28 Kasım 2011 Pazartesi

Özür de yetmez beyler! / Mehmet BARANSU / Taraf Gazetesi


Hantepe dersem sanırım neyi kastettiğimi anlarsınız. Bir buçuk yıl önce PKK’nın baskın yapıp altı askeri şehit ettiği karakol ve baskının canlı canlı izlenmesinin hikâyesi Hantepe. Bu hikâyeyi, bundan bir buçuk yıl önce kamuoyunun dikkatine sunmuştum. PKK’lıların çatışmadan 40 dakika önce bölgeye geldiğini Heronlar çekmiş, görüntüler Genelkurmay Başkanlığı dâhil 30 ayrı birime canlı olarak aktarılmıştı. Hatırlayacaksınız, askerlerin nasıl şehit olduğu, üzerlerine atılan el bombaları, PKK’lıların mevzilere yaklaşması bu görüntülerde net olarak görünüyordu. Bu görüntüleri gazeteden isteyen televizyonlar sayesinde de kamuoyu o anlara tanıklık etmişti. Canlı baskın ve ölümlere.

Haberin Taraf ’ta çıkmasıyla kamuoyu ayağa kalkmış, Genelkurmay’dan bir açıklama beklemişti. Ancak dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, açıklama yerine bu görüntüleri kimin sızdırdığının peşine düştü ve 40 ayrı askerin evine baskın yaptırdı. Tepkiler dinmeyince de günler sonra açıklama yapmak zorunda kaldı; “Taraf ’ın haberi yalandır. Heron olay ânında 40 kilometre uzakta başka bir bölgedeydi. Görüntüler canlı izlenmedi.”

Önceki gün Zaman gazetesinden Mustafa Gürlek imzalı haber Hantepe üzerineydi. Askerî Savcı Emin Hakan Özbek’in yaptığı soruşturmada, Hantepe baskınının İstihbarat Komutanlığı’nda canlı canlı izlendiğini belgelenmişti. Hatta baskından yarım saat önce, Heron’un orada olduğu, görüntüleri tüm birimlere aktardığı da soruşturma dosyasına girmişti.

Lafı fazla uzatmayacağım. Dönemin Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’un doğru söylemediği artık ortada. Gazetem ve ben bunu biliyorduk ama belgelenmiş olması önemli. Yaptırdığı yalan açıklama halen Genelkurmay internet sitesinde duruyor. Herkes birbirinden özür dilerken, ben şehit olan askerlerden, ailelerinden ve gerçekleri ortaya çıkarttığım için vatan haini ilan edilen şahsımdan ve kamuoyundan kimin özür dileyeceğini merak ediyorum. Kaldı ki ihmalden dolayı hayatını kaybeden canlar var.

Merak ediyor ve soruyorum; Özür yeter mi Sayın Necdet Özel? Özür yeter mi Sayın Başbakan? Özür yeter mi Sayın Cumhurbaşkanı? İlker Başbuğ’u bu ölümlerden kim soruşturacak? Ve o yalan açıklamalar Genelkurmay’ın resmi sitesinde daha ne kadar duracak?

Balyoz güncellenmiş!

Balyoz Darbe Planı’nın ortaya çıkmasıyla birlikte, sanıklar ses kaydı ve ıslak imzalı belgeleri unutmuşçasına, CD’lerdeki fişleme listelerindeki zaman çelişkisinden bahsetmiş ve belgeler sahte demişlerdi. Bu savunmaya karşı, belgelerin güncellendiğini söyledim. Bundan bir ay önce de konuyla ilgili bir yazı kaleme aldım. Fişleme belgelerinin 2007 sonrası yılda üç-dört kez güncellendiğini söylemiştim. Üç isme dikkat çekmiştim; Süha Tanyeri, Ergin Saygun ve Bertan Nogaylaroğlu. Hudson Enstitüsü’nde darbe provası yapan askerî ekip. 2003 yılında Balyoz’un kilit isimleri. Yani, 2007’de darbe planı olma ihtimali yüzde 50 diyen Zeyno Baran’ın, aslında kimin darbe planı içerisinde olduğunu açık ettiği isimler.
Sahte denen belgelerden biri de Bursa’da fişlenen kamu görevlileri listesiydi. Önceki gün açıklanan 3. Balyoz İddianamesi’nde, sahte denen bu belgelerin ıslak imzalı, altı kişi tarafından paraflanmış, orijinal hali yani asılları yakalandı. Konuyla ilgili ifadesi alınan emekli Albay Kubilay Aktaş da belgelerle ilgili ifade vermiş. Aktaş, bu belgeleri her üç ayda bir düzenleyerek, merkeze gönderdiklerini söylemiş. Bu çalışma emri de bölge komutanlığından gelmiş. Yani fişlemeler her üç ayda bir güncellenmiş. Zamanlama çelişkisinin nedeni sanırım artık anlaşılıyor. 2003 yılındaki Balyoz fişlemeleri, daha sonra yine yapılacak olası bir darbe için her üç ayda bir güncellenip, merkeze gönderilmiş.

Çalıştığı gazetede Taraf ’a gazetecilik öğretmeye çalışan bazı darbeseverler şimdi ne yazacaklar doğrusu merak ediyorum. Yazacakları yazıda, Ankara’da bir belge almak için nelerden fedakârlık yaptıklarını da yazarlarsa sevinirim.