Kime
çalıştığı belli olmayan KCK liderleri, hatta milletvekilleri olduğu
sürece, onların peşine takılıp eyleme giden, dağa çıkan çocuklar ölmeye
devam edecek...
Taraf'tan Emre Uslu, KCK operasyonlarıyla ilgili çarpıcı iddialarda bulundu. KCK'nın 'il sorumluları' arasında MİT elemanlarının bulunduğunu belirten Uslu, "ama
asıl görevleri olan PKK’nın şehirlerde yapacağı eylemleri bildirmek bir
yana o eylemleri bizzat organize ediyordu. Emniyet’e de aslında hem PKK
ile hem de o kesim istihbarat görevlileri ile mücadele etmek
düşüyordu." dedi.
MİT’in içindeki sola yakın bir kesimin ve askerî istihbaratın önemli kesiminin KCK operasyonlarından rahatsız olduğunu ifade eden Uslu, bazı aydınların neden KCK operasyonlarını eleştirdiğine de açıklık getirdi.
"KCK yapılanmasını iller bazında bizzat yöneten ve yönlendirenler aslında çoğunlukla istihbarat elemanları. Daha doğrusu Hakan Fidan’dan önceki MİT’in içinde bir damarın elemanları ise çoğunlukla Askerî İstihbarat elemanları" diyen Uslu, KCK sanıklarının kelepçeli fotoğraflarının sızdırılmasını ve 14 PKK militanının yakalanmasını da sorguladı.
İşte Emre Uslu'nun bugünkü yazısının ilgili bölümü;MİT’in içindeki sola yakın bir kesimin ve askerî istihbaratın önemli kesiminin KCK operasyonlarından rahatsız olduğunu ifade eden Uslu, bazı aydınların neden KCK operasyonlarını eleştirdiğine de açıklık getirdi.
"KCK yapılanmasını iller bazında bizzat yöneten ve yönlendirenler aslında çoğunlukla istihbarat elemanları. Daha doğrusu Hakan Fidan’dan önceki MİT’in içinde bir damarın elemanları ise çoğunlukla Askerî İstihbarat elemanları" diyen Uslu, KCK sanıklarının kelepçeli fotoğraflarının sızdırılmasını ve 14 PKK militanının yakalanmasını da sorguladı.
KCK
operasyonlarıyla ilgili son dönemlerde medyaya yansıyan en kritik bilgi
MİT’in KCK tutuklularının salıverilmesini istediği bilgisiydi. Bilgiyi paylaşan Şamil Tayyar. Bence bu bilgi doğru ancak eksik yanı var. MİT’in içindeki sola yakın bir kesim ve askerî istihbaratın önemli kesimi KCK operasyonlarından rahatsızdı. Bu kesim medyada sola yakın birtakım kişilere bu rahatsızlığı kurumun rahatsızlığı olarak lanse etmiş olabilirler.
Özellikle
2009 yılındaki KCK operasyonları o kesimler ile Emniyet’i kimi illerde
karşı karşıya getirdi. Şimdilerde bazı aydınların “Devletin bir kesimi
KCK operasyonlarına karşı” diye yaygara koparması bundan. İstihbaratçılar
içindeki o kesim bazı aydınları maniple ederek KCK operasyonlarını
cemaat operasyonları gibi göstermeleri de şaşırtıcı değil bu nedenle.
Zira başından beri o kesim KCK operasyonundan rahatsızdı. Rahatsızlığın nedeni KCK üzerinden PKK’ya yeni bir kaynak yapmak istemeleriydi.
Ne demek PKK’ya KCK üzerinden kaynak yapmak?
İstihbarat teşkilatlarının doğal görevlerinden biri mücadele ettikleri
örgütlere sızmaktır. KCK yapılanması yeni bir yapılanma olarak ortaya
çıkınca istihbarat birimleri de bu alanı bir fırsat alanı olarak görüp
PKK içine sızmak için değerlendirmiş olabilir. Buraya kadar aslında her
şey normal. Peki, KCK networkuna sızdırdığınız elemanlardan ne
beklersiniz? PKK’nın yapacağı eylemleri güvenlik birimlerine bildirip
eylemler olmadan önce önlenmesini beklersiniz değil mi? Hayır bizde
böyle olmadı olmuyor. MİT ve Askerî
İstihbarat birimlerinin KCK yapısı içindeki elemanları ‘İl Sorumlusu’
seviyesine çıktılar, serhildan eylemlerinde toplumu galeyana getirmek
için yüzleri poşulu en önde yürüyenler arasında onlar da vardı; hatta en
önde gidenler çoğu zaman onlardı. Polis de bunların kim olduğunu
biliyor ve eylemlerde bunlara dokun(a)mıyordu. Yani KCK yapılanmasını
iller bazında bizzat yöneten ve yönlendirenler aslında çoğunlukla
istihbarat elemanları. Daha doğrusu Hakan Fidan’dan önceki MİT’in içinde bir damarın elemanları ise çoğunlukla Askerî İstihbarat elemanları. Bu
damar uzun süre KCK operasyonlarına direndi. Hatta bazı elemanları KCK
operasyonlarında tutuklanınca Emniyet birimlerine sert çıktılar. Ben en azından dört önemli ilde tutuklanan KCK il sorumlularının bizzat istihbarat elemanları olduğunu biliyorum.
(KCK üzerinden bir kesim istihbaratçı PKK’yı kendi emelleri
doğrultusunda yönlendirmeye çalışırken diğer kesim istihbaratçıların
Devrimci Karargâh üzerinden sızma/yönlendirme girişimi yapmış
olabileceği unutulmamalı)
Bu noktada bir hatırlatmayı yapayım. MİT-PKK görüşmesinde Afet Güneş KCK’nın başı Sabri Ok’a “Şehirleri bomba doldurdunuz hepsini biliyoruz” derken nereden biliyordu? Bizzat KCK networkunun illerdeki sorumlusu kendi elemanları olduğunda biliyordu. Peki, bunu Emniyet birimleriyle paylaşıp yakalattılar mı? Hayır. Hatta KCK operasyonu yapan Emniyet birimlerine çok kızdılar. Sahi KCK sanıklarının eli kelepçeli o fotoğrafını kim sızdırdı medyaya? Neden? Sakın KCK’ya operasyon yapıp Diyarbakır’da terör estiren, terör estirilmesine göz yuman, istihbaratçı KCK yöneticilerini içeri alan Emniyet müdürünü görevden aldırmak için olmasın?
Yeni devlet PKK ile mücadele ederken istihbarat birimlerinin KCK içindeki elemanları şehir sorumlusu seviyesine gelmişti ama asıl görevleri olan PKK’nın şehirlerde yapacağı eylemleri bildirmek bir yana o eylemleri bizzat organize ediyordu. Emniyet’e de aslında hem PKK ile hem de o kesim istihbarat görevlileri ile mücadele etmek düşüyordu.
Bu
noktada kendisini sol ideolojiye yakın biri olarak tanıtan
istihbaratçıların “KCK’yı, ovada PKK vesayeti” gibi tanımlayıp KCK
operasyonlarına buna rağmen karşı çıkması ile sol-liberal aydınların
“KCK operasyonlarını devlet değil cemaat yapıyor, devlet KCK
operasyonlarına karşı” diye tempo tutmaları size de anlamlı gelmiyor mu?
KCK operasyonlarına destek veren sol-liberallerin Başbakan’ın net
açıklamalarına rağmen “Devlette bir kesim bunu istemiyor” deyip bu
tutumu ısrarlı bir kampanyaya dönüştürmelerini siz de anlamlı buluyor
musunuz?