Operasyona ilişkin eldeki veriler zayıf. Türk ve Suriyeli taraflar
açıklamalarda temkinli davranıyor ancak Recep Tayyip Erdoğan'ın
Genelkurmay Başkanı, Savunma, Dışişleri, İçişleri bakanları ve
İstihbarat Başkanı'yla 'kriz toplantısı' çağrısı, konunun oldukça önemli
olduğu ve 'misilleme' gerektirdiği mesajı veriyor.
Türkiye-Suriye
ilişkileri geçen kırk yıl boyunca çeşitli dönemlerde gerginlikler
yaşadı ancak kesinlikle uçakların düşürülmesi derecesine varmadı. El
Menar ve El Meyadin gibi Şam'a yakın televizyon kanallarının verdiği
Suriye savunmasının uçağı düşürdüğü yönünde sızdırdığı bilgilerin doğru
olması bölgesel bir savaşın eşiğinde olabileceğimiz anlamına
gelmektedir.
Suriye yönetimi sadece tek bir tarafa değil, birçok tarafa zayıf olmadığı ve savaştan korkmadığı yönünde güçlü mesajlar göndermek istemiş olabilir. Birinci mesaj, Suriye muhalefetini desteklemeyi, gelişmiş silahlar ve askeri mühimmat vermeyi sürdürmesine karşı uyardığı Türkiye'ye. İkinci mesaj, Suriye'nin Libya olmadığını ve hava bombardımanı da dâhil kendisine yönelik hava bombardımanına başvurulmasının sonuçlarının garanti olmayacağını vurgulamak isteyerek NATO'ya ve özellikle de ABD'ye. Üçüncü mesajı, Türkiye toprakları kanalıyla Suriye devrimine gelişmiş silahlar ve mühimmat gönderen bazı Arap ve özellikle de Körfez ülkelerine. Dördüncü mesaj, MIG 21 uçağının ordudan kopup Ürdün'e sığınmasının üzerini örtmek ve rejimin kendisini devirmeyi hedef alan 'dış komploya' karşı koymaya hazır ve kenetlenmiş vaziyette olduğunu vurgulamak açısından Suriye içinedir.
Suriye yönetiminin, bu ayın sonunda Paris'te Suriye dostlarının bitirici görüşmesinden bir haftadan az bir süre önce tansiyonu artırıcı bu adımında Rusya ile koordinasyon kurmadan ve yeşil ışık almadan ileriye gitmeyeceği kesin. Suriye rejimi, kendisini devirmeye yönelik bir dış askeri müdahalede başı çekeceği için Türkiye'yi taciz ediyor. Suriye rejimi ABD yönetiminin halihazırda başkanlık seçim kampanyası gölgesinde böyle bir müdahaleyi istemediğini iyi biliyor. Soru şu: Suriye yönetimi Türkiye'yi ve dolayısıyla ABD'yi istemedikleri ve hatta sakındıkları bir zamanlama içinde bütün araç ve yöntemlerle önleyici bir savaşa çekmekte başarılı olur mu? Dikkat çekici nokta, uçağının düşürülmesine yönelik Türk tepkisinin kafasının karışık olması. Tıpkı son zamanlarda Türk güçlerine yönelik saldırıları artan PKK'ya yönelik yoğun Suriye desteğine karşı karışık bir tutum sergilendiği gibi. Ki bu durum Erdoğan hükümeti için bir baskı ve sıkıntı unsuru oluşturdu. Bazı muhalif gazeteler Suriye devrimini destekleyen tutumu sebebiyle tansiyonun yükselmesinin sorumluluğunu Erdoğan'a yüklüyorlar.
Suriye rejimi halihazırda 'yaralı aslan' gibi hareket ediyor. Belki silahlı grupların saldırıları, güvenlik kontrolünün aşamalı olarak gerilemesi ve saldırıların siyasetin başkenti Şam ve ticaretin başkenti Halep'in göbeğine gelmesiyle iç krizlerinin artması sonrası Türk uçağını düşürerek krizlerini dışarıya ihraç etmek istedi. Suriye'den gelen haberler rejim güçleri ve kendisine bağlı milislerin saflarındaki can kayıplarında somut artışı teyit ediyor. Suriye Gözlemevi'nin açıklamaları çok sayıda Suriye askeri ve Şebbiha unsurunun öldüğüne işaret etti. Annan girişiminin askeri operasyonları durdurmaktaki başarısızlığı ve gözlemcilerin misyonunun çökmesi gölgesinde bölgesel savaş bilfiil başlamasa bile geçmiştekinden daha yakın artık. Suriye şu an, ABD ve müttefikleri ile Rusya ve müttefikleri arasında vekâleten bir savaşa sahne oluyor. Rusya Devlet Başkanı Putin, Suriye rejiminin bekasını şahsi kavgası olarak görüyor. Bu yüzden ABD'nin ve zengin Körfez ülkelerinin sunduğu birçok ekonomik teşviklere rağmen bütün Amerikan baskılarına sadece Suriye rejimi için değil, kendi başı için de direndi.
Uçak, Tartus'taki Rus deniz üssü yakınında düşürüldü. Rus tepkisini ölçme amaçlı nabız yoklama veya test balonu patlatma girişimi içinde uçak yaklaşınca Rus savunmasının karşılık verdiğini uzak ihtimal görmüyoruz. Türkiye'yi dünyadaki en güçlü ekonomi olarak 17'nci sıraya çıkaran komşularla sıfır soruna dayalı Erdoğan teorisi, Suriye'den başlayarak aşamalı olarak çökmeye başladı ve uçak düşürme olayı askeri çatışmaya yol açarsa bu teori dibe vurabilir. Suriye'nin Libya, Beşşar Esed'in de Muammer Kaddafi olmadığı kesin. Londra'da Arapça yayımlanan El Kuds El Arabi gazetesi, 23 Haziran 2012
Suriye yönetimi sadece tek bir tarafa değil, birçok tarafa zayıf olmadığı ve savaştan korkmadığı yönünde güçlü mesajlar göndermek istemiş olabilir. Birinci mesaj, Suriye muhalefetini desteklemeyi, gelişmiş silahlar ve askeri mühimmat vermeyi sürdürmesine karşı uyardığı Türkiye'ye. İkinci mesaj, Suriye'nin Libya olmadığını ve hava bombardımanı da dâhil kendisine yönelik hava bombardımanına başvurulmasının sonuçlarının garanti olmayacağını vurgulamak isteyerek NATO'ya ve özellikle de ABD'ye. Üçüncü mesajı, Türkiye toprakları kanalıyla Suriye devrimine gelişmiş silahlar ve mühimmat gönderen bazı Arap ve özellikle de Körfez ülkelerine. Dördüncü mesaj, MIG 21 uçağının ordudan kopup Ürdün'e sığınmasının üzerini örtmek ve rejimin kendisini devirmeyi hedef alan 'dış komploya' karşı koymaya hazır ve kenetlenmiş vaziyette olduğunu vurgulamak açısından Suriye içinedir.
Suriye yönetiminin, bu ayın sonunda Paris'te Suriye dostlarının bitirici görüşmesinden bir haftadan az bir süre önce tansiyonu artırıcı bu adımında Rusya ile koordinasyon kurmadan ve yeşil ışık almadan ileriye gitmeyeceği kesin. Suriye rejimi, kendisini devirmeye yönelik bir dış askeri müdahalede başı çekeceği için Türkiye'yi taciz ediyor. Suriye rejimi ABD yönetiminin halihazırda başkanlık seçim kampanyası gölgesinde böyle bir müdahaleyi istemediğini iyi biliyor. Soru şu: Suriye yönetimi Türkiye'yi ve dolayısıyla ABD'yi istemedikleri ve hatta sakındıkları bir zamanlama içinde bütün araç ve yöntemlerle önleyici bir savaşa çekmekte başarılı olur mu? Dikkat çekici nokta, uçağının düşürülmesine yönelik Türk tepkisinin kafasının karışık olması. Tıpkı son zamanlarda Türk güçlerine yönelik saldırıları artan PKK'ya yönelik yoğun Suriye desteğine karşı karışık bir tutum sergilendiği gibi. Ki bu durum Erdoğan hükümeti için bir baskı ve sıkıntı unsuru oluşturdu. Bazı muhalif gazeteler Suriye devrimini destekleyen tutumu sebebiyle tansiyonun yükselmesinin sorumluluğunu Erdoğan'a yüklüyorlar.
Suriye rejimi halihazırda 'yaralı aslan' gibi hareket ediyor. Belki silahlı grupların saldırıları, güvenlik kontrolünün aşamalı olarak gerilemesi ve saldırıların siyasetin başkenti Şam ve ticaretin başkenti Halep'in göbeğine gelmesiyle iç krizlerinin artması sonrası Türk uçağını düşürerek krizlerini dışarıya ihraç etmek istedi. Suriye'den gelen haberler rejim güçleri ve kendisine bağlı milislerin saflarındaki can kayıplarında somut artışı teyit ediyor. Suriye Gözlemevi'nin açıklamaları çok sayıda Suriye askeri ve Şebbiha unsurunun öldüğüne işaret etti. Annan girişiminin askeri operasyonları durdurmaktaki başarısızlığı ve gözlemcilerin misyonunun çökmesi gölgesinde bölgesel savaş bilfiil başlamasa bile geçmiştekinden daha yakın artık. Suriye şu an, ABD ve müttefikleri ile Rusya ve müttefikleri arasında vekâleten bir savaşa sahne oluyor. Rusya Devlet Başkanı Putin, Suriye rejiminin bekasını şahsi kavgası olarak görüyor. Bu yüzden ABD'nin ve zengin Körfez ülkelerinin sunduğu birçok ekonomik teşviklere rağmen bütün Amerikan baskılarına sadece Suriye rejimi için değil, kendi başı için de direndi.
Uçak, Tartus'taki Rus deniz üssü yakınında düşürüldü. Rus tepkisini ölçme amaçlı nabız yoklama veya test balonu patlatma girişimi içinde uçak yaklaşınca Rus savunmasının karşılık verdiğini uzak ihtimal görmüyoruz. Türkiye'yi dünyadaki en güçlü ekonomi olarak 17'nci sıraya çıkaran komşularla sıfır soruna dayalı Erdoğan teorisi, Suriye'den başlayarak aşamalı olarak çökmeye başladı ve uçak düşürme olayı askeri çatışmaya yol açarsa bu teori dibe vurabilir. Suriye'nin Libya, Beşşar Esed'in de Muammer Kaddafi olmadığı kesin. Londra'da Arapça yayımlanan El Kuds El Arabi gazetesi, 23 Haziran 2012