10 Haziran 2013 Pazartesi

MGK'NIN 'DEVLET SIRRI' TAVRINA TEPKİ BÜYÜYOR

MGK'nın 28 Şubat tutanaklarını savcılığa göndermemesine tepkiler artarken, ilgililer hakkında tutuklama dahil yasal işlem yapılabileceği belirtildi.

Milli Güvenlik Kurulu (MGK) Genel Sekreterliği’nin, tarihî kararların alındığı 28 Şubat 1997’deki toplantının tutanak ve ses kayıtlarını savcılığa göndermemesi büyük tepki topladı.

Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcı Birol Aydın, aradan 16 yıl geçtiğini hatırlatarak, ‘devlet sırrı’ diye tutanakları saklamanın anlamsız olduğunu söyledi.

28 Şubat soruşturmasına müdahil olan hukukçu kökenli eski milletvekili Şeref Malkoç da Zaman'a tutanakların açıklanması gerektiğini söyledi. “Böyle bir şey hukuka uygun değildir. Mahkeme safhasında da istenir. Yine gönderilmezse ilgililer hakkında tutuklama dahil yasal işlemler yapılır.” dedi. Soruşturmayı yürüten başsavcılığın 9 saatlik tarihî toplantının tutanak ve ses kayıtlarını talep ettiği ancak MGK’nın, ‘devlet sırrı’ gerekçesiyle talebe olumlu cevap vermediği belirtiliyor.

28 Şubat darbesi iddianamesinde, soruşturmayı yürüten başsavcılığın 9 saatlik tarihi toplantının tutanak ve ses kayıtlarını talep ettiği ancak MGK’dan ‘devlet sırrı’ gerekçesiyle ‘bu aşamada talebinizin yerine getirilmesi mümkün görülmemekte’ cevabı geldiği belirtiliyor. 28 Şubat sürecini milletvekili olarak yaşayan ve iddianamede ‘mağdur’ olarak geçen eski Trabzon Milletvekili Şeref Malkoç, tutanakların savcılığa gönderilmemesinin doğru olmadığını söyledi. Malkoç, “Bu cevap, hukuka uygun değildir, savcılık makamının görev yapmasını zorlaştırır. Tutanaklar mahkeme safhasında da istenebilir. Mutlaka isteyecektir. MGK da, anayasa ve kanunlara göre göndermek durumundadır. MGK’nın savcılığa olan tutum ve tavrı, mahkemeye aynı olamaz.” ifadelerini kullandı.

Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Birol Aydın da, aradan 16 yıl geçtiğini, tutanakların ‘devlet sırrı' kalkanında kalmasının bir anlamı olmadığını söyledi. 28 Şubat’ın Türkiye’ye çok şey kaybettirdiğini, dersler alınması ve hukukun kararlarına uyulması gerektiğini belirtti. Birol, “Orada neler yaşanmış, hangi antidemokratik tavırlar sergilenmiş, somut ortaya çıkarılması belgelerin deşifresiyle olacaktır. Her şey eninde sonunda ortaya çıkıyor, hiçbir şey gizli kalmıyor ki. Artık gizlemenin anlamı yok.” diye konuştu.