HAŞİM SÖYLEMEZ
- aksiyon Sayı: 885 / Tarih : 21-11-2011 |
||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
‘Bazı ölümler, vakanın oluşundan çok, ardında
bıraktığı sorular ve izlerden dolayı hep şüphelidir. Bu normal bir ölüm
vakasının ötesinde bir durumdur ki adı konulmazsa da bir suikast veya
cinayettir. Bugün artık önemli bazı kişileri öldürmek ve normal ölümmüş
süsü vermek çok kolay. Çünkü adli tıp ve işin uzmanlarının bilemeyeceği
yöntem ve taktikler var. Kâşif Kozinoğlu’ndaki şüphe, Turgut
Özal’ınkinden farklı değil. Spor sonrası yorulan kalbin aniden durması.
Kilit nokta burası. Aslında asla çözülemeyecek ölümler bunlar.’
Adli tıp ve kimyasal silah türleri konusunda uzman bir istihbarat yetkilisinin yukarıda söyledikleri hayli düşündürücü. MİT
mensubu Kozinoğlu ile 8. Cumhurbaşkanı Özal’ın ölümü hakkındaki sözleri
de yabana atılacak türden değil. Çünkü ikisinin de spor yaparken kalp
krizinden öldüğü kayıtlara geçmiş durumda.
Kâşif Kozinoğlu’nun geçen hafta kalp krizi sonucu
ölmesi akıllarda derin şüpheler bıraktı. Çünkü MİT’çinin normal
yollardan öldüğüne ne kamuoyu ne de ailesi inanıyor. Devlet kurumları da
zaten bu konuda resmî bir soruşturma başlatmış durumda. Adli Tıp Kurumu
ve doktorların ilk tespitlerine göre, ölüm sebebi kalp krizi. Ancak
Kozinoğlu’nun yargılanacağı Oda TV davasının başlayacak olması ve gelen
ölüm haberi kafaları iyice karıştırdı. Bir dönemin karanlık olaylarının
hem aktörü hem de tanığı olan Kozinoğlu, acaba birileri tarafından
susturuldu mu?
Bu zamana kadar yargılanan en üst düzey MİT mensubu
olan Kozinoğlu’nun ölümüne dair çeşitli iddialar ortaya atıldı. Ancak
en ciddisi, ona, kalp krizini tetikleyen bir maddenin verildiği yönünde.
İddiaya göre, Kozinoğlu’na yiyecek veya içecek içinde ‘alfa
radyoaktivite’ maddesi verildi. Bir atom küçüklüğünde olan bu maddenin
vücuda girdikten sonra yaptığı en büyük etki, kalp krizine yol açmak.
Radyoaktif ışık şeklinde kalbe sirayet eden alfa radyoaktivite
zerreciği, kalbin yorgun düşmesi durumunda anında etki gösterebiliyor.
Hatırlanacağı üzere, Kozinoğlu’nun spor sonrası kalp krizi geçirmeye
başladığı, oda arkadaşları tarafından aktarılmıştı. Alfa radyoaktivite
zerrecikleri Rusya, Ukrayna gibi ülkelerde özel olarak üretilen bir nevi
suikast silahı. Çünkü tüm tetkiklere rağmen adli tıpçıların bile
vücutta veya kanda asla izine rastlamayacağı bir madde. Uzmanlara göre,
alfa radyoaktivite zerreciklerinin izine sadece saç telinde bir ihtimal
rastlanabilir. Saç telini detaylı şekilde inceleyecek tek merkez ise
Amerika’da. Çünkü bu maddenin bulunması için adli tıp imkânlarını aşan
özel bir kuruma ihtiyaç duyuluyor. Yine uzmanlar, Özal’ın spor yaparken
kalp krizi geçirmesinde de bu zerreciklerin kullanılmış olabileceğini
dile getiriyor. Atom konusunda çalışmalar yapan uzmanlar, bu ihtimali,
Kozinoğlu’nun ölümünde de en büyük şüphe olarak değerlendiriyor. Genel
kanı, MİT’çinin normal bir kalp krizi sonucu ölmediği yönünde.
Gizli tanık mı, açık tanık mı?
Kâşif Kozinoğlu’nun gizli tanık olduğu ve her şeyi
anlatacağı iddialarını bir kenara yazmak kaydıyla aslında onun mahkemede
açık tanık olarak görev yaptığı süre boyunca ülkedeki yaşanan bütün
olayları anlatacağı bilgisi ağırlık kazanıyor. Kozinoğlu, kendini,
‘devlete hizmet eden ve amirlerinden aldığı talimatları yerine getiren
biri’ olarak yorumluyordu. Ancak bir ekip tarafından satıldığı,
yurtdışından çağrılarak savcıların karşısına çıkarıldığı ve tutuklandığı
için bütün bildiklerini açık açık anlatacağı söyleniyordu. Peki,
Kozinoğlu konuşsaydı ne olacaktı?
Kozinoğlu’nun neden öldürülebileceğini anlamak için
hayat hikâyesine bakmakta fayda var. Çünkü bu hikâyede gizemli
MİT’çinin Türkiye’nin karanlık yıllarının en önemli kişisi olduğu
karşımıza çıkıyor.
Kendini saklamayı çok iyi bilen, birden fazla
pasaport kullanan ve ayrı ayrı banka hesapları olduğu ileri sürülen
Kozinoğlu için iki tabir kullanılıyordu: ‘Kozmik’ ve ‘Hayalet’… ‘Kozmik’
denilmesinin sebebi, MİT’e ulaşan devlete ait gizli belgelerin çoğunu
arşivlemesiydi. ‘Hayalet’ lakabı ise ortalarda pek görünmeyen ancak
önemli işleri yürüten ve takibe takılmayan özelliğinden kaynaklanıyordu.
Tutuklanma gerekçesinin Oda TV’ye verdiği bazı
bilgi, belge ve görüntü kasetleri olduğu iddia ediliyor. Zaten bu
ayrıntılar iddianamede yer alıyor. Elinde çok sayıda kişiye ait dinleme
kayıtları, görüntüler ve devlete ait gizli belgeler olduğu tahmin
ediliyor. Bunun ötesinde bazı vakıf ve derneklere yönelik raporlar
hazırladığı ve bunları üstlerinin izni olmadan yabancı istihbarat
birimleriyle paylaştığı belirtiliyor.
Peki, Oda TV-Kozinoğlu ilişkisi ne zaman başladı?
Oda TV’nin sahibi Soner Yalçın ile ilk bağlantıya geçen, eski MİT
Müsteşar Yardımcısı olan bir başka isimdi. İddiaya göre, Yalçın’a
‘Efendi’ kitabını yazdıran ve kaynak sağlayan kişi de oydu. Söz konusu
eski MİT’çi, bilgileri Kozinoğlu’ndan alıp Yalçın’a iletiyordu. Yalçın,
kitabı yazdıktan sonra tehdit edildiğini söyleyip koruma almış ve bir
süre ortalarda görünmemişti. Yalçın’ı bu süre zarfında Kozinoğlu’nun
sakladığı belirtiliyor. Kozinoğlu, MİT’e gelen bazı bilgilere rağmen,
Doç. Dr. Bahriye Üçok ve eski MİT Müsteşarı Hiram Abbas gibi kişilerin
öldürülmesinin neden engellenemediğini bilenlerden biriydi.
Diğer bir ayrıntı JİTEM mensubu Cem Ersever’in Soner Yalçın’a
konuşmasından da Kozinoğlu haberdardı. Zaten Ersever konuştuktan sonra
sıkıntılı bir döneme girmiş, sonra da hâlâ cevap bekleyen bir düzine
soruyla faili meçhule kurban gitmişti. Ersever’in elindeki bilgi ve
belgelerin, başta Eşref Bitlis suikastı, 90’lardaki faili meçhullerin
aydınlanmasını sağlayacak nitelikte olduğu belirtiliyor. İşte bunlar,
Kâşif Kozinoğlu’nun ölümündeki şüpheleri artırıyor.
Kozinoğlu’nun bildiklerini Teoman Koman Paşa da
biliyordu. Koman’ın MİT’teki lakabı ‘Bir Numara’ idi. Ergenekon’da da
‘Bir Numara kim?’ sorusu sık sık medya tarafından gündeme getirilmişti.
Bu isimlerin ortalarda pek görünmemesi ve hiçbir olayda anılmaması
ilginç. Garip bir el, bir ekibin üstünü örterken; diğer bir ekibin
üstünü ısrarla açmaya çalışıyor. Mesela, Teoman Koman ismi hiçbir
şekilde gündeme gelmiyor. Geçmişte hem Bülent Arınç hem de Susurluk
Araştırma Komisyonu Başkanı Mehmet Elkatmış tarafından ismi gündeme
getirilmesine rağmen hiçbir yargı birimi harekete geçmedi. Hatta
Elkatmış’a göre, Susurluk’un üstünü Koman Paşa örtmüştü. Susurluk’un
üzerine gidilseydi belki Türkiye Ergenekon gerçeğini çoktan çözmüş
olacaktı. Kozinoğlu’nun anlatacakları arasında bu konular da vardı.
Kozinoğlu’nun bir özelliği de MİT’te
‘Türkçü-kafatasçı’ (bugünkü ‘ulusalcı’ kavramının karşılığı) olarak
tabir edilen klikten olması. Bu nedenle Çerkez grubu ile sürekli bir
yarış içinde oldu ve onları ekarte eden kim varsa onların yanında yer
aldı. Mehmet Eymür, Şenkal Atasagun, Hiram Abbas gibi isimlerle
ayrılıkları da bundan geliyor. Tabii onun asker tarafı da unutulmamalı.
Ona göre, MİT’i en iyi istihbaratı güçlü, askerî eğitim almış kişiler
yönetebilir. Şu anki MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ı yıpratma ve hükümeti
güç durumda bırakma gibi planları olduğu söylenen Kozinoğlu’nun, aynı
zamanda Ergenekon davasına karşı bir cephe oluşturulması gerektiğini
yakın çevresine aktardığı belirtiliyor.
Oda TV’deki Kozinoğlu
Oda TV baskınında ele geçirilen ‘KOZİNOĞLU 3’ adlı
klasördeki dokümanların çoğu ‘gizli’ ve ‘hizmete özel’ ibaresi taşıyor.
Kozinoğlu, Oda TV’nin adını bile duymadığını ileri sürerken; ‘Koz.doc’
isimli word dokümanında “Rusya ve Özbekistan’daki cemaat operasyonları
hakkında Kozinoğlu’ndan gelen belgeleri mutlaka gündeme taşıyalım.
Kozinoğlu’ndan gelen diğer belgeleri de değerlendirelim.” notları yer
almıştı. Kozinoğlu, sorgusunda bu notları açıklayamamış, “Ben belge
vermedim.” demekle yetinmişti. Ergenekon’un medya yapılanması olarak
anılan Oda TV’ye yönelik operasyonda çok sayıda gizli içerikli belge ele
geçirilmişti. Söz konusu belgelerden bazılarının Kâşif Kozinoğlu
tarafından Oda TV’nin sahibi Soner Yalçın’a sızdırıldığı aktarılıyordu.
|
Harbiye, askerlik, askeriye, savunma ile ilgili tüm gelişmeler, eleştiriler, asker-siyaset ilişkisi, askeri operasyonlar, gibi ve benzeri haberler, köşe yazıları, dosyalar buradan aktarılmaya çalışılacak.