19 Aralık 2012 Çarşamba

Asker intiharları nasıl durdurulur? / Joost Lagendijk

Son haftalarda Türk ordusundaki askerler ve subaylar arasındaki intiharlara dair artan haberlere tanık oluyoruz.

Medyanın bu konuya gösterdiği dikkati tetikleyen, Meclis İnsan Hakları Araştırma Komisyonu Başkanı Ayhan Sefer Üstün’ün kasım sonunda özel bir komisyon toplantısında açıkladığı istatistik oldu. Rakamlar son on yılda 934 askerin intihar ettiğini gösteriyordu. Bu da şu anlama geliyor: 2002’den bu yana kendi hayatına son veren askerlerin sayısı, çatışmada ölenlerden (818) fazla. Şoke edici gerçek de şu: Ortalama olarak, son on yılda her dört günde bir asker veya subay intihar etmiş.

Türk Silahlı Kuvvetleri bu çarpıcı rakamlara derhal cevap verdi, fakat yayımlanan açıklamanın yüreklere su serptiğini söylemek hayli zor. Bir iç soruşturmanın ardından, Genelkurmay intihar sayısının son on yılda yüzde 50 azaldığını tespit etti. Bundan olsa olsa şu vahim sonuç çıkarılabilir: 2002’den önce rakamlar çok daha fazlaydı ve her iki günde bir asker canına kıyıyordu. Genelkurmay intiharların, ordudaki kötü muameleden ziyade, ailevî sorunların, kişisel ilişkilerin, uyuşturucu bağımlılığının ve sivil hayattaki malî zorlukların sonucu olduğunu iddia ediyor.

Asker Hakları İnisiyatifi Başkanı Tolga İslam gibi analistler bu açıklamaya kuvvetle karşı çıkıyor; söz konusu grup, kasım ortasında “Türkiye’de Asker Hakları İhlalleri” adlı bir rapor yayımlayarak bütün bu tartışmayı başlatmıştı. Nisan 2011’de www.askerhaklari.com adlı internet sitesi kuruldu; askerlik hizmeti sırasında kötü muamele gören kurbanlara destek sağlamak ve kötü muamele vakalarını görünür hale getirip konuyla ilgili farkındalık ve duyarlılık yaratmak için başlatılan sivil bir girişim bu.

Rapor, askerhaklari.com’a Nisan 2011 ile Nisan 2012 arasında yapılan başvurulara dayanıyor. Rapor, kötü muamele iddialarını türlerine, yerlerine ve tarihlerine göre sınıflandırıyor. En sık yaşanan kötü muamele türlerinin hakaret ve dayak olduğunu, şikâyetlerin büyük çoğunluğunun ise Ankara ve Kıbrıs’tan geldiğini ortaya koyuyor. Rapora göre kötü muamele ile intihar ve kalıcı psikiyatrik-fiziksel hasar arasında bariz bir bağlantı var. “Asker Hakları İnisiyatifi” bu yüzden Türk hükümetine askerlik hizmeti sırasındaki kötü muamele iddialarının askeri değil sivil savcılar tarafından etkin ve zamanında soruşturulmasını sağlama çağrısında bulunuyor. Aktivistler ayrıca Ombudsman Yasası’nın Silahlı Kuvvetler’in tüm faaliyetlerine tam olarak uygulanabilir olmasını talep ediyor.

Askerlik hizmeti sırasındaki intiharlar ve kötü muamele Türkiye’ye mahsus bir sorun değil. Geçen hafta Türkiye’ye yaptığı bir ziyaret sırasında EUROMIL’in (Avrupa askeri personel örgütleri ağı) eski Başkanı Bauke Snoep, Türkiye’nin de kurucu üyesi olduğu Avrupa Konseyi’nin geçmişte bu meseleyle ne kadar sık ve yoğun olarak iştigal ettiğini açıkça dile getirdi. En önemli tavsiye paketlerinden biri 2006’da Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (PACE) tarafından kabul edildi ve 4 yıllık ayak sürümenin ardından, Türkiye de dahil, üye devletler tarafından benimsendi. Ülkeler, önerileri hayata geçirmeyi; erlere ve profesyonel askerlere düzgün ve medeni bir şekilde nasıl muamele edileceğine dair bu son derece katı tavsiyelerin ve kılavuzun uygulanmasına yönelik bir araştırmayı tamamlama taahhüdünde bulundu.

Snoep’e göre, askerhaklari.com’un talepleri Avrupa Konseyi’nin ilkeleriyle tam bir uyum içinde. Askerî personelin hakları için mücadele eden tecrübeli aktivistin Türkiye’deki bu girişime bir tavsiyesi de şuydu: Rapor hazırlamanın ötesine geçmek ve eski askerlerden oluşan bir örgütlenme oluşturmaya çalışmak, bağımsız savcıların atanması için gayret göstermek, siyasetçiler ve yedek subay dernekleriyle bağlantı kurmaya çabalamak ve Avrupa Konseyi kurumlarına rahatça ulaşabilen ve Türk hükümetinin yukarıda sözü edilen araştırmayı dürüstçe ve zamanında tamamlaması yönündeki taleplere yardımcı olabilecek olan EUROMIL ile irtibatta kalmak.

Umalım ki askerlere yönelik kötü muamele meselesi, Türkiye’deki doğru düzgün takipçisi olunmayan pek çok medya hezeyanından biri olmasın.  Türkiye zorunlu askerliğe dayanan bir orduya sahip oldukça ve profesyonel bir orduya doğru ilerlemedikçe, her yıl yüz binlerce Türk erkeği askerlik hizmeti yapmak ve askerî kurallarla emirlere riayet etmek zorunda olacak. İleri demokrasi olmayı arzulayan bir ülkede bu Türk vatandaşlarının kendi canlarına kıymalarını önleyecek şekilde insanî muamele görmesini istemek çok mu?