Rus savaş uçağının düşürülmesi ile ilgili yazdığım “24 Kasım 2015, 29 Ekim 1914 etkisi oluşturacak” başlıklı yazıda pek çok bölümü yazdıktan sonra silip ifadelerimi daha muğlak hale getirmeye çalıştım.
Bazı
konuları zamanından önce yazmak, zihinlerimizin sırtında yük haline
geliyor. 101 yıl öncesine atıfta bulunduğum konu, Osmanlı savaş
gemilerinin Rusya’nın Karadeniz’in kuzeyindeki Rus limanlarını
bombalaması ile başlayan gelişmeler idi.
Bugüne gelirsek…
Rus uçağının düşürülmesi sonrasındaki gelişmeler, MİT tırları konusunda yaşananlarla paralel yürüyor.
Kamuoyunda
“MİT tırları” olarak bilinen olayla ilgili müthiş gelişmeler yaşanıyor.
Ayrıntılarını yargılama süreci başladığında daha iyi göreceğiz. Bir
satranç oynanıyor.
TSK, Balyoz ve Ergenekon olayında ketum ve sabırlı davrandı. Bunda da aynı sabır atmosferinde.
TSK içinde Ergenekon yapılanması yok muydu? Elbette vardı. Bugün de var.
Bir
dönem kamu adına bürokraside görev yapanlar, siyasi iradenin önlerine
koyduğu sorgulama ve yargılama görevini fazla içsellemişlerdi. Bu
verilen görev üzerinden kim bilir belki kişisel hesaplarını da görmeye
kalktılar.
Ergenekon
yapılanmasını kırma bahanesiyle harekete geçenler, zaman içerisinde bu
yapıyı her şeyi ile bir heyulaya dönüştürdü. Yaş da kuru da aynı havuza
atıldı. Böylece suçlu-suçsuz birbirine karıştırıldı.
Peş peşe yapılan Ergenekon gözaltı ve tutuklamaları ile başka hesaplar devreye girdi. Bizler “askeri vesayetten kurtuluyoruz” diye düşünürken, TSK yıpratılmış oldu.
Şimdi
MİT tırlarını durdurdukları gerekçe gösterilerek TSK’nın canına okumaya
çalışılıyor. Özgür Düşünce gazetesi yazarı Tarık Toros bugün (4 Aralık
2015) tarihli yazısında tutuklanan general, subay ve alt rütbeli askerlerin listesini yayınlamış. (Alttaki liste)
Yeniçağ Gazetesi yazarı Ahmet Ünal’a bakarsanız, buradan başlatılan operasyonun Genelkurmay karargahına kadar tırmandırılacağı görüşünde.
Ahmet Ünal’ın yazısında dikkat çektiği bir nokta ise, Ağustos 1990 hatırlatması. Ünal yazısında “Irak’ın önüne atılan Kuveyt yemi” ifadesini kullanıyor. Operasyonel hale getirmek için Türkiye’nin çekilmek istendiği ortama dikkat çekiyor.
TSK,
dün Balyoz Ergenekon gerekçesiyle budanıp kolu kanadı kırılmaya
çalışılırken, aynı operasyon bugün de MİT tırları bahane edilerek
yapılıyor.
Öbür
tarafta ise düşürülen Rus uçağı ve sonrasında gündemimize girecek olan
Güneydoğu’ya BM gücü konuşlandırma çabaları ile TSK, içeride ve dışarıda
kımıldamaz hale getirilmek isteniyor.
Şimdi tekrar başa dönelim. Seçimlerden önce 25 Ekim’de yazdığım “Asıl oyun 1 Kasım’da başlıyor” başlıklı yazıda ve onun öncesinde 9 Ekim’de yazdığım “ABD ve Rusya iki koldan Türkiye’yi BOP’a hazırlıyor” başlıklı yazıda Türkiye’nin sürüklenmek istediği yeri anlatmaya çalıştım.
Rusya
ile yaşanan uçak gerginliğinde orta yerde NATO ve ABD’yi görüyor
musunuz? Arada söylenen birkaç cümle laftan öte bir şey yok.
Rusya,
soğuk savaş döneminde ilk kez yaşadığı uçağının düşürülmesi olayında
karizmasını çizdirmenin verdiği gerginliğin öfkesini yaşıyor. Putin,
aslında biraz da bunu bahane ederek, milliyetçi duyguları köpürtmek
suretiyle, yaşanan ekonomik sıkıntılarda dikkatleri dışarı çevirmek
istiyor. Böylece milliyetçi köpürme ile kenetlenme ve sıkıntıları
unutturma peşinde.
Rusya,
daha doğrusu Putin, Türkiye’ye kustuğu öfke ile bunları kotarma
gayretinde. Türk Hava Kuvvetlerinin uçakları bir anlamda sınıra
yaklaştırılma
Öyle görünüyor ki TSK’yı budama ve bölgede kımıldamaz hale getirme çabası çok net bir şekilde uygulamaya konulmuş.
MİT TIRLARI DOLAYISIYLA TUTUKLU BULUNAN ASKERLER
Tümgeneral İbrahim Aydın
Tuğgeneral Hamza Celeboğlu
Albay Özkan Çokay
E.Albay Burhanettin Cihangiroğlu
Yarbay Erdal Turna
Binbaşı Bekir Karataş
Binbaşı Mehmet Fırat
Yüzbaşı Hakan Gençer
Yüzbaşı Orhan Şahin
Üsteğmen Hayati Özcan
Üsteğmen Gökhan Bakışkan
Üsteğmen Önder Kır
Üsteğmen Hüseyin Özmen
Üsteğmen İbrahim Aslan
Üsteğmen Hakan Kaplan
Üsteğmen Mehmet Çelik
Teğmen İsmail Önder
Astsubay Halil Alp
Astsubay Gültekin Menge
Astsubay Halil İbrahim Köse
Astsubay Mahmut Özcan
Astsubay İdris Karaçizmeli
Astsubay Sezai Akyüz.