25 Mayıs 2015 Pazartesi

Askeri liselerde Atatürkçü öğrenciler nasıl tasfiye ediliyor

Cemaat, Harp Okullarında Atatürkçü öğrencileri tasfiye ediyor. Bu iddia, uzun süredir dile getiriliyor. Son yedi yıl içinde Harp Okullarından atılan askeri öğrenci sayısının 2 bine ulaştığı öne sürülüyor. Askeri darbeler döneminde bile bu kadar öğrencinin atılmadığına dikkat çekiliyor. Geçmişte darbeler yoluyla yapılan Kemalist subayların tasfiyesinin, şimdi okul sürecinde yapıldığı, gelecekte TSK’yı yönetecek Atatürkçü kadroların yok edildiği ifade ediliyor. Atılan öğrencilerin önemli bir kısmının subay ve astsubay çocukları olduğu belirtiliyor. TSK ile ilişiği kesilen öğrencilerin büyük kısmının Kuleli ve Maltepe gibi askeri liselerden gelen ve çok başarılı olan öğrenciler olduğu kaydediliyor. Öğrenciler ve velileri, bunun bir "Cemaat operasyonu" olduğuna inanıyor. “Askeri okullarda inanılmaz bir Cemaat örgütlenmesi var” diyorlar.

Toygun Atilla, 29 Eylül 2012 günlü Hürriyet’te “Askeri liseler engelleniyor” haberini yaptı. Aydınlık, 12 Mart 2013 günlü manşet haberinde “Tasfiye Harbiye’ye Uzandı” diye yazdı. Öğrenciler ve veliler, bu haberleri hatırlatarak,

“Bu haberlerden sonra da durum değişmedi. Cemaat’in uygulamaları aynı şekilde devam ediyor” diyorlar.

Yazı dizimizde, askeri liselerin bu kanayan yarasını anlatacağız. 


- HİKMET ÇİÇEK - 

MENTEŞ KAMPI’NDAN KÖTÜ KOKULAR


İzmir Urla Menteş Askeri Kampı. Harp Okulu öncesi askeri ve sivil okullardan gelen öğrencilerin intibak eğitimi aldıkları yer. Öğrenciler, TSK'nın en genç subayı olarak 42 gün süren eğitimi başarıyla tamamlamak zorundalar. Ancak Menteş Kampı, son yıllarda özellikle askeri liselerden gelen öğrencilere uygulanan mobbing (bezdiri) iddialarıyla gündeme geliyor. Hedef alınan bazı öğrencilerin "şok mangası" adı verilen mangada toplanarak baskıya uğradıkları ve TSK'dan ayrılmaya zorlandıkları öne sürülüyor. “Şok mangası” adı altında yaptırılan eğitimler anlatılıyor. “Şok mangası”na alınan öğrenciler saatlerce uykusuz bırakılıyor, kusana kadar koşturuluyor ve sürekli hakarete uğruyor. Bu öğrencilerin neredeyse tamamının askeri liselerden gelmesi, “askeri liseler kapatılmak mı isteniyor?” sorusunu akla getiriyor.

“HEP ONLARDAN”
 
Konuştuğumuz öğrenciler ve veliler, özellikle 2010’dan sonra Askeri liselerdeki öğretmen tayin ve atamalarında Cemaat’in etkin olduğunu, deneyimli öğretmen kadrolarının dağıtıldığını, yeni, genç öğretmenlerin “hep onlardan” olduğunu öne sürüyorlar. Bu etkinin Harp Okulu’nda da görüldüğünü öğretmen, bölük ve takım komutanları ve ölçme-değerlendirme bölümlerinde Cemaat etkisinden söz ediyorlar.

HİLEYE KARŞI RİMEL
Harp Okulu’nda hedef alınan öğrencilerin cevap anahtarlarının değiştirildiği ‘90’ bekleyen öğrencinin ‘35’ aldığını ifade ediyorlar. Öğrencilerin bunu önlemek için erkeklerin tükenmez kalemle, kızların ise rimelle cevap anahtarlarını doldurdukları, bu kez de “sınav talimatına aykırı hareket etmek”le suçlandıklarını ifade ediyorlar.

EĞER SİSTEM BÖYLE DEVAM EDERSE

Semih Özbir, Maltepe Askeri Lisesi 2013 mezunu. Akademik olarak okulu 5. bitirdi. Disiplin puanı 125 üzerinden 113. Yabancı dile hakimiyeti bakımından okulun en iyilerinden. Özbir, “18 Ağustos 2013 tarihinde büyük heveslerle gittiğim Menteş Askeri Kampı’ndan 22 Ağustos 2013 günü askerlik mesleğinden nefret ederek çıktım” diyor. Özbir, e-posta yoluyla gönderdiği açık mektubunda şunları söylüyor:

“Eğer sistem böyle devam ederse ordumuz bilgisiz, onursuz, boyun eğen, yalaka, kimsenin güvenemediği ve en önemlisi de vatan değerlerini koruyabilmek için gerekli olan hiçbir değere sahip olmayan subaylardan oluşacaktır. Bu kampta yaşadıklarım ve gördüklerim karşısında size şanlı zaferler kazandıran, gurur ve güven veren ordumuzun geleceği hakkında oldukça karamsarım.”

“MALUM YAPININ ELEMANLARI”

Adı bizde saklı bir askeri öğrenci, emekli astsubay babasına yazdığı mektupta Menteş Kampı’nda yaşadıklarını şöyle anlatıyor:

13 Ağustos 2010’da Menteş kampına gittim. Burada bir gün sonra takım subaylar tarafından bezdirici askerlik dışı eğitimler yapmak zorunda bırakıldım. Takım komutanlarım tarafından her gün sabaha kadar eğitim alanlarında ve geceleri de çadırlar bölgesinde yat-kalk sürün-çömel-selam dur- eğitimleri yaptım. Sürekli okuldan ayrılmam konusunda baskılar gördüm. Bu eğitimler yemin törenime yaklaşık 3-5 gün kalana kadar devam etti. Yemin töreni çalışmalarında dahi bir kenara ayrılıp eğitimlere maruz kalıyordum. İzmir’in nemli sıcağı altında yat kalk sürün yapıyordum. Geceleri eğitimleri arkadaşlarım uyurken yapıyordum…
Geceleri sürekli gelip beni uyandırtıp çadırlar bölgesinde tam teçhizatlı halde eğitim yaptırtıyordu. MG3 silahını omzuma koyup dizlerim üzerinden sırayla zıplamamı emrediyordu. Çok uzun tekrarda koordinasyon hareketi yapmamı emrediyordu ve ben de bunları yapıyordum. Gece tüm bunlar olurken bölük istirahat ediyordu. 32 km intikalden döndükten 10 dakika sonra bile o yorgunluğumda bana bahsettiğim gibi olan bezdirici eğitimler yaptırıldı…

PLANLI MAKSATLI BİR GRUP

Babacığım bana ilk iki yıl nedense inanmadın, daimi olarak beni haksız buldun. Oysa ben bu okulda Harbiye ruhunu, terbiyesini almış biriyim asla yalan söylemedim, ama maalesef böyle… Sevgili babacığım senin adını lekeleyecek hiçbir şey yapmadım. Planlı, maksatlı bir grubun baskısı var. Özellikle askeri liselerden gelenler ki en başarılı öğrenciler birer birer okuldan uzaklaştırıldı… Şimdi adalete inancım kalmadı. Ben elimden geleni yapıyorum. Allah bunları görüyor. Lütfen sen üzülme. Ama inan babacığım okuldaki bu kadro beni okutmaz… Allah bana bu haksızlığı reva gösterenlerden hakkımı sorsun. Lütfen kimseye yakınma, dertleşme. Ben senin oğlunum. Yeter ki sen bana inan. Malum yapının elemanları olan emniyet müdürlerinin çocuklarına, safahatlarına bakarsan benim durumum çıplak olarak ortaya çıkar. Oysa sen de ben de sadece üniformanın namusu gereği hiçbir siyasette bulunmadık. Sen benim örnek aldığım tek insansın. Bir de Mustafa Kemal Atatürk’ün hayatı ve yaptıkları… Haksızlığa uğradım. Bak istersen interneti bir kurcala harp okullarında ki uygulamaları anlatan benzer çok örnek göreceksin. Maalesef böyle. Ellerinden öpüyorum. Acelem var izin dönüş saatim yaklaşıyor yemek yemem lazım…”