Ankara Başsavcılığı’nın yürüttüğü IŞİD soruşturması kapsamında yapılan incelemelerde, Tel Abyad’daki cihatçılarla Gaziantep’teki bazı askerler arasında telefon görüşmeleri yapıldığı ortaya çıktı.
Cumhuriyet’ten Kemal Göktaş’ın haberine göre durum, yakınları IŞİD’e katılan altı vatandaşın savcılığa başvurmasının ardından başlatılan soruşturma kapsamında alınan ‘telefon dinleme kararı’yla anlaşıldı.
Kayıtlarda, IŞİD’in ‘Türkiye sınırından sorumlu emiri’ olan ve savcılık belgelerine göre Türkiye’ye bomba geçişlerini organize eden Ebu Ali kod adlı Mustafa Demir ile sınırda görevli rütbeli askerler arasında çok sayıda telefon görüşmesi yer aldı.
Geçen haziran ayında Tel Abyad’ı ele geçiren IŞİD’den kaçan binlerce kişi Türkiye sınırına sığınmıştı. Sınır tellerine kadar yaklaşarak bölgede bekleyenleri silah zoruyla geri götüren IŞİD militanları, Türk askerlerine ‘Sus’ işareti yaparak gülmüştü.
Sınır güvenliğini alan bazı rütbeli askerlerin, IŞİD militanlarıyla yaptığı telefon görüşmeleri, Ankara Başsavcılığı’nın talimatıyla kayıt altına alındı. Başsavcılık daha sonra yetkisizlik kararı vererek dosyayı Gaziantep 5’inci Zırhlı Tugay Komutanlığı Askeri Savcılığı’na gönderdi.
Savcı Derda Gökmen 27 şüpheli hakkında dava açarken, 19 kişi hakkında iletişimin tespiti kararı alındı.
Ankara Başsavcılığı, Gaziantep Askeri Savcılığı’na gönderilen telefon görüşmeleriyle ilgili olarak ‘IŞİD mensupları ile askerler arasında görüşme olmadığını’ ileri sürmüştü. Görüşmelerin kaçakçılarla askerler arasında olduğunu ileri süren başsavcılık, suçun da ‘kaçakçılık’ faaliyeti kapsamında olduğunu belirtmişti.
Tapelerde, rütbeli askerlerle Demir’in sınırda yüz yüze görüşmeler de yaptıkları da yer aldı. Tapeler ve soruşturma belgeleri, Demir’in sınırda kaçakçılardan zekât adı altında para aldığını ve askerlerle geçişler konusunda işbirliği yaptıklarını ortaya çıkardı.
Kayıtlarda Demir’in A.A ve A.B isimli iki askerle yaptığı telefon görüşmeleri yer aldı.
25 Kasım 2014
Mustafa: Şimdi ben bir ihbar aldım da, ihbara doğru gidiyorum. Şeyden, ee yüksek bir ihtimal bazı askerler ile ortaklı çalışıyor olabilirler. İnan bilgim yok. Elbeyli’ye yetişmeden önce bi çadırkent. … Eğer varsa orada bir yardımcı olacağın. Bir komutan rakımı felan hatta ee yolları biraz sıksınlar, ben onlara yetişene kadar, çünkü aramızda 20 kilometre var abi.A.A: Arada 20 kilometre Kilis’e doğru.
Mustafa: Hee, ben şeye doğru gidiyom, şu an noktaya doğru gidiyorum, eğer varsa imkânın ordan karakol komutanı veya nöbetçi
A.A: Tamam tamam.
Mustafa: Seri bir şekilde Allahualem geçiş olduğunu bilmiyorum ihbar veya … kaçakçılık olabilir…
A.A: Tamam ben baktırırım sen şey yap.
25 Kasım 2014
A.A: O el fenerliler siz miydiniz?Mustafa: Valla küçük el fenerleriyle, nerdesin abi sen? Benim söylediğim yerde mi?
A.A: Hı hı, baktık biz de sizi gördükte senin adamlar…
Mustafa: Abi buradaki komutanla şey yapabilir misin beni abe? Mümkün mü, bağlayabilir misin, hani buradaki iş için? Size yardımcı olduğumuz gibi burada bir irtibat kursak.
A.A: Tamam bişey olursa bana burada haber versinler.
Mustafa: Sana ulaşırsak yeterliyse problem yok.
A.A: Ben iletirim şimdi, benim orda iki tane karakolum var, en kötü karakol komutanına iletir baktırırım. …
23 Kasım 2014
Mustafa: Ben Burak üsteğmene bir tane araç teslim etmiştim, o da sizin karakolun doğu tarafına doğru mu?A.B: Evet aynı öyle gardaşım, o kazının bittiği yer, toprak yığınının…
Mustafa: Şimdi tam o noktaya mı geleyim, ondan önce bir nokta varsa oraya adam bırakıyım.
A.B: Hayır gardaş şeye adam bırak, bu Ermiş köyü var ya…Toprağın ardında bir şerefsiz var, gözcülük yapıyor, bu onu tutsun diğerini de de o araç teslim ettiğin yerde.
Mustafa: Tabii sen şimdi arabadasın senin yanında kimse var mı nöbetçi duracak?
A.B: Asker var.
Mustafa: Tamam sen beni yönlendirebilir misin toprak tarafına? Ben sana işaret verecem abi; orda indir derse, orda indiririm.
A.B: Tamam ben, geri çıkayım.
Mustafa: Nöbetçiyi indir abi, oradan ayrılmasın.
A.B: İnin gençler, burada atlayın.
23 Kasım 2014
A.B: Bu araç verdiğin yerinde, mayının içindeyiz. Işık yaktık, mal var, gelsene o taraftan bu tarafa, adamlar var.Mustafa: Tamam abi, geliyorum.
A.B: Acil gel, fenerle mayının içindeyim, koş gel.
Mustafa: Abi şey, Burak üsteğmene araba verdiğim yer mi?
A.B: He he, o verdiğin az aşağısında, bizim iki tane araç Türkiye tarafında
Mustafa: Tamam.
A.B: Biz de mayının içindeyiz
Mustafa: Abi geldim .