Dünyanın en hızlı gündem değiştiren ülkesi olarak, son gündemimiz Özel
Yetkili Mahkemeler'in (ÖYM) kaldırılması. ÖYM'ler ne yaptı da
kaldırılması gündemde?
ÖYM'ler
geniş yetkilerle suç ve terör örgütlerinin network ağlarını çözmeyi
başarmış, darbe tetikçilerinden cuntacı subaylara; KCK'dan faili
meçhullere... Daha yüzlerce karanlık olayı soruşturan bir ihtisas
mahkemesi. Cuntaların kanlı elebaşları içeride ise onlar sayesinde.
Ergenekon'un karanlık emelleri zindana tıkılmışsa onların gayretiyle.
Bu başarıda aslan payı bugüne kadar bu mahkemelere destek veren siyasi iradenin. Bu mahkemelerle Türk demokrasisi, Meclis'te ifade vermeye tenezzül etmeyen emekli generallerin olduğu bir ülkeden, cuntalara aman verilmeyen, muvazzaf generallerin adaletin önüne çıkabildiği bir ülke demokrasisine yükseldi. Ama şimdi bunların kaldırılması 'anlaşılmaz bir biçimde' gündeme getiriliyor.
Bu gündemle birlikte ortaya yasama tarihimizdeki hiçbir yasal değişikliğe nasip olmayan ilginç bir koalisyon çıktı. Bu koalisyonda kimler yok ki? Mutluluktan zil takıp oynayana, sevindirik olandan 'yetmez ama evet' diyene... Sevinenler daha çok vaktiyle ÖYM'lerin üzdüğü(!) taban. Silivri ve Hasdal'da bayram havası var. Bavullarını toplayanlar bile.
En mutlu olanların başında Sözcü yazarı Emin Çölaşan geliyor. Günler önceden yönlendirmesini yapıp şöyle demişti: "Çözüm senin elinde. Verirsin bir emir ve gerekli yasal düzenlemeyi yaptırırsın." Gazetesi ise gelişmeleri sürmanşetten iftiharla takdim ediyordu: "Sözcü'nün dediğine geldiler".
Vakti zamanında generalleri darbeye ikna için kendini parçalayan gazeteci Mustafa Balbay ise 'ÖYM'lerin yetkilerinde çok az değişiklik yapılıp gücünü korumasından' endişeli olduğunu yazmış. Kaldırılacağını duyunca bayağı sevinmiştir. ÖYM'ler için en güçlü PR çalışması İşçi Partisi'ne ait.
Onlarca yerde miting yapıp halka seslendiler "Halkımızı, siyasi partileri, kitle örgütlerini Özel Görevli Mahkemelere ve AKP iktidarına karşı birleşmeye çağırıyoruz. Mahkemeler kapatılsın, başta Doğu Perinçek olmak üzere Silivri ve Hasdal'daki yurtseverler serbest bırakılsın." Aydınlık, ÖYM'lerin kaldırılmasından mutlu "Bu canavarı siz yarattınız, AKP kendine zarar verecek konuma gelince harekete geçti." diyor.
Darbe ve cuntalara karşı duruşu malum Baro Başkanı Ümit Kocasakal'ın gayretlerini unutmamak lazım. "Dünyada hiçbir diktatörlük ilelebet süremez, barolara düşen özel görevli mahkemelerin kaldırılması için demokratik ve meşru güçlerini kullanmalarıdır." diyerek baro baro gezdi lobi yaptı.
Hayatını Ergenekon'u sulandırmaya vakfeden sabık yayın yönetmeni başarısıyla gurur duyuyordur herhalde. "Özel yetkili mahkemelerin perişanlığına karşı omuz omuza mücadele verelim." demişti. ÖYM'lerin kalkması gündeme geldiğinde ise ağzı kulaklarında: "Hiç gocunmam arkadaş, Sayın Başbakan lütfen devam!" sözleriyle gelişmeleri alkışladı.
Daha kimler yok ki: PKK/KCK'nın lideri Murat Karayılan, KCK tutuklamalarını kıyasıya eleştiriyor ÖYM'lerin kalkmasını savunuyordu.
Öcalan'a özgürlük isteyen PKK yanlıları miting yapıyor, hedef ÖYM: "Özel Görevli Mahkemeler tarafından yaratılan baskı ve sindirmelere son verene kadar mücadele edeceğiz, Öcalan'ın avukatlığını yaptıkları için tutuklananların derhal salıverilsin". Darbe teşebbüsü iddiaları sebebiyle tutuklananlar bu gelişmeleri öngörmüştü. İnternete düşen ses kaydında şöyle konuşuyorlar: "Çok uzun süreceğini sanmıyorum. Yani aldığımız haberler o yönde.
Sağlam kaynaklar. Bir yasa tasarısı gündemde. O yasayla bizi çıkaracaklar." Bu ilginç koalisyonun Meclis içinde de destekçileri var. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, "ÖYM'ler AKP hükümetinin yargı ayağıdır." diyor, her mahfilde kaldırılmasını istiyordu. Bu son gelişmeler üzerine hem seviniyor hem de Başbakan Erdoğan'a "Yeni mi uyandın?" diye tebessümle sesleniyor.
"ÖYM'ler kalksın" diyen bir diğer parti BDP. Barış ve Demokrasi Partisi Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, "AKP'nin demokrasiye inancı varsa özel yetkili mahkemeleri kaldırmalı. Mesele, MİT mensuplarının kurtarılması meselesi değildir. Özel yetkili mahkemelerin tümden kaldırılması konusunda bir düzenleme yapılmalıdır." diyordu.
Özel yetkili mahkemelerin kaldırılmasını isteyen ve destekleyenler yan yana sıralanınca ortaya tarihinin en ilginç koalisyonu ortaya çıkıyor. Bunun ne anlama geldiğini siyasi irade mutlaka çözümleyecektir.
Bu başarıda aslan payı bugüne kadar bu mahkemelere destek veren siyasi iradenin. Bu mahkemelerle Türk demokrasisi, Meclis'te ifade vermeye tenezzül etmeyen emekli generallerin olduğu bir ülkeden, cuntalara aman verilmeyen, muvazzaf generallerin adaletin önüne çıkabildiği bir ülke demokrasisine yükseldi. Ama şimdi bunların kaldırılması 'anlaşılmaz bir biçimde' gündeme getiriliyor.
Bu gündemle birlikte ortaya yasama tarihimizdeki hiçbir yasal değişikliğe nasip olmayan ilginç bir koalisyon çıktı. Bu koalisyonda kimler yok ki? Mutluluktan zil takıp oynayana, sevindirik olandan 'yetmez ama evet' diyene... Sevinenler daha çok vaktiyle ÖYM'lerin üzdüğü(!) taban. Silivri ve Hasdal'da bayram havası var. Bavullarını toplayanlar bile.
En mutlu olanların başında Sözcü yazarı Emin Çölaşan geliyor. Günler önceden yönlendirmesini yapıp şöyle demişti: "Çözüm senin elinde. Verirsin bir emir ve gerekli yasal düzenlemeyi yaptırırsın." Gazetesi ise gelişmeleri sürmanşetten iftiharla takdim ediyordu: "Sözcü'nün dediğine geldiler".
Vakti zamanında generalleri darbeye ikna için kendini parçalayan gazeteci Mustafa Balbay ise 'ÖYM'lerin yetkilerinde çok az değişiklik yapılıp gücünü korumasından' endişeli olduğunu yazmış. Kaldırılacağını duyunca bayağı sevinmiştir. ÖYM'ler için en güçlü PR çalışması İşçi Partisi'ne ait.
Onlarca yerde miting yapıp halka seslendiler "Halkımızı, siyasi partileri, kitle örgütlerini Özel Görevli Mahkemelere ve AKP iktidarına karşı birleşmeye çağırıyoruz. Mahkemeler kapatılsın, başta Doğu Perinçek olmak üzere Silivri ve Hasdal'daki yurtseverler serbest bırakılsın." Aydınlık, ÖYM'lerin kaldırılmasından mutlu "Bu canavarı siz yarattınız, AKP kendine zarar verecek konuma gelince harekete geçti." diyor.
Darbe ve cuntalara karşı duruşu malum Baro Başkanı Ümit Kocasakal'ın gayretlerini unutmamak lazım. "Dünyada hiçbir diktatörlük ilelebet süremez, barolara düşen özel görevli mahkemelerin kaldırılması için demokratik ve meşru güçlerini kullanmalarıdır." diyerek baro baro gezdi lobi yaptı.
Hayatını Ergenekon'u sulandırmaya vakfeden sabık yayın yönetmeni başarısıyla gurur duyuyordur herhalde. "Özel yetkili mahkemelerin perişanlığına karşı omuz omuza mücadele verelim." demişti. ÖYM'lerin kalkması gündeme geldiğinde ise ağzı kulaklarında: "Hiç gocunmam arkadaş, Sayın Başbakan lütfen devam!" sözleriyle gelişmeleri alkışladı.
Daha kimler yok ki: PKK/KCK'nın lideri Murat Karayılan, KCK tutuklamalarını kıyasıya eleştiriyor ÖYM'lerin kalkmasını savunuyordu.
Öcalan'a özgürlük isteyen PKK yanlıları miting yapıyor, hedef ÖYM: "Özel Görevli Mahkemeler tarafından yaratılan baskı ve sindirmelere son verene kadar mücadele edeceğiz, Öcalan'ın avukatlığını yaptıkları için tutuklananların derhal salıverilsin". Darbe teşebbüsü iddiaları sebebiyle tutuklananlar bu gelişmeleri öngörmüştü. İnternete düşen ses kaydında şöyle konuşuyorlar: "Çok uzun süreceğini sanmıyorum. Yani aldığımız haberler o yönde.
Sağlam kaynaklar. Bir yasa tasarısı gündemde. O yasayla bizi çıkaracaklar." Bu ilginç koalisyonun Meclis içinde de destekçileri var. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, "ÖYM'ler AKP hükümetinin yargı ayağıdır." diyor, her mahfilde kaldırılmasını istiyordu. Bu son gelişmeler üzerine hem seviniyor hem de Başbakan Erdoğan'a "Yeni mi uyandın?" diye tebessümle sesleniyor.
"ÖYM'ler kalksın" diyen bir diğer parti BDP. Barış ve Demokrasi Partisi Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, "AKP'nin demokrasiye inancı varsa özel yetkili mahkemeleri kaldırmalı. Mesele, MİT mensuplarının kurtarılması meselesi değildir. Özel yetkili mahkemelerin tümden kaldırılması konusunda bir düzenleme yapılmalıdır." diyordu.
Özel yetkili mahkemelerin kaldırılmasını isteyen ve destekleyenler yan yana sıralanınca ortaya tarihinin en ilginç koalisyonu ortaya çıkıyor. Bunun ne anlama geldiğini siyasi irade mutlaka çözümleyecektir.