Tutuklu bulunduğu cezaevinden mektup yazan eski savcı ve gazeteci-yazar Gültekin Avcı, Güneydoğu'da askerleri şehit eden kanas türü silahları iki buçuk yıl önce yazdığını ve bazı uyarılarda bulunduğunu anlattı.
Güneydoğu'da şehit olan güvenlik güçlerinin çoğu suikast silahı Kanas ile vuruldu. 7 köşe yazısı sebebiyle tutuklanan Gültekin Avcı,
avukatı aracılığıyla Özgür Düşünce Gazetesi'ne gönderdiği mektupta
asker ve polislerin kanaslarla nasıl şehit edildiğini anlattı.
Avcı, 2,5 yıl önce kaleme aldığı yazılarında terör örgütünün suikast silahı
dağıttığını yazdığını belirtti. O zaman “Dağıtılan bu Kanas suikast
silahları kimi/kimleri vuracak” diye sorduğunu kaydeden Avcı bu kez, “Bu
Kanaslar bugün kimleri vuruyor" diye sordu.
Selam Tevhid terör örgütü
davası kapsamında tutuklanan Avcı, tutukluluğunun 135. gününde kaleme
aldığı mektubunda cezaevinde yaşadığı insanlık dışı muameleleri de
anlattı. Güneydoğu’daki çatışmalara da vurgu yapan Avcı, 2,5 yıl önce
kaleme aldığı köşe yazılarında terör örgütü PKK’nın
suikast silahı Kanasları dağıttığını rakam rakam yazarak uyardığını
belirtti. Son dönemlerde birçok şehidin Kanas ile vurulduğunu kaydeden Gültekin Avcı’nın mektubunda dikkat çeken ifadeler şöyle:
HAKİM BANA YAZILARIN İRAN'IN ALEYHİNE OLDUĞUNU SÖYLEDİ
“Hakkımda ilk tutuklama kararı veren Sulh Ceza hakimine sormuştum ‘Bu yazılar hangi ülkenin milli çıkarları aleyhine’ diye. O da ‘İran’ın aleyhine’ diye cevap vermişti. ‘Beni bu yazılardan dolayı İran yargısı yargılasaydı anlardım. Ama neden siz’ diye sorduğumda susmuştu. Bu soruşturmayı bana Tahran
savcısı açmalıydı. Türk istihbaratını ve İran’daki faaliyetlerini
anlatan bir İranlı gazeteciye İran’da soruşturma açılıp tutuklanır mı?
En tuhafı ise soruşturmayı yürüten Savcı İrfan Fidan’ın her yazısında tekrar ettiği şu ifade: ‘Sözde Selam Tevhid Kudüs Ordusu Terör Örgütü’.
YARGITAY KARARLARI VAR
Oysa Yargıtay’ca 2002, 2006 ve 2014 içtihatlarıyla ‘silahlı terör örgütü’ diye kesin tescil edilmiş bir örgüt bu. Uğur Mumcu, Ahmet Taner Kışlalı, Muammer Aksoy ve Bahriye Üçok gibi Türk aydınlarına yapılan suikast eylemlerinde mahkum edilmiş bir örgüt. Emniyet Genel Müdürlüğü TEM Daire Başkanlığı’nın Türkiye’de faaliyet gösteren terör örgütleri listesinde yıllarca 11. sırada belirtilmiş ve medya organlarına bu şekilde yansıtılmış bir örgüt.
SAVCI ‘SÖZDE’ DİYEBİLİR Mİ?
Bugün bir savcı ‘sözde PKK terör örgütü’ veya ‘sözde IŞİD terör örgütü’ diye rapor
tutsa hali ne olur? Bu 7 yazım, İran istihbaratını ve Türkiye’ye
yönelik tasarımını ortaya koyarak İran’ın aleyhine bir tablo
oluşturuyor. Yargıtay’da öyle diyor. Peki Savcı İrfan Fidan neden ‘sözde’ diyor. Normalde HSYK,
‘Senin bu örgütle bir yakınlığın mı var da sözde diyorsun’ diyerek
harekete geçmez mi? Ve savcı diyor ki; bu soruşturma (2011 yılında
başlayan Selam Tevhid soruşturması) 2014 yılının başlarında deşifre
olduğu halde ben kamu görevlisi de olmadığım halde önceden soruşturmadan
nasıl haberdar olmuşum. Oysa bu yazılarımda soruşturmadan haberim
olmadığı gibi soruşturma içeriğiyle ilgili ne bir isim ne bir eylem
mevcut. Kaldı ki soruşturmadan 2014 öncesi haberim olsa bile bu durum
terör veya casusluk değil, TCK’teki soruşturmanın gizliliğini ihlal soruşturmasına esas olabilir.
BUGÜN KİMLERİ VURUYOR?
Türk medyasında ilk ve tek olarak ben neyi haber verdim? Ağustos 2013’te Y-DGH ve Milis Timleri’nin şehirde kurulduğunu ve ağır silahların (Bixi, Glock tabanca, Kalaşnikof, Kanas) markalarını ve sayısını ilk ben yazdım. YDGH tim sayıları ve yönetim şekillerini yazdım. Hatırlayın bu yazılar ‘PKK’da iç savaş
hazırlığı 1-2-3-4’ şeklindeki yazılardı. Çözüm süreci olmalıydı ama bu
şekilde değil. Bu yazılarımdan birinde tam da şu cümleyi kullandım.
‘Dağıtılan bu Kanas suikast silahları kimi/kimleri vuracak?’ Şimdi
tekrar sormalıyım. 2,5 yıl önce dağıtımlarından AKP ve MİT’in haberdar olduğu ama asker ve polisi durdurdukları bu Kanaslar bugün kimleri vuruyor? Hukuk dışı çözüm olur mu?”
TEK KİŞİLİK TERÖR ÖRGÜTÜ GİBİ BEKLETİYORLAR
“Beni
Selam Tevhit soruşturmasından ayırdılar. 10 bin sayfalık iddianamede
ben yokum. Şu an tek kişilik terör örgütü gibi bekletiyorlar. Cemaat mensubu olmadığını biliyorlar. Elde delil
de yok. ‘Ne yapsak da az da olsa inandırıcı bir bağlantı kurabilsek’
diye çırpınıyorlar. Bakalım nereye ekleyecekler beni? Ziyarete gelen CHP heyetinden Sayın Fikri Sağlar
da 'Sizi kamuoyuna cemaatçi diye biliyorlar' demişti. Oysa ben
yazılarımda, bu hususu nitelikle açıkladım. Hatta BUGÜN TV'de yayınlanan
Özgür İfade programında 'Cemaat mensubu değilim ama hukuksuzluklara
karşı cemaatin yanındayım' dedim. Bundan daha doğal
bir şey olamaz. Korkusuzluk ve zorbalığa karşı her sosyal gruba müdafi
olmaya devam edeceğim. Ben gazeteciyim, önce namus önce hukuk.”
‘TCK 302 VE 309 MUTLAKA BİR GÜN KAPINIZI ÇALACAKTIR'
“YDGH'nin
kurularak PKK'nın şehirlere yerleştiğini ve Kanas keskin nişancı
tüfeklerinin dağıtıldığını ilk ben yazdım bu ülkede. Bunlar PKK'nın
aleyhineydi. Ama PKK'nın şehirlere yerleşmesine ve şehirlerde ağır
silahlarla donatılmasına göz tuman AKP'nin de aleyhineydi. Belki bu da
darbedir, casusluktur, bundan da tutuklarlarsa artık her şey beyhude.
PKK kritik eşiği aştı. 10 bin PKK'lı öldürseniz bile sorun çözülmez.
Aylar önce 100 bin silahlı YDGH militanından bahsettim. Şimdi 10
terörist öldüreceğim diye 10 tane masum Kürt vatandaşımız hayatını
kaybediyor. Teröristle mücadele böyle olmaz. TCK 302 ve 309 kapınızı
mutlaka çalacaktır.”