Savunma,
güvenlik ve istihbaratla ilgili konularda devlet kurumlarının
denetimine ilişkin Sayıştay Başkanlığı’na sunulan yönetmelik taslağı,
asker baskısıyla değiştirildi.
Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) harcamalarını denetlemek amacıyla
yeniden tasarlanan Sayıştay Kanunu’ndaki bazı maddeler, kurulan
komisyonda askerlerin devreye girmesiyle değiştirildi.
Değişikliklerden biri, “uluslararası kuruluşlarla paylaşılan bilgilerin gizliliği ileri sürülemeyecek” maddesi. Bu madde ile birlikte denetimlerin kamuoyuyla paylaşılacağı hükmü de metinden çıkarıldı. Komisyonda
kabul edilen metin, eğer Bakanlar Kurulu’na gönderilip, bu haliyle
çıkarsa Sayıştay, TSK’nın harcamalarını inceleyemeyecek.
Konuyla ilgili ayrıntılara Taraf ulaştı. İşte skandal olayın tüm ayrıntıları;
Bilindiği gibi 6085 sayılı Yeni Sayıştay Kanunu’yla birlikte TSK’nın,
Sayıştay denetimine ilişkin istisna ve sınırlamaları ortadan kalkmıştı.
Yeni kanundaki tek istisna, usule ilişkin bir maddeydi. Savunma ve
istihbarat ile ilgili devlet mallarını içeren denetim raporlarının
kamuoyuna açıklanmasına ilişkin hususlar, Bakanlar Kurulu’nun çıkaracağı
bir yönetmelik ile düzenlenecekti. Yani, yeni kanuna göre
yapılacak denetimler sonucunda yazılacak raporlar, her yıl Sayıştay
Başkanlığı’nca kamuoyuna genel hükümlere göre duyurulurken; eğer
savunma, güvenlik ve istihbarat ile ilgili devlet kurumlarının sahip
olduğu mallara ilişkin hüküm içerenler var ise bunların duyurulması
Sayıştay tarafından hazırlanıp Bakanlar Kurulu’nca çıkarılacak
yönetmelikte belirtilen şekilde yapılacaktı.
Denetçilerden 14 maddelik metin
İşte
bu amaçla, Sayıştay Başkanlığı söz konusu yönetmelik taslağının
hazırlanması için bir Sayıştay üyesinin başkanlığında, bu konuda uzman
üç başdenetçi ve bir uzman denetçiden oluşan beş kişilik bir komisyon
kurdu. Savunma, güvenlik ve istihbaratla ilgili kurumlardan
çıkarılacak yönetmeliğe ilişkin ön görüş aldı. Komisyon yaklaşık üç ay
konuyla ilgili yoğun olarak çalıştı. Yurtdışı örnekleri, mevcut
kaynakları ve konunun tarihsel gelişimini inceledi. Ardından da 14
maddelik bir yönetmelik taslağı hazırlayarak, ekleriyle birlikte
Sayıştay Başkanlığı’na sundu.
Asker baskı yaptı, yönetmelik değişti
Komisyon çalışmalarını yürütürken, askeri makamlardan komisyon üyelerine baskı yapıldığı iddia edilmeye başlandı. Sayıştay’da
Bölüm Başkanı olan İbrahim Süren aracılığı ile baskı yaptığı söylenen
isimler, Milli Savunma Bakanlığı Maliye Daire Başkanı Tuğgeneral Fevzi
Cömert ve aynı dairede görevli Albay Sinan Balyemez.
Yönetmelik taslağının komisyon tarafından Sayıştay Başkanlığı’na sunulmasından sonra olanlar oldu.
Cömert, Balyemez ve bir sivil memur, Sayıştay Bölüm Başkanı İbrahim
Süren’i ziyaret etmeye başladılar. Yönetmeliğe müdahaleler de böylece
başladı. Komisyonun oluşturduğu taslak yönetmelik, büyük oranda
değiştirildi. Ardından da ilgili kurumlara görüş alınmak üzere
gönderildi. Daha sonra da Sayıştay Genel Kurulu’na, komisyonun
hazırladığı metin yerine üzerinde değişiklik yapılan ve denetimi ortadan
kaldıran metin kurulun gündemine sokuldu.
Uyarılar dikkate alınmadı
Sayıştay
Genel Kurulu’nda yapılan görüşmede denetimden sorumlu Başkan Yardımcısı
Erol Akbulut, söz konusu taslak metnin değişmemesi yönünde savunma
yaptı. Tüm uyarılara rağmen, askerin dediği oldu. Komisyonun
hazırladığı metinden sadece bir madde aynen alındı, geri kalan maddeler
ise değiştirildi.
Örneğin askerlerin uzun yıllar boyunca arkasına
saklandıkları “gizlilik” kavramının öne sürülmesini güçleştiren
“uluslararası kuruluşlarla paylaşılan bilgilerin gizliliği ileri
sürülemeyeceği” hakkındaki 5. madde metinden çıkarıldı.
Yine, Sayıştay Başkanlığı’nca yapılacak denetimlerde denetime engel
olunması halinde kamuoyunun bilgilenmesinin sağlanması için konmuş olan
12. Madde (yapılacak denetimi güçleştiren ve engelleyici hususların
kamuoyu ile paylaşılacağı) metinden çıkarıldı. Bunlara ilave olarak
kamuoyuna duyurulması gereken hususları düzenleyen ve halkın yapılan
denetim sonuçlarından asgari ölçüde bilgilenmesini amaçlayan 4. Madde de
metinden çıkarıldı. Eğer yönetmelik bu haliyle çıkarsa denetime ilişkin
hiçbir husus kamuoyuna açıklanmayacak.
Bir başka değişiklik ise şu; Komisyon’un hazırladığı metinde, ilgili raporların kamuoyuna açıklanmasını belirleyen idare Sayıştay Başkanlığı’yken, hazırlanan metinde bu yetki TBMM’nin görüşüleceği komisyonuna verildi. Haber kaynağımız, “Bu durum sonucu raporların açıklanıp açıklanmayacağı konusunda Sayıştay’ın karar verme yetkisi ortadan kaldırıldı ve bağımsızlığı zedelendi” diyor. Ayrıca eklenen bir madde ile denetlenen kamu kurumunun üst yöneticisine, yargıya esas raporların Sayıştay Daireleri’nde yargılanması esnasında “gizlilik” talep etme hakkı verildi. Yani “gizliliğin” arkasına sığınılıp, yargıdan bile belge ve bilgiler artık saklanabilecek.
Tasarıya göre ‘gizliliği ihlal’de toplu ceza verilecek
Taslak yönetmelikteki en önemli değişiklik ise komisyonun hazırladığı taslakta yer almayan 6. Madde. Bu madde ile gizlilik dereceli bilgi ve belgeleri teslim alan, edinen, kullanan, çoğaltan ve vâkıf olan tüm Sayıştay mensupları, bunların gizli kalmasından, korunmasından sorumlu tutuluyor. Buna aykırı davranışlarda genel hükümlerin uygulanacağı belirtiliyor. Yani Türk Ceza Kanunu’ndaki ağır hükümler uygulanacak. Örneğin, herhangi bir bilgi basında yer alırsa bundan bilgisi olan tüm Sayıştay mensupları sorumlu tutulacak ve haklarında soruşturma ve cezai kovuşturma işlemleri yapılacak.
Haber kaynağım bu durumun sakıncasını şu sözlerle anlatıyor; “Bu durumda zaten Sayıştay’a bilgi ve belge vermek istemeyen askerler, bundan sonra tüm verecekleri bilgi ve belgeden başta Sayıştay Denetçileri olmak üzere Sayıştay mensuplarını sorumlu tutarak denetim yapılmasını fiilen engelleyecekler. MSB Karargâh Hizmetleri Yönergesine göre bir belgeye ‘çok gizli’ gizlilik derecesi vermeye şube müdürlerinin bile yetkisi var. Dolayısıyla denetçilerce her istenecek bilgi ve belgeye ‘çok gizli’ gizlilik derecesi vererek sorumluluk yaratılabilecek. Yeni Sayıştay Kanunu’nda gizli bilgi ve belgelerin incelenemeyeceğine ilişkin bir istisna bulunmamasına rağmen, yönetmelik ile böyle bir fiili durum yaratılmak istenmektedir. Kaldı ki böyle bir madde ‘güvenlik ve istihbarat ile ilgili devlet kurumlarının sahip olduğu mallara ilişkin hususları içeren Denetim Raporlarının kamuoyuna Duyurulmasına ilişkin hususları düzenleyen bu yönetmeliğin konusuna girmemektedir.”
Haber kaynağım, eğer Sayıştay Başkanlığı tarafından hazırlanan metin, Bakanlar Kurulu’na gönderilip bu haliyle çıkarsa zaten psikolojik olarak zorlukla yürütülen Sayıştay Denetimlerinin daha da zorlaşacağını, gizli olmayan konular üzerinden yüzeysel olarak gerçekleştirileceğini de sözlerine ekledi.
Bir başka değişiklik ise şu; Komisyon’un hazırladığı metinde, ilgili raporların kamuoyuna açıklanmasını belirleyen idare Sayıştay Başkanlığı’yken, hazırlanan metinde bu yetki TBMM’nin görüşüleceği komisyonuna verildi. Haber kaynağımız, “Bu durum sonucu raporların açıklanıp açıklanmayacağı konusunda Sayıştay’ın karar verme yetkisi ortadan kaldırıldı ve bağımsızlığı zedelendi” diyor. Ayrıca eklenen bir madde ile denetlenen kamu kurumunun üst yöneticisine, yargıya esas raporların Sayıştay Daireleri’nde yargılanması esnasında “gizlilik” talep etme hakkı verildi. Yani “gizliliğin” arkasına sığınılıp, yargıdan bile belge ve bilgiler artık saklanabilecek.
Tasarıya göre ‘gizliliği ihlal’de toplu ceza verilecek
Taslak yönetmelikteki en önemli değişiklik ise komisyonun hazırladığı taslakta yer almayan 6. Madde. Bu madde ile gizlilik dereceli bilgi ve belgeleri teslim alan, edinen, kullanan, çoğaltan ve vâkıf olan tüm Sayıştay mensupları, bunların gizli kalmasından, korunmasından sorumlu tutuluyor. Buna aykırı davranışlarda genel hükümlerin uygulanacağı belirtiliyor. Yani Türk Ceza Kanunu’ndaki ağır hükümler uygulanacak. Örneğin, herhangi bir bilgi basında yer alırsa bundan bilgisi olan tüm Sayıştay mensupları sorumlu tutulacak ve haklarında soruşturma ve cezai kovuşturma işlemleri yapılacak.
Haber kaynağım bu durumun sakıncasını şu sözlerle anlatıyor; “Bu durumda zaten Sayıştay’a bilgi ve belge vermek istemeyen askerler, bundan sonra tüm verecekleri bilgi ve belgeden başta Sayıştay Denetçileri olmak üzere Sayıştay mensuplarını sorumlu tutarak denetim yapılmasını fiilen engelleyecekler. MSB Karargâh Hizmetleri Yönergesine göre bir belgeye ‘çok gizli’ gizlilik derecesi vermeye şube müdürlerinin bile yetkisi var. Dolayısıyla denetçilerce her istenecek bilgi ve belgeye ‘çok gizli’ gizlilik derecesi vererek sorumluluk yaratılabilecek. Yeni Sayıştay Kanunu’nda gizli bilgi ve belgelerin incelenemeyeceğine ilişkin bir istisna bulunmamasına rağmen, yönetmelik ile böyle bir fiili durum yaratılmak istenmektedir. Kaldı ki böyle bir madde ‘güvenlik ve istihbarat ile ilgili devlet kurumlarının sahip olduğu mallara ilişkin hususları içeren Denetim Raporlarının kamuoyuna Duyurulmasına ilişkin hususları düzenleyen bu yönetmeliğin konusuna girmemektedir.”
Haber kaynağım, eğer Sayıştay Başkanlığı tarafından hazırlanan metin, Bakanlar Kurulu’na gönderilip bu haliyle çıkarsa zaten psikolojik olarak zorlukla yürütülen Sayıştay Denetimlerinin daha da zorlaşacağını, gizli olmayan konular üzerinden yüzeysel olarak gerçekleştirileceğini de sözlerine ekledi.