8 Aralık 2015 Salı

Orası da olmuş Kobani / Saygı Öztürk

Irak’ın kuzeyinden akaryakıt taşıyan, önemli bir olay oldukça mutlaka beni arayan, benim de yolların durumu, geçtikleri ilçelerle ilgili Kuzey Irak’la ilgili gelişmeler konusunda “son dakika” bilgileri aldığım okuyucumuz üç gün önce “Nusaybin çok fena” diyordu. Sokağa çıkma yasağının uzun süreli uygulandığı bu ilçe, özellikle geceleri bölücü terör örgütünün adeta kontrolü altında. Akşam olunca ilçe karanlığa gömülüyor, sadece ve sadece silah, bomba sesleri geliyor. Sabah bir türlü olmuyor…
Nusaybin, o yörenin en zengin ilçelerinin başında geliyordu. 1956 yılından bu yana sulu tarım yapılıyor. Yaklaşık 77 bin dönüm sulanabilir arazisiyle, yıllarca Ege pamuğu kadar kaliteli ürün elde edildi. Efsane “Kaçakçılar Çarşısı” ise tüm Türkiye’nin bildiği açık hava free shop ve elektronik pazarıydı. Nusaybinli esnaflar, dil bilmemelerine rağmen dünyanın farklı pazarlarını keşfetmekte de hünerlidir. Örneğin, Ortadoğu pazarından sonra Çin pazarını ilk keşfeden de Nusaybinli esnaflardı.

PETROL YATAĞI OLAN İLÇE

Olayların yoğun olduğu ilçelere bakın altından rant çıkacaktır. Nusaybin’i de bu yönüyle sakın yabana atmayın. İlçe Çamurlu ve İkiztepe mıntıkasında bulunan petrol ve doğalgazıyla da 1970’lı yıllardan bu yana gündemdedir. ABD Viking şirketi bu bölgede son 7 yılda geniş sismik çalışması yaptı, petrol alanlarını saptadı. Sınırın sadece 50 metre ilerisinde Suriye’nin günlük 14 bin varil petrol ve doğalgaz çıkardığını da hatırlatalım. Acaba bu ilçemizdeki olaylar da bunların bir sonucu değil mi?
Bugün resmi nüfusu 120 bin civarında olan bu ilçemizde, olaylar nedeniyle kalanların sayısı 60 bine kadar inmiş durumda. Abdülkadirpaşa, Yenişehir, Dicle ve Fırat mahallelerinde sokağa çıkma yasağı uygulanırken, diğer mahallelerde durumun “iyi” olduğunu sanmayın. Oradaki insanlar da “ne olur ne olmaz” deyip sokağa çıkmıyor, işyerlerini açmıyorlar. Bu ilçede devam eden olayları konuştuğum bir okuyucumuz, “Sanki Nusaybin işgal edilmiş de iki düşman güçleri çatışıyor sanırsınız” diye durumu anlatıyor, nisan ayından bu yana ticaretin tamamen durduğunu belirtiyor.

“HEPİMİZ CAYIR CAYIR YANACAKTIK”

O bereket yolu, İpek Yolu tam anlamıyla korku yolu haline gelmiş. O yolu mesleği gereği hemen her gün kullanmak durumunda olan sürücüden dinliyorum:
“O hale gelmiş ki o yollar ölüm yolu olmuş. Geçerken her an havaya uçacakmış gibi hissediyorsunuz. Önümüzde asker, polis araçlarının olmasını hiç istemeyiz. Çünkü öncelikli hedef onlar. Önümde giden zırhlı askeri aracı görünce yaklaşmak istemedim. Ancak çok yavaş gittiği için yaradana sığınıp geçmek istedim. Aramızdaki mesafe 60-70 metreydi.
Birden öyle bir patlama oldu ki zırhlı askeri araç havalardaydı. Yalnız araç değil şiddetli patlama sonucu büyük asfalt parçaları üzerime üzerime geliyordu. Tankerim akaryakıt yüklüydü. Yangın çıkması halinde yalnız ben değil askeri araçta bulunanların da kurtulması mümkün değildi. Hepimiz cayır cayır yanacaktık. Koca tanker de üzerimize asfaltlar yağdıkça bir inip bir kalkıyordu. Aracımı askeri araca yaklaştırmamak için tarlaya indirdim. Tankerimiz pert oldu ama önemli olan can kaybı olmamasıydı. Eğer yangın çıksaydı hepimiz cayır cayır yanacak, ne o askerler, ne de bizler hayatta olmayacaktık.”

PEKİ ORADA NE OLUYOR?

Bölücü örgüt, devletin güçlerinin ilçeye girmesini istemiyor. İşte o yüzden yollara hendekler açıyorlar, patlayıcılar yerleştiriyorlar. Kamyonlarla kayaları getirip kendilerine siper yapıyorlar. Yol ortasına örülen duvarlarla araçların geçişlerini engellemeye çalışıyorlar. Diğer bazı ilçelerde olduğu gibi Nusaybin de teröristlerden temizlenemiyor.
Günlerce sokağa çıkma yasağı ilan ediliyor ama polis özel harekat timlerinin o mahalleri kontrol altına alması da mümkün olmuyor. Polis uzaktan atışlarla duvarları yıkmaya çalışıyor. Gece karanlık çökünce, teröristler polisin yıktığı yerleri yeniden yapıyor. Artık sokağa çıkma yasakları son bulmayacağı, hatta durumun daha da kötüleşeceği kaygısında olanlar bu toprakları terk ediyor.
İlçenin durumunu telefonda anlatan okuyucumuz, “Buranın hali, Kobani’yle aynı vaziyette. Durumu biraz iyi olan ilçeden ayrılıyor. Burada, gidecek yeri olmayan fakirler kaldı. Herkes bu olayların bir an önce son bulmasını istiyor istemesine ama durumun iyileşebileceğinin de şu an işaretleri yok” diyor.
Demek ki AKP yetkililerinin “çözüm süreci” dedikleri buymuş. İlçelerin silah deposu haline getirilmesine göz yumulacak, güvenlik güçlerinin mahallelere girişlerinin önlenmesi için örgütün gençlik yapılanmasının çalışmasına engel olunmayacak, yollarda teröristlerin kimlik kontrolleri yapmalarına, yolları kapatmalarına engel olunmayacakmış.