17 Nisan 2015 Cuma

Ağrı çatışması ve açıklamalar / Nazlı ILICAK

Ağrı’nın Diyadin ilçesine bağlı Yukarı Tütek köyünde, PKK ile asker arasında bir çatışma meydana geldi. Taraflar, olayı farklı anlatıyor.

Meselâ Selahattin Demirtaş “15 askeri, çatışma bölgesinde bırakıp terk ettiler. Bunların 8’i yaralıydı. HDP’li arkadaşlarımız çatışma bölgesine giderek, yaralı askerleri oradan alıp çıkarttı. Amaç, askerler yaşamını yitirsin, ülkede AKP’nin oyları tavan yapsın idi” diyor.

Genelkurmay ve Tayyip Erdoğan, askerlerin çatışma bölgesinde terk edildiği ve ateşin kesilmesi için HDP’lilerin “canlı kalkan” oldukları iddiasını yalanladı. Buna mukabil Genelkurmay, oradaki vatandaşların –ki onların HDP’li olduğu inkâr edilemez. Zira fidan dikme şenliğine katılmak için geliyorlardı- yaralı askerlere yardım ettiğini kabul etti; onların her türlü takdire lâyık olduğunu söyledi. Bu övgü sözlerini AK Parti’den ya da Cumhurbaşkanı’ndan duyamadık. İçişleri Bakanlığı sadece vatandaşların yaralı askerlerin taşındığı uyku tulumlarının ucundan tuttuğunu belirtmek suretiyle, bu yardımlaşma olayını küçümsemeyi tercih etti.

Yaralıları almaya gelen helikoptere kurşun isabet ettiği fotoğraflarda görülüyor. Bu da aslında TSK’nın yaralıları kendi kaderine terk etmediğini gösteriyor.

Ateşin ilk kimin tarafından açıldığı ve kaç PKK’lının hayatını kaybettiği de tartışma konusu. İçişleri Bakanlığı’nın bu konuda açıklaması şöyle: “Fidan dikme şenliğine, terör örgütü mensuplarının geleceğine dair istihbari bilgi alınmış; bunun üzerine bölgeye birlikler sevk edilmiş; açılan yoğun ateş sonucu 4 jandarma yaralanmıştır. 5 terörist etkisiz hale getirilmiş, 1 terörist ise yaralı olarak yakalanmıştır.”

Gelelim HDP’lilerden oluşan İmralı Heyeti’nin Ağrı raporuna… “Her yıl bölgenin çeşitli yerlerinde düzenlenen fidan dikme festivali, bu yıl Ağrı’nın Diyadin ilçesine bağlı Yukarı Tütek köyü yakınlarında planlanmış ve kutlamada kullanılacak platformun inşasına başlanmıştır. 11 Nisan sabahı, güneşin doğuşuyla birlikte, etkinlik organizasyonunda görevli 2 kişi, yanlarında götürdükleri pankartla birlikte platformu hazırlamak için festival alanına hareket etmişler, platformun kurulacağı bölgeye geldiklerinde, geceden mevzilendiği öğrenilen askerlerin ateşiyle karşılaşmışlardır. Ağrı’nın tüm ilçelerinden festivalin yapılacağı alana gitmek isteyen halk, Yukarı Tütek köyünün girişini ablukaya alan askerler tarafından engellenmiştir. Bu arada askeri operasyonun başlatıldığı haberi yayılmış, aralarında Demokratik Bölge Partisi ve HDP’nin yöneticilerinin de bulunduğu sivil halktan oluşan gruplar, engellemelere rağmen festival alanına ulaşmışlardır. Olay bölgesine giren sivil vatandaşlar, yaşamını yitiren eski DBP yöneticisi Cezmi Budak ve yaralı Cenap İlboğa ile yaralı askerleri dağdan aşağılara doğru indirerek hastanelere taşımak suretiyle kurtarılmalarını sağlamışlardır.”

Görüldüğü gibi, ateşi asker mi başlattı, yoksa PKK mı, yorumlar birbirinden farklı. Ayrıca, resmi açıklamada “5 terörist öldürüldü” denirken, HDP’liler ise 1’i ölü, diğeri yaralı 2 kişiden söz ediyor. Yalnız bir şeyi kesin olarak söyleyebiliriz: Eğer bölgeye asker gönderilmeseydi, kan dökülmeyecekti.

Genelkurmay Başkanlığı açıklamasında askerlerin olay yerine valinin talimatıyla gittiği hususunun altını özenle çiziyor. Bu önleyici tedbir ile TSK’nın hiçbir ilgisinin bulunmadığını belirtiyor. Zaten valilik de bunu teyit ediyor. Çıkabilecek olaylara karşı kamu güvenliğini sağlamak maksadıyla jandarmanın köye gönderildiğini ifade ediyor. Demek, ortada bir operasyon faaliyeti mevcut değil. Asker orada olay çıkmasın diye bulunuyor. Ama aksine onların mevcudiyeti olay çıkmasına yol açıyor. Bu şenlikler hep yapıldığına göre, tavır değişikliğinin sebebi ne? Neden daha önce asker gönderilmemiş de şimdi farklı bir karar alınıyor? Üstelik çatışmazlık sürecinde, bazı bölgelerde silahlı terör örgütü mensuplarının konuşlandığı biliniyor ve barış müzakereleri kapsamında, o bölgelere askerin gitmemesine dikkat ediliyor. Çatışma çıkan yer, PKK’lıların geri çekildiği dağ etekleri.

HDP, PKK ve Erdoğan’ın tavrı


HDP’nin yüzde 10 barajını aşması, barış ortamının tesisine önemli bir katkı sağlayacaktır. HDP, bölge partisi olmaktan çıkacak, Türkiye partisi haline gelecek. Böylece, barış süreci daha sağlam temellere oturacak. En azından HDP’ye oy vereceğini söyleyenler böyle düşünüyor. Zaten, Ağrı olayından bir gün önce KCK Eş Başkanı Cemil Bayık, Alman yayın kuruluşları WDR ve NDR ile mülâkatında şu açıklamayı yapmıştı: “Artık Türkiye ile savaşmak istemiyoruz. Artık yeter diyoruz.
Savaşarak ne biz amaçlarımıza ulaşabildik ne de Türk devleti.”


Ağrı çatışmasından sonra ise PKK yöneticisi Duran Kalkan “PKK’lılar bunu yaptı diyorlar. Ben PKK yönetimiyim; böyle bir kararımız yok. Bizi olaya bulaştırmasınlar. Seçim kazanma ihtimaline karşı bir sabotaj gerçekleştirildi” diye konuştu.

HDP’nin oylarını yükseltmesini isteyen kimsenin işine silahlı çatışma gelmez. Bu yüzden PKK’lıların bu konudaki açıklamalarını samimi buluyorum.

Ve aklıma bir soru takılıyor: Barış sürecinin mimarı olan Tayyip Erdoğan, PKK’nın çeşitli unsurlarının ve Kürt vatandaşlarımızın barışı bu kadar sahiplenmesinden dolayı niçin üzgün görünüyor? Provokasyona katılmadılar; aksine yaralanan jandarmaya sahip çıktılar. Bu bir başarıysa bunda görüşmeleri başlatan ve yürüten Tayyip Erdoğan’ın önemli bir katkısı var.

Ama şimdi öncelikli hedefimiz başka… Ülke karışsın, şehit cenazeleri gelsin, asker operasyon üzerine operasyon yapsın, milliyetçi oylar AK Parti’ye aksın, vatandaşın gözü korksun ve HDP’ye teveccüh göstermesin… Bu plan o kadar aşikâr ki!

İddiaya göre PKK, HDP’ye oy atılsın diye baskı yapıyormuş… 45 seçmeni bulunan bir köyde mi PKK propaganda faaliyetine başlayacak? Ayrıca her seçimde PKK’nın seçmenin gözünü korkuttuğu, baskı yaptığı zaten biliniyor. Bugüne kadar bazı bölgeler PKK’ya terk edilmedi mi? İnsanların üstlerini arıyorlar, kimlik soruyorlar, icap ederse mahkeme kuruyorlar. Bunlara hep göz yumuldu. Seçime 5 kala, HDP oyları yükselince, AK Parti’nin etekleri tutuştu.

Ağrı’daki hadiseleri bir tertip gibi görüyorum. Lâkin, kan akıtarak oy toplama girişimi, halkın sağduyusu karşısında iflas etmeye mahkûmdur.



İçişleri Bakanlığı, Kürt vatandaşların yaralı askerlere yardımını küçümseyen bir açıklama yaptı: “Yaralı askerlerin taşındığı uyku tulumunun ucundan tuttular” dedi. Bu tavır bile, provokasyon ihtimalini güçlendiriyor. Zira oylarını düşürmek için HDP’nin terör ile işbirliği yaptığı iddiası gündeme getirilmişti. HDP’lilerin askere sahip çıkması, bu iddiayı çürütüyor.


 
Demirtaş’ın “TSK yaralı askerleri terk etti” iddiası doğru görünmüyor. Zira onları taşımaya gelen helikoptere aşağıdan ateş edilmiş. Belli ki birileri helikopteri engellemeye çalışmış.

HDP

Hiçbir araştırma henüz HDP’nin barajı aştığını göstermiyor. Bazı araştırmalarda oy oranı yüzde 11 civarında görünse bile, (-) (+) 2 yanılma payıyla, barajın altına düşebiliyor. HDP tam bıçak sırtında. Ama oyları yükselme eğiliminde. Zaten Ağrı hadisesi, muhtemelen bunun için kurgulandı.