Ergenekon'un ikinci iddianamesi dün kabul edildi.
Cumhuriyet tarihimiz boyunca ilk kez, demokrasiye darbe teşebbüsüne hesap soruluyor.
İlk kez bir Kuvvet Komutanı ve bir Orgeneral, "halkı silahlı isyana teşvik etmek, hükümeti devirmek ve Meclis'i ortadan kaldırmak" girişimi nedeniyle hâkim karşısında.
1913 sayfalık iddianame ürkütücü tespitlerle dolu.
Türkiye, son 6 yıl içerisinde adeta uçurumdan dönmüş.
Halkın oylarıyla AK Parti'yi iktidara taşımasına, bir kısım muvazzaf subayın çok içerlediği anlaşılıyor.
28 Şubat döneminin Batı Çalışma Grubu, Deniz Kuvvetleri'nden Jandarma'ya
transfer edilerek Cumhuriyetçi Çalışma Grubu (CCG) kurulmuş.
Sarıkız, Ay Işığı, Yakamoz ve Eldiven adı verilen darbe planlamaları burada yapılmış.
Dönemin Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Şener Eruygur en muhteris darbeci konumunda.
Dönemin Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Özden Örnek'in meşhur günlükleri de, Cumhuriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Mustafa Balbay'ın notları da paralellik arz ediyor.
Bırakın hükümeti, kendi Genelkurmay Başkanları'nı bile tasfiye etmeyi planlamışlar.
Hatta dönemin Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt'a suikast planı bile planlanmış.
***
İnanılmaz bir gayret söz konusu.
İstihbarat çalışmaları, kamu ve medya çalışanlarına fişlemeler, Cumhuriyet Mitingleri...
Niyetleri sadece AK Parti'yi devirmek de değil.
Kendi rejimlerini kurmak istemişler.
Orgeneral İsmail Hakkı Karadayı'nın "askeri vesayet 25-30 yıl sürmeli" sözleri ile uyum gösteriyor bu yaklaşımları.
AK Parti'yi parçalayıp, Mehmet Ağar liderliğindeki DYP'yi güçlendirmek istemişler.
MHP ve CHP'nin liderlik yapısını da değiştirmeyi planlamışlar.
Düşünün "avukatları" Baykal'ı bile arkadan hançerlemek için çalışmışlar.
Melih Gökçek'i uzaklaştırıp, Turgut Altınok'u DYP adayı yapmak gibi ince detaylar bile hesaplanmış.
Medya desteği sağlanmış, masraflar bir şekilde temin edilmiş.
***
Eruygur ve ekibi, görevde iken darbeyi başaramayınca, emekliliklerinde biraz daha sertlik eğilimine girmişler.
Ergenekon savcıları, Danıştay saldırısı ve Cumhuriyet gazetesine atılan bombaları da darbeci ekibin faaliyeti olarak tespit etmiş.
Bir de gerçekleşmesi beklenen ancak düşmanı sevindirecek eylemler var.
Yargıtay'a da kanlı saldırı planlanmış.
Nobel ödüllü tek Türk yazar Orhan Pamuk, gazeteci yazar Fehmi Koru, DTP'li Osman Baydemir ve Ahmet Türk, Türk Ermeni Patriği Mesrop Mesropyan, Alevi-Bektaşi Federasyonu Başkanı Ali Balkız ve Federasyon Genel Sekreteri Kazım Genç gibi isimler ise suikast listesinde.
Korkunç bir liste...
Türkiye'de kaos oluşturmak istese, yabancı güçler de herhalde böyle bir liste hazırlardı.
Her kesimden isimler tespit edilmiş.
Tabii, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik suikast hazırlıkları olduğunu da belirtmekte fayda var.
***
Sonuca ulaşmak için her yolu mubah sayan bir ekip.
PKK, MLKP, TİT ve Hizbut-tahrir gibi terör örgütleriyle ilişki kurmuşlar.
Kendilerine ait cephanelikleri de var.
İddianamede, ele geçirilen ve küçük bir orduyu donatmaya yetecek kadar çok silahların dökümüne de yer verilmiş.
Yani bazen maşa kullanmışlar bazen de kendileri eylemi yapmışlar.
Yeter ki kaos olsun. Yeter ki hava puslansın...
Parayı bulmak için mafya ile yakın temas ve uyuşturucu ticareti bile söz konusu.
Ergenekon'un ikinci iddianamesi Türk demokrasisi için gerçek bir dönüm noktası. Yine Türkiye'nin birkaç yıl içinde ne kadar büyük bir cendereden geçtiğinin ve uçurumun eşiğinden döndüğünün açık tespiti.
Hepimize geçmiş olsun!
Cumhuriyet tarihimiz boyunca ilk kez, demokrasiye darbe teşebbüsüne hesap soruluyor.
İlk kez bir Kuvvet Komutanı ve bir Orgeneral, "halkı silahlı isyana teşvik etmek, hükümeti devirmek ve Meclis'i ortadan kaldırmak" girişimi nedeniyle hâkim karşısında.
1913 sayfalık iddianame ürkütücü tespitlerle dolu.
Türkiye, son 6 yıl içerisinde adeta uçurumdan dönmüş.
Halkın oylarıyla AK Parti'yi iktidara taşımasına, bir kısım muvazzaf subayın çok içerlediği anlaşılıyor.
28 Şubat döneminin Batı Çalışma Grubu, Deniz Kuvvetleri'nden Jandarma'ya
transfer edilerek Cumhuriyetçi Çalışma Grubu (CCG) kurulmuş.
Sarıkız, Ay Işığı, Yakamoz ve Eldiven adı verilen darbe planlamaları burada yapılmış.
Dönemin Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Şener Eruygur en muhteris darbeci konumunda.
Dönemin Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Özden Örnek'in meşhur günlükleri de, Cumhuriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Mustafa Balbay'ın notları da paralellik arz ediyor.
Bırakın hükümeti, kendi Genelkurmay Başkanları'nı bile tasfiye etmeyi planlamışlar.
Hatta dönemin Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt'a suikast planı bile planlanmış.
***
İnanılmaz bir gayret söz konusu.
İstihbarat çalışmaları, kamu ve medya çalışanlarına fişlemeler, Cumhuriyet Mitingleri...
Niyetleri sadece AK Parti'yi devirmek de değil.
Kendi rejimlerini kurmak istemişler.
Orgeneral İsmail Hakkı Karadayı'nın "askeri vesayet 25-30 yıl sürmeli" sözleri ile uyum gösteriyor bu yaklaşımları.
AK Parti'yi parçalayıp, Mehmet Ağar liderliğindeki DYP'yi güçlendirmek istemişler.
MHP ve CHP'nin liderlik yapısını da değiştirmeyi planlamışlar.
Düşünün "avukatları" Baykal'ı bile arkadan hançerlemek için çalışmışlar.
Melih Gökçek'i uzaklaştırıp, Turgut Altınok'u DYP adayı yapmak gibi ince detaylar bile hesaplanmış.
Medya desteği sağlanmış, masraflar bir şekilde temin edilmiş.
***
Eruygur ve ekibi, görevde iken darbeyi başaramayınca, emekliliklerinde biraz daha sertlik eğilimine girmişler.
Ergenekon savcıları, Danıştay saldırısı ve Cumhuriyet gazetesine atılan bombaları da darbeci ekibin faaliyeti olarak tespit etmiş.
Bir de gerçekleşmesi beklenen ancak düşmanı sevindirecek eylemler var.
Yargıtay'a da kanlı saldırı planlanmış.
Nobel ödüllü tek Türk yazar Orhan Pamuk, gazeteci yazar Fehmi Koru, DTP'li Osman Baydemir ve Ahmet Türk, Türk Ermeni Patriği Mesrop Mesropyan, Alevi-Bektaşi Federasyonu Başkanı Ali Balkız ve Federasyon Genel Sekreteri Kazım Genç gibi isimler ise suikast listesinde.
Korkunç bir liste...
Türkiye'de kaos oluşturmak istese, yabancı güçler de herhalde böyle bir liste hazırlardı.
Her kesimden isimler tespit edilmiş.
Tabii, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik suikast hazırlıkları olduğunu da belirtmekte fayda var.
***
Sonuca ulaşmak için her yolu mubah sayan bir ekip.
PKK, MLKP, TİT ve Hizbut-tahrir gibi terör örgütleriyle ilişki kurmuşlar.
Kendilerine ait cephanelikleri de var.
İddianamede, ele geçirilen ve küçük bir orduyu donatmaya yetecek kadar çok silahların dökümüne de yer verilmiş.
Yani bazen maşa kullanmışlar bazen de kendileri eylemi yapmışlar.
Yeter ki kaos olsun. Yeter ki hava puslansın...
Parayı bulmak için mafya ile yakın temas ve uyuşturucu ticareti bile söz konusu.
Ergenekon'un ikinci iddianamesi Türk demokrasisi için gerçek bir dönüm noktası. Yine Türkiye'nin birkaç yıl içinde ne kadar büyük bir cendereden geçtiğinin ve uçurumun eşiğinden döndüğünün açık tespiti.
Hepimize geçmiş olsun!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder