Genelkurmay'ın, Balyoz davasına bakan 10. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderdiği ıslak imzalı belgeler, 'sahte delil' iddialarına son noktayı koydu.
Belgelerle, balyoz sanıklarının 'deliller sahte' savunması da çökmüş oldu. Bu belgelerin Genelkurmay Karargâhı'nca mahkemeye ulaştırılmasını olumlu bulan hukukçular, "Bu durum aslında malumun ilâmıdır. Mahkemeler, Genelkurmay'dan talep edildiği halde, olumsuz cevap alınan belgeleri de şu anda tekrar istemelidir." değerlendirmesini yaptı.Genelkurmay'ın, Balyoz davasına bakan 10. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderdiği ıslak imzalı belgeler, 'sahte delil' iddialarına son noktayı koydu. Zaman'a göre; Orijinal belgeler, 6 Aralık 2010'da Gölcük Donanma Komutanlığı'nda yapılan aramada ele geçirilen dokümanların gerçek olduğunu tasdik ediyor. 107 sayfalık dokümanı 'malumun ilâmı' olarak nitelendiren Hukukçular Derneği Başkanı Cavit Tatlı, ıslak imzalı belgeler olmasa bile Balyoz'da durumun netlik kazanmış olduğuna işaret etti. Demokrat Hukukçular Derneği Başkanı Halil Doğan ise Genelkurmay'ın tavrına vurgu yaptı: "TSK'nın, darbelerin ve darbe heveslilerinin arkasında durmayıp belgeleri günışığına çıkarması kamuoyunda davayı itibarlı hale getirir."
Balyoz darbe planında ıslak imzalı belgelerin Genelkumay Başkanlığı tarafından davanın görüldüğü İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderildiğinin ortaya çıkması gündeme oturdu. Sanıkların, 'belgeler sahte' savunmasını da çürüten bu gelişme, yakın geçmişe kadar bu tür belgeleri mahkemelere göndermeyen Genelkurmay'ın 'normalleşmeye başladığı' olarak da yorumlanıyor. Hukukçular Derneği Başkanı Cavit Tatlı, mahkemeleri Genelkurmay Başkanlığı tarafından önceden gönderilmeyen belgeleri tekrar talep etmeye çağırdı. Turgut Özal Üniversitesi'nden ceza hukukçusu Profesör Doktor Ali Şafak ise, resmi nitelikteki belgelerin aksi ispat edilmediği sürece gerçek kabul edildiğine dikkat çekti.
Cavit Tatlı (Hukukçular Derneği Başkanı): Yeni belgeler malumun ilâmı. Delillerin sahte olmadığını zaten biliyorduk. Balyoz sanıklarından biri, Gölcük Donanma Komutanlığı'nda döşemenin altında bulunan belgeleri kendisinin koyduğunu söyledikten sonra zaten, ıslak imzalı belgeler olmasa bile durum netlik kazanmıştı. 'Aslı gibidir'lerin gelmesiyle sahtelik savunması hepten çürüdü. Sahteliği iddia edilen, sonradan oluşturduğu öne sürülen belgelerde de sürekli bir güncelleme var. Bu bize, emir-komuta zinciri içerisinde hareket eden bir cuntanın varlığını gösteriyor.
Ne yazık ki oturdukları koltuktan güç alan bazı insanlar, hukukla, kanunla bağlı olmadan kendi ideolojileri veya menfaatleri yönünde kullanıyor. Son çıkan belgelerde olduğu gibi kimin hangi partiye oy verdiğini, bir çiftlikteki insanların ne yaptığını, bir yayınevindeki kitapların ne sattığını inceleme hakkını kendisinde görüyor. Islak imzalı belgeler cuntacıların yaptığı hukuksuz kanunsuz iğrenç çalışmaların ifşâsı. Umuyorum ki bu belgeler, evrensel hukukun ve sanık haklarının sadece ve sadece kendileri için olduğunu ileri sürüp, absürt ve davaları uzatmaya dönük taleplerin sonu olur. Genelkurmay'ın belgeleri göndermesi Türkiye'nin yavaş da olsa normalleştiğini, cunta mensuplarının bazılarının görevlerinden alınmasıyla yerine gelen kişilerin gerçekten görevinin gereğini yaptığını gösteriyor. Hatta mahkemeler, geçmişte Genelkurmay'dan talep edildiği hâlde olumsuz cevap alınan belgeleri, şu anda tekrar istemelidir diye düşünüyorum.
Fikret Duran (Boğaziçi Avukatlar Derneği Başkanı): Resmi belge niteliğindeki yeni delillere ulaşılması, davayı kilitleyip kararı geciktirmek isteyenleri zor durumda bıraktı. Bu deliller davalara olan inancı yeniden kuvvetlendirecektir. Genelkurmay daha düne kadar ıslak imzalı belgelere 'kâğıt parçası' deyip, mahkeme yazılarını reddedip, bilgisayar hard disklerini onlarca defa sildirip, belgeleri yakıp delilleri yok ederken, bugün ellerindeki orijinal belgeleri göndermeleri önemli. Darbe davaları tüm kurumların ortak çalışmasıyla yürütülen bir süreç idi, Genelkurmay zikzaklar çiziyordu, şimdi ise hukuksal sürece katkı sunuyor. Genelkurmay'daki zihniyet değişikliğini net olarak görüyoruz.
Süleyman Taşbaş (Adalet ve Hukuk Derneği Başkanı): Yargılama sürecine olumlu etkisi olur. Somut veriler ispatlanmış oluyor. Belgeler sonradan konuldu, gerçeği yansıtmıyor gibi spekülasyonlar vardı. Bizzat resmi kurum tarafından ıslak imzalı belgenin mahkemeye gönderilmesi bu tartışmalara son verecektir. Genelkurmay'ın bu belgeleri göndermesi ise, artık insanların şahsi tasarruflarından ziyade hukukun işlemeye başladığını gösteriyor.
Halil Doğan (Demokrat Hukukçular Derneği Başkanı): Bu belgeler delillerin güvenilirliğini ispat etmesi cihetiyle iddia makamının elini güçlendirecek nitelikte. Davaların uzamasından şikâyet edenler davayı uzatmaya çalışıyor. Uzatırsak sulandırabilir miyiz diye yaptıkları plan, yeni belgelerin ortaya çıkmasıyla tersine dönmüştür. Zaten belgeler sahte diyenlerin de gayesi davayı sulandırmak ve kamuoyunun kafasını karıştırmaktı. Gerek 'ıslak imza'nın ortaya çıkışı gerekse Genelkurmay'ın artık darbelerin ve darbe heveslilerinin arkasında durmayıp, demokrasiden yana tavır alarak gerçek belgeleri gün ışığına çıkarması kamuoyunda davayı itibarlı hale getirir.
Prof. Dr. Ali Şafak (Turgut Özal Üniversitesi Öğretim Üyesi): Resmi dairelerde düzenlenen belgeler aksi ispatlanmadığı müddetçe doğru kabul edilir. Genelkurmay tarafından mahkemeye gönderilmiş bu belgeler nazar-ı dikkate alınmalıdır. Yargılama devam ettiği sürece belgelere itiraz edilebilir ama tam zıddı bir delil ortaya çıktığı zaman resmi mercileri kandırmaktan dolayı sorumlu olurlar.