hukuk, bir demokrasi ayıbı, garabeti yaşıyor.
Bu yazıyı Pazartesi gecesi çok geç saatlerde yazıyorum.
Gözüm ise gecenin geç televizyon haberlerinde.
Yaklaşık tüm kanallar Genelkurmay’ın basın açıklamasını haber olarak veriyorlar.
Genelkurmay basın açıklamasının genel teması Balyoz davası, Aralık başında Gölcük Donanma Komutanlığı’nın istihbarat biriminde ele geçen çuvallar dolusu belgeler ve bu belgeler bazında süren davada bazı usul esaslarına uyulmadığına ilişkin kaygılar, ve yine bu temelde bazı çevrelere suçlamalar.
Kanallar da Genelkurmay’ın bu açıklamalarını haberleştiriyorlar.
Oysa, kanımca, Genelkurmay Başkanlığı’nın BA-03/11 no’lu basın bildirisinin en ilginç bölümü son paragrafı, beş numaralı paragraf.
Okuyorum, okuyorum, gözlerime inanamıyorum.
Cumhurbaşkanı’nın, siyasal iktidarın, CHP’nin, diğer partilerin, TBMM Başkanlığı’nın, tüm yüksek yargı organlarının başkanlarının bu bildiriye, bu son paragrafa nasıl hemen tepki vermediklerini anlamakta acze düşüyorum.
Son paragrafı aynen aktarıyorum: Türk Silahlı Kuvvetleri, demokrasi, hukukun üstünlüğü ve anayasal değerlere bağlı bir kurum olarak, aksi yönde yapılan telkinlere rağmen, yargı sürecini sabır, sukunet ve itidalle izlemekte, bu çerçevede bağımsız ve tarafsız olduğuna inandığı yargının er ya da geç doğruyu ortaya çıkarmasını beklemektedir.  
Bu bildiri ve bu son paragraf, nereden bakarsanız bakın, demokrasi ve evrensel hukuk devleti ilkeleri içinde kaldığınız müddetçe, herkes için bir skandal niteliğindedir.
Genelkurmay Başkanlığı’nın bu tür bidiriler yayınlama hakkı yoktur, haddi değildir.
Genelkurmay Başkanlığı bildiride yargı sürecini sabır, sükunet ve itidalle izlediğini açıklamaktadır.
Bu ne demektir?
Genelkurmay Başkanlığı yargı sürecini sabır, sükunet ve itidalle izlemezse ne olacaktır?
Genelkurmay Başkanlığı, milleti, toplumu böyle tehdit edeceğine, sabrı taşarsa ne yapacağını açıklamak zorundadır.
Bizim de bunu bilmek hakkkımızdır.
Bildiride bunlardan da vahim bir ifade vardır.
Yukarıda www.tsk.tr adresinden aktardığım bildiri metninde “aksi yönde yapılan telkinler” gibi bir çirkin ifade bulunmaktadır.
Aksi yön, metinden anlaşılacağı gibi, Genelkurmay’ın yargı sürecini “sabır, sükunet ve itidalle izlemesinin” ters yönüdür.
Yani birileri, bazı kurumlar Genelkurmay Başkanlığı’na Balyoz davasını sabrı taşarak, sükunetini korumaksızın, mutedil davranmadan izlemesini, yani müdahale etmesini istemektedirler.
Bu darbe şakşakçıları kimlerdir?
Genelkurmay, bir kamu kurumu olarak, kendisine darbe yani suç işleme telkininde bulunan kişi ya da kurumları açıklamak yasal ve onursal mecburiyeti içindedir.
Siyasal iktidarın da bu inanılmaz ifadelere müdahale etme siyasi, hukuki mecburiyeti bulunmaktadır.
Ama, tahminim, ne o, ne de öbürü olacak, bu korkunç metin, aynen 27 Nisan muhtırasının Genelkurmay sitesinde kaldığı gibi, biraz konuşulacak, sonra da unutulup (!) gidecektir.