14 Aralık 2012 Cuma

Şeffaflık ortadan kalktı / Lale Kemal

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, hafta başında, 2013 yılı bütçe görüşmeleri yapılırken, Sayıştay raporlarının Meclis’e gönderilmemiş olması nedeniyle hükümete yönelttiği sert eleştiriyle birlikte vatandaştan toplanan vergilerin çar çur edilip edilmediği konusu yeniden gündeme geldi. Hesap verme ve sorma sorumluluğu yerleşmediği için Türk kamuoyunun, ödediği vergilerin nasıl harcandığını aslında denetleme gibi hayati bir işlevi olduğunu (ama işletilmeyen) pek bilmediği Sayıştay kurumu, Aralık 2010’da kabul edilen bir yasayla, kamu kurum ve kuruluşlarının kendilerine tahsis edilen ödenekleri çar çur edip etmediklerini artık, kimi eksikliklerine rağmen ortaya koyacaktı.

6085 sayılı Sayıştay Yasası ile ilk kez askerî harcamaların masa başında değil yerinde incelenmesi de öngörülerek hesapsız kitapsız harcama yapma alışkınlığı olan bu kurum da önemli ölçüde dizginlenecekti. Keza sivil kurumlar da, kendilerine tahsis edilen ödenekleri, babalarının malı gibi harcayamayacaklardı. Sayıştay’ın, Meclis adına kavuştuğu bu önemli bağımsız denetim mekanizması, Türkiye’de azalmakla beraber devam eden gelirler arasındaki uçurumu da önleme işlevini yerine getirecekti. Yeni Sayıştay yasası ile Türkiye, artık demokratik ülkelerdeki kadar olmasa da şeffaflık ve hesap verilebilirlik ilkelerini tesis etmek için yol almaya başlayacaktı. Ama ne olduysa, bu yılın bir haziran akşamı oldu ve hükümet, içine yasal düzenlemeler bağlamında ne bulursan attığın bir torba kanun ile 6085 sayılı Sayıştay Yasası’nda, bağımsız denetim mekanizmasını artık ortadan kaldıran, denetçilerin, denetledikleri kurumların icazeti olmadan harcamalarını kontrol edemeyeceği bir yasal değişikliğe gitti.

Torba kanun ile yapılan yasal düzenleme de ironik bir biçimde, Meclis’in, Sayıştay yoluyla kamu kurum ve kuruluşlarını bağımsız denetim yetkisini de ortadan kaldırıyordu. Enteresan biçimde, Meclis adına denetimi yapacak olan Sayıştay kurumu da, torba kanun ile Sayıştay Yasası’nda yapılan değişiklikten, bir gece öncesinden haberdar ediliyordu.
 

Eskiden zaten denetim azdı

İktidardaki AK Parti’nin, 29 haziran tarihinde, yeni Sayıştay Yasası’na dair yeni bir dizi değişikliği Meclis’ten geçirmesi öncesinde muhalefet partilerinin, Meclis genel kurulunda, bu yasal değişikliğin geri çekilmesini talep ettiklerini hatırlatmakta yarar var.

Kabul edilen yasal değişikliğin ne anlama geldiğini CHP adına söz alan Grup Başkan Vekili Mehmet Akif Hamzaçebi, şöyle özetliyordu;

“Şimdi bir bakanlık bir genelge yayınlayacak, eğer o genelgeye uygun harcama yapılmış ise Sayıştay bunu denetlemeyecek, Sayıştay ‘bu genelge kanuna aykırıdır’ yorumunu yapamayacak.”

Hamzaçebi, yasa değişikliğiyle Sayıştay’ın, TBMM adına yapacağı denetimin katledildiğini de savunmuştu.

Torba kanun ile getirilen değişiklik özetle böyle ve yeni Sayıştay Yasası ile paramızın nereye harcandığını öğrenme fırsatını da kaçırmış olduk.

İşte torba kanun ile yapılmış olan bu yeni düzenleme gerekçe gösterilerek, yeni Sayıştay Yasası’na göre tüm askerî ve sivil kurumlara ilişkin yeni düzenlemeler ışığında hazırlanmış olan 2011 yılına ait denetim raporları Meclis’e gönderilmedi. Yoksa konu, Türkiye’de ilk kez, Sayıştay’ın denetim raporlarının Meclis’e gönderilmemiş olması değil. Zira 2010 yılında çıkan yeni Sayıştay yasası öncesinde, askerî harcamalar zaten denetlenemezken sivil kurumların harcamalarının da şeffaf biçimde denetlendiği söylenemezdi.

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun, “Bütçeyle beraber Sayıştay raporları Meclis’e gelmek zorunda,” diyerek gelmemiş olmasından dolayı hükümete ağır eleştiri yönelttiği raporlar, yeni denetim mekanizması çalıştırılarak hazırlanan raporlar.

Kulislerde seçim hesapları tahmini

Hükümetin, şeffaf ve hesap verebilir bir devlet mekanizmasına önemli katkı sunacak biçimde Sayıştay Yasası’nı hazırlamışken özellikle torba kanun ile bu ilkeyi ortadan kaldırmış olmasının arka planında seçim hesaplarının yattığı Ankara kulislerinde çokça konuşulan bir konu.

Bu bağlamda, 6085 sayılı Sayıştay Yasası’nda, torba kanun yoluyla yapılan yasal değişiklik ile bağımsız denetim mekanizmasına bizzat iktidar partisi tarafından darbe vurulmuş olmasının zamanlaması dikkat çekici.

Zira, Sayıştay yetkilileri, torba kanun ile yapılmış olan değişikliğin, 6085 sayılı Sayıştay yasası çerçevesinde başlattıkları ilk denetim sonuçlarına ilişkin raporların eylül ayı içinde yayımlanması öncesine denk geldiğine dikkat çekerek şu görüşleri dile getiriyorlar;

“Sayıştay raporlarının yayımlanacak olmasından duyulan rahatsızlık sonucu torba kanun ile Sayıştay yasasında değişiklik gerçekleşmiş olabilir. Söz konusu değişiklik, kurumların yaptıkları harcamalardaki olası hatalarının kamuoyundan gizlenmesi amacını taşıyor olabilir.”

Dolayısıyla hükümetin, kendisini en güçlü hissettiği bu üçüncü iktidar döneminde, yıpranmasına yol açacağı endişesiyle kamu harcamalarında ortaya çıkabilecek hataların üstünü örtmek istemiş olabileceği yorumları güç kazanıyor. Önümüzde, 2013 yerel seçimleri, 2014 Cumhurbaşkanlığı seçimleri ve 2015 genel seçimleri de hesaba katıldığında hükümet, şeffaf denetim ile ortaya çıkabilecek seçim harcamaları savurganlığını örtmek istemiş olabilir. Muhalefet ve özellikle CHP’nin, her ne kadar Sayıştay yasasında yapılmış olan düzenlemeye tepki vermiş olsa da bu yasanın ilk tartışıldığı tarihlerde, askerî harcamaların denetimi üzerine yeterince eğilmediği için, Sayıştay raporlarının Meclis’e gelmemiş olmasından dolayı şimdi yakınıyor olmasının bir samimiyet testinden geçmesi gerekiyor.