23 Kasım 2012 Cuma

Darbeciye cevap: Yeni anayasa / Mustafa Ünal

Kenan Evren hastane odasında değil de mahkeme salonunda hazır bulunsaydı acaba “12 Eylül’de doğru yaptık. Bugün de olsa ihtilal yapardık.” der miydi? Mağdurların gözlerine bakarak aynı cümleyi kullanabilir miydi? Pek sanmam.
 
Herhalde bu kadar cüretkâr olamazdı. Yine ah, keşke diyorum, mahkeme salonuna tekerlekli sandalye veya sedyede getirilseydi. Hastane odasıyla, mahkeme salonunun psikolojisi bir olur mu? Evren de Şahinkaya da darbe yapmaktan pişman değil. 12 Eylül darbesini bugün de savunmaktan geri durmuyorlar. Evren adaletsizliğin itirafı olan ‘Bir sağdan bir soldan astık’ sözünü bile sahiplenebildi. O cümleyi izah ederken ‘Taraf tutmadığımızı, bitaraf olduğumuzu anlatmak istedik.’ dedi. Bir sağdan bir soldan infaz adalet midir? Eşitlik başka, adalet başka. Darbenin adaleti işte bu kadar.

Evren’e dünkü duruşmada sorular soruldu. Susma hakkını kullandı. Müdahil avukatların sorularına kimi zaman ‘Cevap yok.’ diyerek kimi zaman da ‘başını sallayarak’ karşılık verdi. Kiminden evet kiminden hayır yorumu çıktı. Şahinkaya da farklı değil. Mahkeme ve avukatların sorularını cevapsız bıraktı, “Hiçbir sorunuzu cevaplandırmayacağım.” dedi. Sözü Evren’in yazılı savunmasına getirmek istiyorum. Soruşturma sırasında savcıya da benzer sözler sarf etmişti. Evren yazılı savunmasında diyor ki: “Milli Güvenlik Konseyi kurucu iktidar olarak Anayasa’daki kanunları çıkarmış, yeni anayasal düzeni oluşturmuştur.” Devam ediyor: “Beni ve silah arkadaşlarımı 12 Eylül ve sonrasındaki tasarruflarından dolayı, yetkisini 1982 Anayasası’ndan alan yargının yargılama yetkisi yoktur.”

 Başka dikkat çekici cümleler de var. “Biz ihtilal yaptık, ihtilale teşebbüs etmedik.” sözü gibi. Yargı bazı hukukçuların da dile getirdiği ‘kurucu iktidar’ yorumuna itibar etmedi. Koruma zırhı kalkar kalkmaz soruşturma başlattı. Ve duruşma safhaları başladı. Yargının üzerine düşeni yaptığına kuşku yok. Ancak ‘Kurucu iktidarız, anayasayı yaptık’ sözüne siyasetin de bir cevabı olmalı. İktidarıyla muhalefetiyle siyaset kurumu pişmanlık duymayan, üst perdeden konuşan darbeciye bir cevap vermeli. 12 Eylül darbesini, onun getirdiği düzeni savunan hiçbir siyasî parti ve oluşum yok. Sağıyla, soluyla, ulusalcısıyla, liberaliyle herkes 12 Eylül rejiminin karşısında. Dolayısıyla cevap için bir araya gelmeleri hiç de zor değil.

Nasıl bir cevap mı? 12 Eylül Anayasası’nı rafa kaldıracak, yepyeni ve sivil bir anayasa. Üzerinde çok değişiklik yapıldığı doğru. ‘Kurucu iktidarın’ anayasası aynen korunmuyor. İki yıl önce 30 maddelik paket köklü değişiklikler getirdi. Bugünkü tablo da bu değişimin eseri. Ancak 12 Eylül’ün ruhu söküp atılamadı. 12 Eylül sistemini sonlandırmak üslubuyla, içeriğiyle yepyeni bir anayasa ile mümkün. Bir yıldır Uzlaşma Komisyonu’nun yürüttüğü bir çalışma var. Yasama bölümüyle ilgili teklifler değerlendiriliyor. Ardından sıra yürütmeye gelecek. Ancak umutlar zayıf. Dört partinin uzlaştığı madde sayısı çok az. 2012 teklifler ve yazım çalışmalarıyla geçti. Yeni bir motivasyona ihtiyaç var. Onu da Evren verdi. Bir darbecinin ‘kurucu iktidar’ diyerek Anayasa’nın arkasına saklanmasından daha iyi motivasyonu olabilir mi? Baksanıza Evren ‘Yetkisini benim yaptığım Anayasa’dan alan yargıçlar beni yargılayamaz.’ diyor. Yeni bir anayasa için çok sebep var. Türkiye 82’lerin Türkiye’si değil. Her şey değişti. Anayasa’yı yapan kurucu iktidar sanık sandalyesinde... Herhalde Evren’e verilecek en iyi cevap yeni anayasa olur. Bu da yargının değil, siyasetin işi.