Hani subaylar derneklere üye olamazdı?. Bunlara yasa işlemiyor. Darbeci bir subay loca üyesi ise ona kim ne diyebilir ki!
Darbelerde parlamento, parti, vakıf, dernek, sendika, hepsi kapatılır. Kapatılmayan tek kurum vardır. O da Mason locaları.
Ve ilk oluşturulan ara rejim hükümetinde Bakanlar Kurulu’nun üçte iki üyesi Mason locasından oluşturulur.
Bu Ergenekon, Balyoz davası ile ilgili benim anlamadığım bir şey var. Darbe İstanbul’da değil, Ankara’da yapılır ama bu işin ucu bir türlü Ankara’ya uzamıyor. İkincisi; içinde Masonların olmadığı bir darbe planı olamaz ama bu işin ucu localara bir türlü uzamıyor.
Tam da “uzamıyor” derken, ilk haber geldi: 33 dereceli masonların yer aldığı Türkiye Yüksek Şûrası ile Ergenekon arasında bir bağlantı daha ortaya çıktı. Şûra'nın resmî adı olan Türkiye Fikir ve Kültür Derneği'nin, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği ve Çağdaş Eğitim Vakfı'ndan bursları kesilen PKK'lı öğrencilere kucak açtığı belirlenmişti. Şimdi de, son iddianamenin sanıkları arasında bulunan emekli Deniz Albay Aydın Ortabaşı'nın, üst düzey bir mason olduğu anlaşıldı. İddianamede, ÇYDD'den burs alan kız öğrencilerle askerî öğrencileri buluşturmakla suçlanan Ortabaşı, Şûra'nın yönetimi altında bulunan 31 dereceli bir mason. Aynı zamanda locanın Yüksek Haysiyet Divanı üyesi. 2009 yılı Masonik Hizmet Ödülü'nün de sahibi. Yüksek Şûra tarafından verilen ödülün gerekçesi ise ilginç: "Gölcük ve civarında kız öğrencilerin eğitimi konusundaki hizmetleri."
Hani subaylar derneklere üye olamazdı?. Bunlara yasa işlemiyor. Darbeci bir subay loca üyesi ise ona kim ne diyebilir ki!
Bu iş locaya ve Ankara’ya uzanmadan işin aslını öğrenemeyeceğiz.. Hâlâ birileri süreci kontrol ediyor.. Örgütün teslim olmama sebebi de bu..
Haberal olayı bu konuda bir turnusol kağıdı görevi yapıyor..
Çetin Doğan’ın da sembol bir rolü var mesela.. Çevik Bir de öyle..
Çevik Bir suçlanmıyorsa Çetin Doğan’ı niçin sorguluyorsunuz?.
Çetin Doğan darbe planı yapmış, Kenan Evren darbe yapmış..
Çevik Bir de “post modern bir darbe” yaptıklarını söylemedi mi?
Yasa önünde herkes eşit olmalı. Bu ikilem insanı düşündürmüyor değil..
Birileri bu çelişkilere bir açıklama getirmeli..
Eğer bu olaylar bu noktaya getirildikten sonra bu işin üstü örtülürse, bu ülkeye de, millete de yazık olur.. Hatta eğer suç yok idi ise bu sorgulama, bu işi gündeme getirenler ve sorgulamayı yapanlara yönelir. Eğer bu sorgulama sürecekse, o zaman bu iş burada kalamaz..
Parlamentonun, iktidarın ve yargının bu konuda üzerine düşeni yapması gerek..
Kurunun yanında yaş da yanmamalı.. Birileri cezalandırılırken aynı suça iştirak eden birileri himaye görmemeli.
Darbeyi bir kanser hücresine benzetirseniz, Ankara dışındaki komplikasyon alanları, metestaz alanlarıdır.. Asıl kanser hücresini almadan bu hastalıktan kurtulmak mümkün değil.
Bataklık kurutulmadan, sivrisineklerle baş edemezsiniz.
Hâlâ Kozmik Odanın sırrı ortaya çıkartılmadı.
İki kamyon el bombasının sırrı çözülmedi.
Hal böyle olunca hâlâ birileri, Malatya İnönü Üniversitesi Eczacılık Fakültesi örneğinde olduğu gibi, ikna odaları kurma hayalleri kurabiliyor.
Hiçbir şey yapılmıyor değil. 28 Şubat’ın mirası olan Başbakanlık Takip Merkezi tasfiye edildi en son ama, sanırım bu konuda daha hızlı hareket etmek gerekecek..
JİTEM yapılanması hâlâ devam ediyor.. Kaldı ki tek sorun JİTEM de değil. O JİTEM kadrosunda görevli silahlı 10.000 kişilik gizli ordu çalışanları için de bu süreç son derece rahatsız edici.. Belirsizlik, korku, kaygının beslediği bir tedirginliğin o insanların beyninde sebeb olduğu tahribatın aile çevresi üzerindeki yansımaları bile rahatsız edici.
Birilerinin artık bir dönemin bittiğinin farkına varması gerek. Haberal’dan sonra sıranın Ankara’ya gelmesi gerek artık. Bu, İstanbul’da işlerin bittiği anlamına gelmiyor.. İş dünyası ve media, bazı emekli ve muvazzaf paşalarla ilgili olarak İstanbul hâlâ önemli ve burada daha yapılacak çok iş var.
Kritik eşik aşılmış olsa da, artık geri dönüş mümkün olmasa da, daha işin başındayız.
Selam ve dua ile.