Diyarbakır
Bölge Ağır Ceza Mahkemesi Başsavcılığı Şırnak’ın Silopi ilçesi ve
köylerinde 1993-1995 yılları arasında işlenen 32 faili meçhul cinayetin
dosyasını yeniden açtı. İki gizli tanığın ifadesi ile hazırlanan
fezlekede o dönem görev yapan ve aralarında korucu, asker ile Jandarma
İstihbarat ve Terörle Mücadele (JİTEM) haber elemanlarının da bulunduğu
15 JİTEM elemanı hakkında müebbet suçundan soruşturma başlatıldı. Bu
soruşturmanın ardından bölgede faili meçhul cinayet işleyen JİTEM
elemanları hakkında uzun yıllar sonra dava açılacağı belirtildi.
Diyarbakır Baro Başkanı Avukat Mehmet Emin Aktar, bu durumun JİTEM’e yönelik ilk suçlama olmadığını söyledi. Böylesi bir durumda iki önemli durumun olduğunu dile getiren Aktar, birincisinin soruşturmanın etkin olması, ikincisinin ise tanıkların yeteri derecede korunması gerektiğini kaydetti. Aktar, “Bu ilk suçlama değil. Buna ilişkin düzenlenmiş iki temel iddianame ve süren yargılama var. İki JİTEM davası var, biri tutuklu, diğeri tutuksuz sürüyor. Bizim dileğimiz geçmiş dönemlerde bölgede yaşanan diğer faili meçhullere ulaşılması ve aydınlanmasına hizmet edilmesidir. Bu anlamda olumludur. Hiç kimse soruşturmadan bağımsız tutulmamalıdır. Hiç kimse suç işleme bağışına sahip olmamalıdır. Bu nedenle de aslında o dönemi aydınlatılmaya yönelik bu tür bir girişimi soruşturmanın bu şekilde genişletilmiş olmasını da olumlu bulduğumu değerlendirmek istiyorum” dedi.
“90’LI YILLAR TANIKLARIN DEŞİFRE OLDUĞU VE SUSTURULDUĞU YILLARDI”
İstendiği takdirde faili meçhulleri işleyenlere yönelik devletin elinde yeteri bilgi ve belge olduğuna inandığını belirten Mehmet Emin Aktar, ancak 90’lı yıllarda yaşanan olaylara tanıklık eden bazılarının bir süre sonra deşifre oldukları için paylaştıkları bilgileri geri çekmek durumunda kaldıklarını söyledi. Aktar, “İstenirse devletin elinde yeterli bilgi ve belge olduğuna inanıyorum. Ama tabi ki bir dönem olayın tanıkları bile korktukları için bilgide bulunamadılar. 90’lı yıllar tanıkların bile deşifre edilerek susturulduğu yıllardı. Bu açıdan bakıldığında o dönemlerde tanığın bulunmamasını insan doğasıyla doğru orantılı olarak değerlendirmek gerekiyor. İnsanlar sonuçta can güvenliğinin olmadığı yerde gördüklerini anlatma cesaretinde bulunamaz. Bizim açımızdan önemli olan şey soruşturmanın etkin bir şekilde yürütülmesi ve tanıkların yeteri derecede korunmasıdır. Çünkü benzer bir JİTEM dosyasında gizli tanıkların yeterince korunmadıkları ve bu nedenle beyanlarını bir süre sonra geri aldıklarına tanıklık ettik. Bu açıdan eğer süreç içinde yer alacak soruşturma konusu olan olayların aydınlığa kavuşturulmasına katkı sunacak kişiler varsa bunların daha çok devlet tarafından ciddi bir şekilde korunması ve bu güvenliklerinin sağlanması gerekiyor. Bu durum 90’lı yıllarda yaşanan bu tür olayların aydınlatılmasına hizmet edecektir” şeklinde konuştu.
ESKİ JİTEM MENSUBU AYGAN FAİLİ MEÇHULLERİ ANLATIYOR
Eski JİTEM mensubu olan ve İsveç’te ikamet eden Abdulkadir Aygan, 90’lı yıllarda Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde bir çok faili meçhul olayın yaşandığına şahitlik ettiğini söyledi. Aygan Cemal Temizöz’ün ekibinde olan bir çok JİTEM mensubunun kuyuya attıkları insanları, bombalamaları, insan yakmalarını bildiğini söyledi. Aygan, “Bunlardan biri Abdulkadir Güven'dir. Bu şahıs faili meçhul tanığı olarak Cemal Temözöz ile birlikte cezaevi yattı. Bunun ve arkadaşlarının kuyulara insan attıklarını, tehdit ve gasp yaptıklarını biliyorum. Bunlardan biri olan Şırnak’ın Beytüşşebap ilçesi nüfusuna kayıtlı Sefer Bildik’in Kuzey Irak’ın Zaho kentinde bomba patlattığını biliyorum. Bu şahsın bir çok olayına şahidim. Cizreli Mehmet İzzettin isimli kamyon şoförüne Diyarbakır-Siverek karayolunda kafasına susturucu takılmış silahla sıktığına ve sonra yaktığına bizzat şahit oldum. Bu olayı gözlerimle gördüm. Bunun gibi bir çok olaylarını bilirim” diye konuştu.