‘Örgüt var, yönetici yok’ tartışması...
Savcılar dün açıklanan mütalaada, örgüt yöneticiliğinden kimseye ceza
istemedi. Buna emsal olarak da Öcalan hakkında verilen karar gösterildi.
Ergenekon davasında savcılığın esas hakkındaki mütalaası ile birlikte yeni tartışmaların fitili alevlendi. Savcılığın “Ergenekon terör örgütünün varlığının sabit olduğu anlaşılmıştır” görüşünü temel alarak hazırladığı mütalaada, eski Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ’un da aralarında olduğu 64 sanık için TCK’nın 312/1’inci maddesi uyarınca “Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs etmek” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemesine rağmen terör örgütü yöneticiliğinden cezalandırılmasına yer olmadığını belirtti.
‘Suçun içinde eridi’
Savcılık bu görüşünü “Yargıtay içtihatlarına” dayandırırken, yargı kulislerinde bu konudaki en önemli emsal kararın Abdullah Öcalan hakkında verilen mahkumiyet kararı olduğu belirtildi. Öcalan, eski TCK’nın “Türkiye Cumhuriyeti topraklarının bir kısmını hükümet idaresinden çıkarmağa teşebbüs etme” suçunu düzenleyen 125. maddesinden idama mahkum olmuştu.
PKK’nın kurucusu ve lideri olan Öcalan’a Yargıtay içtihatları doğrultusunda “terör örgütü kurmak ve yönetmek” suçundan ise ceza verilmemişti. Yargıtay, bölücülüğe, darbeye veya ihtilale teşebbüs suçlarında örgüt yöneticisi olmayı, ceza verilen suçun bir unsuru olduğu gerekçesiyle ayrıca cezalandırılamayacağına hükmediyor. Yani Yargıtay, terör örgütü yöneticisi olmanın, darbeye teşebbüs suçunun içinde “eridiği” görüşünü taşıyor. Bu konuda Öcalan davası dışında da çok sayıda emsal karar bulunuyor.
Karar 7-8 ay sonra
Savcılığın mütalaasından sonra gözler mahkemenin kararına çevrildi. Kararın yaklaşık 7-8 ay sonra çıkması bekleniyor.
Ergenekon davasında savcılığın esas hakkındaki mütalaası ile birlikte yeni tartışmaların fitili alevlendi. Savcılığın “Ergenekon terör örgütünün varlığının sabit olduğu anlaşılmıştır” görüşünü temel alarak hazırladığı mütalaada, eski Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ’un da aralarında olduğu 64 sanık için TCK’nın 312/1’inci maddesi uyarınca “Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs etmek” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemesine rağmen terör örgütü yöneticiliğinden cezalandırılmasına yer olmadığını belirtti.
‘Suçun içinde eridi’
Savcılık bu görüşünü “Yargıtay içtihatlarına” dayandırırken, yargı kulislerinde bu konudaki en önemli emsal kararın Abdullah Öcalan hakkında verilen mahkumiyet kararı olduğu belirtildi. Öcalan, eski TCK’nın “Türkiye Cumhuriyeti topraklarının bir kısmını hükümet idaresinden çıkarmağa teşebbüs etme” suçunu düzenleyen 125. maddesinden idama mahkum olmuştu.
PKK’nın kurucusu ve lideri olan Öcalan’a Yargıtay içtihatları doğrultusunda “terör örgütü kurmak ve yönetmek” suçundan ise ceza verilmemişti. Yargıtay, bölücülüğe, darbeye veya ihtilale teşebbüs suçlarında örgüt yöneticisi olmayı, ceza verilen suçun bir unsuru olduğu gerekçesiyle ayrıca cezalandırılamayacağına hükmediyor. Yani Yargıtay, terör örgütü yöneticisi olmanın, darbeye teşebbüs suçunun içinde “eridiği” görüşünü taşıyor. Bu konuda Öcalan davası dışında da çok sayıda emsal karar bulunuyor.
Karar 7-8 ay sonra
Savcılığın mütalaasından sonra gözler mahkemenin kararına çevrildi. Kararın yaklaşık 7-8 ay sonra çıkması bekleniyor.
