Askerliğimi, 2000 yılı Ağustos'unda bedelli olarak yaptım. 28 gün.
Geliri, Büyük Marmara Depremi mağdurlarına gidecek, meşhur son bedelli.
Tarkan, Serdar Ortaç, Teoman, Mustafa Sandal gibi "kaçaklar" da o bedelliden yararlandı.
Kenan Doğulu, yaş durumundan topa giremeyince, "eğitim" için Amerika yollarını arşınlamaya başladı.
1999 Kasım ayında çıkan "Bedelli Yasası", 1 Ocak 1973'ten önce doğanları kapsıyordu.
28 yaşına yeni basmıştım.
Öyle ki, 28 gün daha geç doğsaydım, bu haktan yararlanamayacaktım.
İlk defa doğum tarihime şükrettiğimi hatırlıyorum.
O derece yani.
Samsun'da, Makineli Tüfek Er Eğitim Taburu'nda "Bedelli Bölüğü"nde eğitim gördük.
Bizim bölükte ünlü yoktu, Levent Kazak dışında.
İlk 15 gün, onu doğru dürüst askerlik yaparken görmedim. Hem görsem ne olacak? Hepi topu topu 28 gün işte.
Her şeyimiz enteresandı.
İkinci hafta sonundaki yemin törenine kadar çarşı iznine çıkamamış, sivil hayatı acayip özlemiştik.
Bu nasıl bir şeyse, yemin töreninde gözümüz tribünlerdeydi. Bir yakınımız gelse de bizi "çakı gibi asker" olmuş, yemin ederken görse diye. Nerdeeee!
Ama gelenler oldu, ellerinde fotoğraf makineleriyle...
Komik, değil mi?.. Evet, komik yani...
Yemin
töreninden sonra Levent Kazak, etrafındaki espri yeteneği yüksek
askerleri toplayıp bir depoya kapandı. İçeriden zaman zaman müzik,
orkestra sesleri de yükseliyordu.
Ne olduğunu anlamamız uzun sürmedi.
Son gün yapılacak "Bedelli Şov"un provalarıymış onlar.
Gerçekten de, terhis olmadan önceki son gece, tören alanında müthiş bir "Bedelli Şov" sahnelediler.
Gülmekten yerlere yattık. Eğlence tavan yaptı.
Şovdan önce sahneye çıkan Samsun gazinolarından bir "assolist", yoğun tezahürat aldı mesela... Mahrumiyeti siz düşünün artık.
Levent Kazak, döner dönmez bu "Bedelli Şov"u biraz geliştirip, film yaptı.
Hatırlarsınız belki, "O Şimdi Asker" filmi bizim bölükte, böyle doğmuştur.
**
Tam 12 yıl geçti... Bedelli özlemi bitmedi, bitmez de.
Zorunlu askerliğin olduğu yerde, bizim gibi bunu erteleyenler veya kaçanlar oluyor. Bu kaçınılmaz.
Yıllar geçtikçe de bu stok büyüyor.
Askerlik meselesi Batı'da olduğu gibi, topyekûn yeniden yapılanmadığı sürece de böyle gider. Kimse kınamasın.
Bedelli konusu son birkaç gündür yeniden depreşti.
Büyük bir stres var ve bunun boşalması lazım.
Hükümet de kayıtsız değil.
Taban yaş 28 mi olur, 30-35 mi bilmem.
Çok emareler var ki çıkacak.
Bunu, "Ben de bedelliydim, vicdani bir borcum var" sadedinde demiyorum.
Yazının başlığını da yalan çıkarmadan, bedelli adaylarına minik tavsiyelerle bitiriyorum:
1. Bulabildiğiniz her ortamda propagandaya devam edin. Sonuç almaya çok yaklaştınız.
2. "Para vereceğiz, ekonomiye katkı yapacağız" gibi çiğliklere gerek yok. Herkes maksadınızı biliyor.
3. Dönünce askerlik hatırası anlatmaya kalkmayın, bedelli yaptığınız anlaşılınca alaya maruz kalabilirsiniz.
4. Bu durumda, yapacağınız çıkış kesinlikle şu olmalı: "Ben devletin tanıdığı haktan yararlandım. Kapı gibi de tezkeremi aldım. Size ne?"
5. Onun için... Askerlik mevzu olunca, "kısa dönem yaptım" deyin, geçin. Sonra moraliniz bozulmasın.