28 Mart 2013 Perşembe

Demir Kubbe deyip geçmeyelim / Fikret Ertan

ABD Başkanı Obama’nın son İsrail ziyaretinde öne çıkan konulardan birisi Demir Kubbe denen füze savunma sistemiydi. O kadar ki, Obama havaalanına kendisi için getirilen bu sistemin bataryasını bizzat incelemiş, personeli ve sistemden takdirle söz etmiş, daha sonra da sisteme mali yardımlarının devam edeceğine dikkat çekmişti.

İsrail’in Amerikan mali yardımı ve işbirliği ile geliştirdiği bu sistem malum son Gazze saldırısı sırasında kendisinden çokça söz ettirmiş, İsrail tarafından çok başarılı bir sistem olarak dünya kamuoyuna lanse edilmişti. İsrail, bu çerçevede sistemin Hamas roketlerinin imhasında yüzde 90 civarında başarı kaydettiğini defalarca ilan etmiş, sistemin savaş şartlarında çok başarılı olan yegâne sistem olduğunu iddia etmişti. İsrail, bugün de aynı söylemi savunuyor.

Ne var ki, dünyadaki bazı önemli balistik füze uzmanları buna pek inanmıyorlar, Demir Kubbe’nin İsrail’in iddia ettiği kadar başarılı olmadığını kendi delilleriyle ispat etmeye çalışıyorlar. Bu konuda önemli Batılı gazeteleri de bunların analiz ve değerlendirmelerini yayımlıyorlar. İsrail de bunlara kendine göre cevap veriyor. Kısacası, Demir Kubbe konusunda daha önce de söylediğimiz gibi en azından uzman çevrelerde bir tartışma başlamış bulunuyor ve bu da devam ediyor. Demir Kubbe’nin performans ve başarı yüzdesini inceleyen ve sistemi eleştiren uzmanlar bunu daha çok Gazze saldırısı sırasında yayımlanan video görüntülerini analiz ederek yapıyorlar, görüntülerden hareketle başarı yüzdesinin söylendiği kadar yüksek olmadığını vurguluyorlar.

İsrail’e göre, bu başarı oranı ilk günlerde yüzde 90 civarındaydı. Sonra görüntü eleştirileri yüzünden oranı yüzde 84’e düşürdü. Uzmanlar ise bu oranın çok daha düşük olduğunda ısrarlılar. Bazıları kafadan vuruş şeklinde nitelenen imha füzesinin doğrudan hedef roketi vurma oranının yüzde 40’tan fazla olmasının mümkün olmadığına dikkat çekiyorlar. Hatta bazıları bu oranın yüzde 5-10 civarında olduğunu söylüyor. İsrail ise uzmanların video ve diğer görüntülerin analizine dayanan tespit ve değerlendirmelerinin basit ‘YouTube’ görüntülerine dayandırıldığını, bunun da gerçekleri yansıtmadığını söylüyor, kısacası uzman iddialarını reddediyor.

Bu durumda, ortaya karmaşık ve tartışmalı bir tablo çıkmış bulunuyor. Bir tarafta sözü dinlenen, konularında iddialı ve yetkin uzmanlar; diğer tarafta ise İsrailli yetkililer ve uzmanlar var. İki taraf medyada ve muhtemelen başka vasatlarda Demir Kubbe’nin performans ve başarısı konusunda tartışıp duruyorlar.

Diğer yandan, Amerikan yönetiminin bu konuda şüphesinin olmadığı, Demir Kubbe’yi başarılı bulduğu görülüyor. Nitekim bu yüzden Obama da, başkaları da sistemi övüyorlar. Daha da ilerisi, sisteme mali desteğin artarak devam edeceğini söylüyorlar. Amerika’nın sisteme katkısı bugüne adar 900 milyon dolar civarındaydı. Bu yıl Amerika sisteme 200 milyon dolar verecek. Bunun bütçe kısıntısı mülahazalarıyla kesilmesi ihtimali de ortadan kaldırıldı. Kongre geçenlerde sistemi “çok etkili” deyip överken sistemin daha da geliştirilmesi maksadıyla 2015 yılına kadar 680 milyon dolar taahhüt etmiş bulunuyor. İsrail şüphesiz bu destekten son derece memnun görünüyor ve sistemi daha da geliştireceğini söylüyor.

Muhtemel yeni bir Gazze ihtilafı ve saldırısı konusunda yine rol oynayacağı kesin olan Demir Kubbe ile ilgili gelişme ve tartışmalar şüphesiz sadece İsrail ve Hamas’ı ve de Amerika’yı ilgilendiren bir konu da değil. Sistemin gerçek başarısı ne kadar, yeni bir ihtilafta ne kadar rol oynar, Hamas, Hizbullah ve İran’ın sistemin sicil ve başarısına bakışı nasıl, yeni bir bölgesel ihtilafta sistem ne yapabilir,  gerçek kapasitesi ve yeteneği ne kadar, gibi sorular bölge ve bölge devletlerini de önemle ilgilendiriyor.

Demir Kubbe deyip geçmeyelim, bir savunma sistemi bugünden görülen ve görülemeyen pek çok kritik ve önemli konuyu, hatta muhtemel bir savaşın yön ve başarısını bir şekilde etkileyebilir. Bu yüzden tartışmaların ve gelişmelerin en azından farkında olmak gerekiyor.