19 Aralık 2012 Çarşamba

Misyon bitti Taraf’la devam ediyoruz / Emre Uslu

Sonda söyleyeceğimi başta söyleyeyim dürüstçe. Evet, bir Misyon’umuz vardı ama onu kapattık artık. Anlatayım:

Hepimiz aslında Sam Amca’nın Fethullah Gülen Cemaati’ne transfer edip ülkeye sızdırdığı “misyon”gazetecileriydik. Patriotlar gelince, hâliyle Misyon’u kapatmak zorunda kaldık. Doğal olarak da Ahmet Altan romanlarındaki hayal dünyasına döndü, bizler de dolarları Boğaz kıyısındaki yalılarımızın bodrumuna doldurduk, parti yapıp keyif çatıyoruz. Bu keyif hakkımız. Ne de olsa Türk Ordusu’nu gâvur Patriot’una muhtaç hâle getirdik.

Misyon, Sam Amca için çok kritik bir görev üstlenmekti. Türkiye’nin en zeki komutalarını Silivri’ye tıkıp “beyin ziplemesi” yapmaktı bu görev ve başarıyla sonuçlandırıldı.
Düşünün bu Misyon sayesinde içeri girmiş Çetin Doğan dışarıda olsa ne jenerik planlar hazırlamış, cami bombalayan Esad taraftarlarını Halep’te Tayyip Erdoğan’ın açtığı stada çoktan doldurup sıkıyönetimi ilan etmişti bile.

Bu Misyon olmasaydı Silivri’de yatan komutanlar PatrioTürk üretip İHA’larla izledikleri Esad rejiminin de, İran’ın da, İsrail’in de defterini dürecekti.

Aslında Şener Eruygur’un aldırdığı ve nerede olduğu henüz ortaya çıkmayan o dokuz dinleme aracı var ya. Onlar Şam’a gönderildi, böylesi bir âna hazırlık için orada bekletiliyordu. Ama öngörüsüz hükümet bu Misyon’un gazına gelip böylesi bir beyini Silivri’ye tıktırarak devlete ihanet etti. Hiç değilse Şam’da çürümeye terkedilen o dinleme araçları burada olsa OSTİM’de bir usta aynısından yapardı. Yerli sanayie yardımcı olurdu. Bir misyon gazetesi olarak yerli sanayinin gelişmesini de engelledik.

Bu Misyon olmasaydı, Şener Eruygur ve İbrahim Şahin Adli Tıp’tan aldığı “akli melekesi yerinde değil” raporlarını Suriye askerlerine gösterip Şam’a sızmış Esad’a karşı çoktan bir Sarı Kız göndermiş, Kadife Eldiven planıyla devirmişti Esad’ı.

Bu Misyon sayesinde içeri atılmasaydı, İlker Başbuğ alimallah Reyhanlı’dan bir parmak salladı mı bırakın Esad’ın Türkiye’ye top atmasını, İran’a doğru çoktan topuklardı. Ergun Poyraz “Şam’ın Yahudisi”ni yazıp Esad’ın arkasından kurşun söz sıkardı çoktan, bu Misyon olmasaydı...

Düşünün Türkiye’de Suriye topraklarını, Şam’ı, Halep’i, Bekaa Vadisi’ni karış karış bilen en süper beyin Yalçın Küçük, bu Misyon sayesinde Silivri’de yatıyor. Yalçın Hoca dışarıda olsa “Selam Kürdistan dağlarındaki gerillaya” dedi mi PKK’nın Esad’a arka çıkmasını bir yana bırakın, Tüm PKK’yı Esad’a karşı taarruza geçirirdi.

Soner Yalçın içeride olmasa bir Efendi’lik de Esad’a yapar adamı Yahudi ilan etti mi itibarını çizer, Suriye’de yaşamaz hâle getirirdi. Diplomasiye bile gerek yok, Esad kendiliğinden kaçmak zorunda kalırdı Şam’dan.

Bu Misyon öylesine hain yayındı ki Türkiye’nin en tecrübeli havacı komutanı Bilgin Balanlı’yı içeri tıktırdı. Oysa Bilgin Balanlı Eskişehir’deki Bilvanis Çiftliği’ni havadan gözetletirken aslında Esad’ın kimyasal silahlarını depoladığı depoları gözetlemeleri için pilotları eğitiyordu. Misyon işte böyle bir dâhiyi içeri tıktırarak misyonunu eda etti.

Balanlı içeride olduğu için Suriye uçağımızı vurdu ve Türkiye bir şey yapamadı. Bilgin Balanlı olsaydı alimallah atlar uçağa iki angajman saydırdı mı Esad altına ederdi...

Bu Misyon çok planlı ve hain vurdu. Doğu Perinçek’i içeri tıktırmasa Pekin’e ve Moskova’ya kadar gider Esad’ın yanında yer alan bu iki ülkeyi Türkiye’nin yanında yer alması için ikna ederdi tallahi...

Bu Misyon sayesinde bir CIA komplosuyla içeri giren Perinçek nedeniyledir ki Türkiye uluslararası alanda CIA’e mecbur bırakıldı. Böylece uluslararası alanda yalnızlaştırıldı.

Misyon içeri attırmasaydı Dursun Çiçek Esad’a karşı bir psikolojik harekât planı hazırlardı, aklınız uçardı. Bizimkiler bu Esad’ı internet andacıyla bitirirdi bitirmesine de, bu Misyon dar ayakkabı gibi arkadan vurdu. Yoksa Baas’ı ve Esad’ı bitirme planı yazdı mı Dursun Çiçek, altına İlker Başbuğ imza atmasa da bu Esad giderdi alimallah...

Misyon olmasaydı, Türk medyası öylesine şerefli yayınlar yapacaktı ki onların da mayasını bozdu bu misyon gazetesi. Yoksa Ceylan Önkol’u önce Hürriyet duyuracaktı. Uludere’de Misyon olduğu için sustular 12 saat çıt çıkarmadılar. Misyon olmasa ellerine bomba verilip patlatılan erlerin haberlerini önce ve sadece Sabah’ta okuyacaktık mesela.

Misyon son ihanetini de hükümete karşı yaptı. TSK’nın en parlak komutanlarını Silivri’ye tıktırıp “beyin ziplemesi” yaptırarak, Türkiye’nin güvenlik, sanayi, teknoloji, uluslararası ilişkiler alanında CIA’e bağımlı hâle getirdikten sonra hükümete yöneldi. Ahmet Altan Tayyip Erdoğan’ın damarına basa basa adamı çıldırttı. Biliyor damarına basılınca Erdoğan’ın basiretinin bağlandığını, başbakanımızın damarına bastı Uludere’de özür dilemesini engelledi.

Altan sıkı bir Galatasaray taraftarı olduğu için, Erdoğan’ı yanlış yönlendirip Şike Yasası’nı da o çıkarttırdı. Başbakan’ı Cemaat’le kavga ettiren de Ramazan’da verdiği fetvalarla Erdoğan’ı Cemaat’e karşı kışkırtan Ramazan Rasim’di. Ben şahidim; dershaneleri kapatma fikri bizzat Roni Margulies’ten gitti Başbakan’a.

Dış politikadaki çuvallama da Yasemin Çongar’ın eseri. WikiLeaks belgesi yayımlayarak başardı bunu o.

Dedim ya Misyon olmasa Patriotlara ihtiyacımız da olmazdı. Velhasıl yazacak çok “günahımız” var çooook.

“Misyon” kapandı ama Taraf yoluna devam edecek. Her zamanki gibi sadece cesur bir gazete olarak devem edecek...

Ustamız Ahmet Altan ve ruhumuz Yasemin Çongar’ın eserine ve emeğine saygı için bunu yapmak zorundayız. Onlar da bizden bunu istiyor...