Sovyetler Birliği Soğuk Savaş döneminde dünya denizlerinin iki
hakim gücünden birisiydi. Dünyanın dört bir yanında deniz üslerine
sahipti; Vietnam'dan Küba'ya, Mısır'dan Suriye'ye kadar çeşitli üslere
sahipti.
Sovyetler Birliği'nin yıkılıp tarihe kavuşmasından sonra bu durum
kökten değişti, Sovyetler'in hukuki ve fiili vârisi Rusya Federasyonu
ikisi hariç bu üsleri gücü yetmediği hem de yeni bir dünya ortaya
çıktığı için tasfiye etmek zorunda kaldı.
Rusya'nın bugün elinde kalan iki dış deniz üssünden birisi komşusu Ukrayna'nın Kırım Özerk Cumhuriyeti'nin Akyar (Sivastopol) Limanı'ndaki Karadeniz Filosu'na ait büyük üs; diğeri de Suriye'deki Tartus Limanı'ndaki lojistik ve bakım üssü.
Rusya, Akyar'da Ukrayna hükümetiyle 2010 yılında yenilediği anlaşmayla 2042 yılına kadar kalacak. Bundan sonra taraflar itiraz etmezlerse anlaşma 5 yıl daha kendiliğinden uzayacak; yani Rusya muhtemelen 2047 yılına kadar Akyar'da olacak.
Suriye'nin Lazkiye'den sonra ikinci büyük ve önemli limanı olan Tartus'ta da Suriye hükümeti ile 2005 yılında yenilenen bir anlaşmayla daha uzun süre kalacak. Esasen bu anlaşma Sovyetler Birliği ile Suriye arasında 1971'de imzalanan anlaşmanın yeni gerçeklere göre yeniden kabul edilen versiyonu olarak görülebilir.
Bu anlaşmayla taraflar arasında yıllarca süren Suriye'nin Sovyetler Birliği'ne olan 13,4 milyar dolarlık borcunun (ki bunun büyük bölümü silah alımlarından doğan borçlar) yüzde 73'ünün silinmesi karşılığında Rusya'ya Tartus'u kullanmaya devam etme hakkı tanınmıştı. Ayrıca, anlaşma Suriye'ye Rusya'dan silah alımına devam etmesinin yolunu da açmıştı.
Tartus üssü esasen Rusya'nın Karadeniz Filosu'na bağlı bir üs. Burada birisi halen çalışır durumda üç adet yüzer dok bulunuyor. Bunlara ilaveten üste yine yüzer bir tamir-bakım atölyesi, depolama tesisleri, Rus personel için barakalar ve diğer unsurlar da var. Söylendiğine göre, Rusya 2009 yılından bu yana üssü yenileme çalışmaları yürütüyor, bu çerçevede liman derinliğini artırmaya çalışıyor. Bunu da daha büyük gemilerin üssü kullanabilmeleri amacıyla yapıyor.
Rusya zaman zaman Tartus'a savaş ve lojistik gemileri gönderiyor, bunlar da bir süre kalıp geriye dönüyorlar. Bugünlerde de Rus haber ajanslarına göre, Rusya'nın Suriye'deki vatandaşlarını ve Tartus'u korumak için buraya iki gemi göndereceği bildiriliyor. Bunlar Filçenkov ve Caesar Kunşkov adlı amfibik çıkarma gemileri. Gemilerde ayrıca sayısı belirtilmeyen Rus deniz piyadeleri de olacak. Bir süre önce de başka Rus savaş gemileri Tartus'u ziyaret etmişlerdi. Ayrıca geçen yıl İran savaş ve lojistik gemileri de Kızıldeniz'den geçip Tartus'a önemli bir ziyarette bulunmuşlardı. Bunu da yeri gelmişken hatırlatalım. Tartus Limanı, Suriye'nin diğer bölgeleri ile son derece önemli demiryolu ve karayolu bağlantılara sahip bir liman. Bu bakımdan yurtdışından gelecek her türlü kargonun başka yerlere ulaştırılması bakımından son derece önemli. İthal edilen Rus silahlarının Tartus'a geldiği ve buradan başka yerlere ulaştırıldığı zaten bilinen bir gerçek. Rus gemileri buraya her türlü amaçla gelip gidebiliyorlar. Rus kargo gemilerinin hareketi birkaç gün önce Kuzey Denizi'nde olduğu gibi sigorta şirketlerince engellenebilir, bunların Suriye'ye silah taşıması belki önlenebilir; ama savaş gemilerine hiç kimse müdahale edemez ve Rusya bu yolla da Suriye'ye ya da başkalarına istediği silah-cephane yardımını yapabilir. Buna da hiç kimse bir şey diyemez, yapamaz.
Rusya Tartus üssü sayesinde Akdeniz'de boy göstermeye devam edebilir. Akdeniz'in diğer önemli deniz güçlerini en azından rahatsız edebilir, bunların Rus gemilerini izlemeleri için kaynak ayırmalarını sağlayabilir. Bu suretle Rusya'nın en azından Akdeniz'de büyük güçlerden birisi olduğunu göstermenin önemli bir vasıtası olabilir. Bununla da Rusya'nın ne kadar doğru, ne kadar yanlış olduğu tartışmalı olan 'büyük güç sendromu'nu yaşamasına belli ölçülerde katkı sağlayabilir.
Bugün Rusya'nın Akdeniz deniz politikasının unsurlarından birisi olan Tartus üssü Rusya ve Suriye açısından işte bu kadar önem taşıyor.
Rusya'nın bugün elinde kalan iki dış deniz üssünden birisi komşusu Ukrayna'nın Kırım Özerk Cumhuriyeti'nin Akyar (Sivastopol) Limanı'ndaki Karadeniz Filosu'na ait büyük üs; diğeri de Suriye'deki Tartus Limanı'ndaki lojistik ve bakım üssü.
Rusya, Akyar'da Ukrayna hükümetiyle 2010 yılında yenilediği anlaşmayla 2042 yılına kadar kalacak. Bundan sonra taraflar itiraz etmezlerse anlaşma 5 yıl daha kendiliğinden uzayacak; yani Rusya muhtemelen 2047 yılına kadar Akyar'da olacak.
Suriye'nin Lazkiye'den sonra ikinci büyük ve önemli limanı olan Tartus'ta da Suriye hükümeti ile 2005 yılında yenilenen bir anlaşmayla daha uzun süre kalacak. Esasen bu anlaşma Sovyetler Birliği ile Suriye arasında 1971'de imzalanan anlaşmanın yeni gerçeklere göre yeniden kabul edilen versiyonu olarak görülebilir.
Bu anlaşmayla taraflar arasında yıllarca süren Suriye'nin Sovyetler Birliği'ne olan 13,4 milyar dolarlık borcunun (ki bunun büyük bölümü silah alımlarından doğan borçlar) yüzde 73'ünün silinmesi karşılığında Rusya'ya Tartus'u kullanmaya devam etme hakkı tanınmıştı. Ayrıca, anlaşma Suriye'ye Rusya'dan silah alımına devam etmesinin yolunu da açmıştı.
Tartus üssü esasen Rusya'nın Karadeniz Filosu'na bağlı bir üs. Burada birisi halen çalışır durumda üç adet yüzer dok bulunuyor. Bunlara ilaveten üste yine yüzer bir tamir-bakım atölyesi, depolama tesisleri, Rus personel için barakalar ve diğer unsurlar da var. Söylendiğine göre, Rusya 2009 yılından bu yana üssü yenileme çalışmaları yürütüyor, bu çerçevede liman derinliğini artırmaya çalışıyor. Bunu da daha büyük gemilerin üssü kullanabilmeleri amacıyla yapıyor.
Rusya zaman zaman Tartus'a savaş ve lojistik gemileri gönderiyor, bunlar da bir süre kalıp geriye dönüyorlar. Bugünlerde de Rus haber ajanslarına göre, Rusya'nın Suriye'deki vatandaşlarını ve Tartus'u korumak için buraya iki gemi göndereceği bildiriliyor. Bunlar Filçenkov ve Caesar Kunşkov adlı amfibik çıkarma gemileri. Gemilerde ayrıca sayısı belirtilmeyen Rus deniz piyadeleri de olacak. Bir süre önce de başka Rus savaş gemileri Tartus'u ziyaret etmişlerdi. Ayrıca geçen yıl İran savaş ve lojistik gemileri de Kızıldeniz'den geçip Tartus'a önemli bir ziyarette bulunmuşlardı. Bunu da yeri gelmişken hatırlatalım. Tartus Limanı, Suriye'nin diğer bölgeleri ile son derece önemli demiryolu ve karayolu bağlantılara sahip bir liman. Bu bakımdan yurtdışından gelecek her türlü kargonun başka yerlere ulaştırılması bakımından son derece önemli. İthal edilen Rus silahlarının Tartus'a geldiği ve buradan başka yerlere ulaştırıldığı zaten bilinen bir gerçek. Rus gemileri buraya her türlü amaçla gelip gidebiliyorlar. Rus kargo gemilerinin hareketi birkaç gün önce Kuzey Denizi'nde olduğu gibi sigorta şirketlerince engellenebilir, bunların Suriye'ye silah taşıması belki önlenebilir; ama savaş gemilerine hiç kimse müdahale edemez ve Rusya bu yolla da Suriye'ye ya da başkalarına istediği silah-cephane yardımını yapabilir. Buna da hiç kimse bir şey diyemez, yapamaz.
Rusya Tartus üssü sayesinde Akdeniz'de boy göstermeye devam edebilir. Akdeniz'in diğer önemli deniz güçlerini en azından rahatsız edebilir, bunların Rus gemilerini izlemeleri için kaynak ayırmalarını sağlayabilir. Bu suretle Rusya'nın en azından Akdeniz'de büyük güçlerden birisi olduğunu göstermenin önemli bir vasıtası olabilir. Bununla da Rusya'nın ne kadar doğru, ne kadar yanlış olduğu tartışmalı olan 'büyük güç sendromu'nu yaşamasına belli ölçülerde katkı sağlayabilir.
Bugün Rusya'nın Akdeniz deniz politikasının unsurlarından birisi olan Tartus üssü Rusya ve Suriye açısından işte bu kadar önem taşıyor.