27 Mart 2013 Çarşamba

Aselsan'ın halka açılma oranı neden yükseltilmeli? / Perihan ÇAKIROĞLU

ABD'nin "Silikon Vadisi" varsa bizim de "Aselsan Vadi"miz var. Ankara'ya gittim, Aselsan'ın dünyasına girdim. Tüm bir günümü de orada geçirdim.
Firmanın 4 grubundan birisi olan Akyurt'taki merkezi gezerken o çalışkan, günlerini gecelerini Türkiye adına askeri veya sivil yeni sistemler, yeni yazılımlar üretmeye adamış mühendisleri izledim.

Açık sözlü Genel Müdür Cengiz Ergeneman ve arkadaşlarıyla buluşup konuştuk. Sohbetlerin büyük bölümünü sizlere iki gün boyunca aktarmaya çalıştım.

Stratejik bir kuruluş olan Aselsan, doğru yolda ilerliyor. 37 yıllık şirket, geçen yıl 911 milyon dolar ciro yapmış, bunun da 329 milyon dolarını Ar-Ge'ye ayırmış. Anlayacağınız, bizim gibi Ar-Ge fakiri olan bir ülkede Aselsan şampiyon olmuş. 200 milyon dolarlık ihracat hedefini birkaç yıl içinde 300 milyon dolarlara çıkarmak istiyor.
Bunu istiyor da önünde zorluklar, yanında engeller var. Dış dünyadaki rakipleriyle baş edebilmesi için firmanın yapısında yenileşmeler gerekiyor. Öncelikler arasında da halka açılma oranını yükseltmesi bulunuyor.

Sadece İsrail bizim gibi

Küresel savunma şirketleri arasında yer alan tek Türk şirketimiz olan Aselsan'ın sadece yüzde 15.42'si halka açık. Geriye kalan yüzde 84.58'lik hisse ise Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı'na ait. Vakfın gelirleri Türk vatandaşlarının bağışlarından sağlanıyor. 0.2'lik küçük bölümü de diğer pay sahipleri paylaşıyor.

Oysa, dünya savunma şirketlerinin hisse yapılarına baktığımızda İsrail'dekiler hariç küresel devlerin ABD'de yüzde 100'ünün, Avrupa'da büyük kısmının halka açık olduğunu ve hisselerin de genellikle emeklilik fonları, özel hissedarlar ve farklı yatırım şirketlerince yönetildiğini görüyoruz.

Mesela, Lockheed Martin, BAE Systems, General Dynamics, Raytheon ve ATK ve Rheinmetall'de durum böyle. Avrupa'ya geçersek Finmeccanica'nın yüzde 35 civarındaki hissesi İtalyan devletine ait, Thales'in de yine yüzde 40'a yakın hissesi Fransız devletinin elinde. İtalyan modelindeki uygulamada stratejik kuruluşlar, bir kişinin veya başka şirketlerin eline geçmemesi için hisselere oransal sınırlamalar getirilmiş.

İsrail'deki durum ise hemen hemen bize benziyor. IAI, Rafel ve IMI gibi stratejik kuruluşların tüm hisseleri devletin elinde.



Bağışla değil hisseyle büyüme

Aslında Aselsan'ın tümü halka açılsa halkın buna büyük ilgi göstereceğini tahmin etmek zor değil.

Ülkesinin güvenliği ve geleceğini düşünen insanlar, sadece bizde değil, her ülkede askeri amaçlı çalışan şirketlere katkıda bulunmayı tercih ediyor.

Borsa uzmanları da, Aselsan'ın hisselerine vatandaşın ilgisinin yoğun olacağını tahmin ediyorlar.
Bireysel emeklilik şirketlerine devlet yüzde 25'lik katkı yapıyor. Bu şirketler, birikecek emeklilik fonlarıyla nerelere yatırım yapacaklarını yavaş yavaş planlamaya başladılar.

Mademki kendi uçağımızı, kendi roketimizi, kendi füzemizi, kendi uydumuzu yapmayı kafaya koyduk, öyleyse bunları üretecek şirketlere sermaye sağlamak için önce onları halka açalım.