Bundan aylar önce, 28 Aralık 2011’de bugün tartıştığımız CMK’da yapılması planlanan düzenlemeleri “Beşir Atalay’ın Ergenekon Açılımı: Ergenekon ve KCK serbest kalacak” başlığıyla duyurmuş bir yazar olarak sanırım iki çift söz söyleme sırası geldi.
AKP’li dostlar, ki aralarında çok değer verdiğim Şamil Tayyar ve Abdulkadir Selvi
gibi kişiler de var Başbakan Erdoğan CMK 250 düzenlenebilir Özel
Yetkili Mahkemeler kaldırılabilir sinyali verdikten sonra bir telaş
olanları açıklamaya çalışıyorlar. Bunu yaparken de olguları eğip
bükmekten geri durmuyorlar. Neymiş,
7 şubat bir dönüm noktası olmuşmuş. MİT Müsteşarı Hakan Fidan başta
olmak üzere MİT yöneticilerinin ifadeye çağrılmasıyla başlayan süreç,
Özel Yetkili Mahkemelerin sorgulanmasını beraberinde getirmişmiş.
Arkadaşlar yapmayın bunu. Ne Sayın Tayyar’a ne de Selvi’ye bu
çarpıtmalar yakışıyor. Siz bütün tartışmayı bu çarpıtma üzerine
kurduğunuz zaman inandırıcılığınızı yitiriyorsunuz. Bundan sonra
söylediğiniz bütün sözler anlamsızlaşıyor. Madem CMK 250’nin
tartışılması meselesi 7 Şubat 2012’de çıkan MİT kriziyle ilgili, o halde
27 Aralık 2011 tarihli Sabah gazetesinde
hükümet kaynaklarına dayanılarak verilen ve CMK 250’nin değişeceği
apaçık yazılan o manşet haberi nasıl açıklayacaksınız?
Siz de biliyorsunuz âlem de biliyor ki AKP içinde bir kanat özellikle
KCK sanıklarını bıraktırıp PKK ile müzakereleri başlatmak için PKK’nın
istediği “müzakereleri başlatmak istiyorsanız KCK sanıklarını serbest
bırakın” talebine olumlu bakıyor. Bunlar PKK’ya diyet ödeyip
müzakereleri başlatmak istiyorlar. Bunun için de CMK 250 ile ilgili
düzenlemeyi MİT krizi çıkmadan çok önce planladılar. Hatta MİT krizi de
bu nedenle bu kesim tarafından planlandı ve savcı tuzağa düşürüldü.
İlgilisi “Kusursuz operasyon” başlıklı yazılarıma bakabilir.
Dürüst olacaksak her konuda dürüst olmak durumundayız. Mevcut durumda
CMK 250 düzenlemeleri KCK sanıklarını serbest bırakmak için PKK’ya
diyet olarak çıkarılıyor. Bundan doğal olarak Ergenekon ve Balyoz
sanıkları da yararlanacaklar. Düzenlemenin MİT kriziyle hiç ama hiç
ilgisi yok.
AKP’li dostlar MİT krizini bahane edip AKP’nin o krizden 40 gün önce
duyurduğu bu niyetini örtmeye çalışıyor bu da onlara yakışmıyor. Eğer
böyle değil diyorlarsa çıkıp 27 aralık tarihli Sabah gazetesi manşetinde teker teker anlatılan ve bugün Meclis gündemine gelen o paketi kamuoyuna izah etsinler.
Bu süreçte bir çift söz de pakete karşı çıkan kesimlere, özellikle Cemaat medyasından arkadaşlara söylemek gerekiyor.
CMK 250 veya başka düzenlemelere karşı çıkabilirsiniz. Bunun için çok
geçerli sebepleriniz de olabilir. Haklı da olabilirsiniz. Ama ne
yapacaksak açık ve şeffaf bir şekilde karşı çıkmak durumundayız.
Özellikle Cemaat medyasındaki “AKP kendi ayağına kurşun sıkıyor aman
yapma” türünden anaç argümanları samimi bulmuyorum. Size ne? AKP ayağına
kurşun sıkıyorsa kendi bileceği iş. On yıldır bu ülkeyi yöneten ve
bugün siyasi tercihini Ergenekon, Balyoz ve KCK sanıklarını serbest
bırakmak üzerine kullanan bir parti var karşımızda. Bunu da değişik
şekillerde maniple etmek isteyen partiye yakın insanların telaşından
anlıyoruz.
Ben Cemaat’e yakın yazarlar ve medya organlarında “aman yapma”
türünden anaç ve korumacı kaygıları da eleştiriyorum. Bırakın yapsınlar.
Siyasi iktidarlar hata yapacak ki muhalefetin önü açılsın. Nedir bu
AKP’yi koruma kollama telaşınız? AKP yetersiz mi?
Görüyorsunuz ki AKP sizden ve bu tavırlarınızdan rahatsız. Artık
ergen bir kuş olmuş ve yuvadan uçup Ergenekon, Balyoz ve KCK ile
kanatlanmak istiyorlar. Bu tercihlerine saygı duyun. Nedir bu aman AKP
yanlış mahallelerde dolaşmasın telaşınız? Yediğiniz dayak yetmedi mi?
Bırakın biraz da KCK ve Ergenekon ile kanatlansınlar.
Eğer CMK 250’de yapılacak düzenlemeye karşı çıkıyorsanız, ki ben de
karşı çıkıyorum , bunu aman AKP yapma kendine zarar vereceksin, yaman
AKP yapma ülkeye zarar vereceksin şeklinde ağlak bir tarzda
yapamazsınız. Tarihe kayıt düşecek şekilde çıkar gerekçelerinizi
yazarsınız. Sonra AKP siyasi risk alıp Ergenekon ve KCK sanıklarını
çıkaracaksa bu onların bileceği bir iştir. Siz görevinizi yapmış
olursunuz. Millet de gereken cevabını verir seçimlerde.
Peki, CMK 250’de yapılan düzenleme doğru mu? Elbette değil. Başta da
söylediğim gibi önce niyet doğru değil. 2007-2009 arasında KCK’ya
operasyon yaptırmayıp KCK’nın palazlanmasını sağlayan ve başımıza KCK
belasını saran AKP içindeki müzakereciler, PKK ile bozulan diyalogu
yeniden başlatma niyetiyle böyle bir girişime başvuruyor. Yani KCK
networkuna yeniden can suyu vermek için yapılıyor bu düzenleme.
Demokratikleşme ile filan da alakası yok.
Defalarca yazdığım gibi PKK ile müzakerelere karşı değilim. Ancak
bunun için belli koşullar olmalı. Önce sınır dışına çekilmeli PKK. Oysa
müzakereci AKP’liler bırakın ölümleri durdurmak için PKK’ya sınır dışına
çekilmeyi önermeyi, müzakere için PKK’ya diyet ödemeye razılar. CMK 250
o diyetin en somut hâli.
İkinci olarak CMK 250’de yapılan düzenlemelere göre Uyuşturucu suçları ve Yolsuzluk
çetelerine yönelik suçlar Özel Yetkili Mahkeme alanının dışına
çıkartılıyor. Bunun mantığı nedir? Hadi anladık AKP yolsuzlukları
soruşturtmak istemiyor da narkotik suçları neden kapsam dışına
çıkartılıyor?
Üçüncüsü CMK 250 ile Özel Yetkili Mahkemeler kaldırılırsa Türkiye
yeniden çete ve mafya cenneti olur. Uyuşturucu çeteleri sokakları
yeniden kontrolü altına alacak yolsuzluklar hortlayacak. AKP’liler ne
kadar örtmeye çalışırsa çalışsın bu gerçek değişmez. Çünkü çete ve mafya
sadece elinde silah bulunduran adam değildir. Avukatından gazetecisine,
akademisyeninden asker ve polisine geniş bir alanda faaliyet gösterir.
CMK 250’deki düzenlemelerle çete ve mafyayı sadece silahlı güçler olarak
tanımlarsanız eskiye döner işler. Mafya adam öldürür biri üstlenir
yatar babalar dışarıda fink atar. Benden söylemesi..