12 Haziran 2013 Çarşamba

Fişle (me)! / Emre USLU



Bizim Mehmet Baransu’nun yazdığı; THY, Milli Eğitim Bakanlığı, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü ile PTT’nin MİT ile imzaladığı “çok gizli” veri paylaşımı protokolü gündemi sarstı.
MİT haberler üzerine açıklama yaptı. MİT, resmî açıklamada devletin farklı kurumlarıyla imzaladığı protokolleri reddetmiyor. Aksine, yasal hakkımız, fişleriz mealinde bir açıklama. Açıklamanın içeriğini buraya almayacağım, gazeteden okuyabilirsiniz. MİT’in açıklamasını tanıdığım birkaç hukukçuya sordum. MİT’in savunmasının tutarlı olup olmadığını onların değerlendirmesini istedim.
Bir ceza hukukçusuna göre: “Habere göre imzalanan protokol, MİT’in istediği zaman bu kurumların veri arşivine erişmesine imkân sağlıyor. Bu, başta Anayasa’ya aykırı. TCK 135. Madde’de düzenlenen ‘Kişisel verilerin kaydedilmesi’, 136. Madde’de düzenlenen ‘Verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme’ suçudur.”
Bir anayasa hukukçusu şu konulara dikkat çekiyor: Anayasa’da 2010 yılında yapılan değişiklik ile kişisel verilerin korunmasını kişi hak ve ödevleri kapsamında güvence altına alındı. Buna göre; “Herkes, kendisiyle ilgili kişisel verilerin korunmasını isteme hakkına sahiptir. Bu hak; kişinin kendisiyle ilgili kişisel veriler hakkında bilgilendirilme, bu verilere erişme, bunların düzeltilmesini veya silinmesini talep etme ve amaçları doğrultusunda kullanılıp kullanılmadığını öğrenmeyi de kapsar. Kişisel veriler, ancak kanunda öngörülen hallerde veya kişinin açık rızasıyla işlenebilir. Kişisel verilerin korunmasına ilişkin esas ve usuller kanunla düzenlenir.
Yine Anayasa’ya göre “Temel hak ve hürriyetler ancak kanunla sınırlanabilir.” Buna göre kişisel veriler ancak iki şarttan birisinin gerçekleşmesi ile işlenebilir. 1- kanunda açıkça yetki verilen hâllerde veya 2-kişinin açık rızasıyla.
Yani “kanun ile açıkça bir kuruma kişisel verileri toplama ve işleme (fişleme yapma) yetkisi verilmemiş ise veya bu fişleme konusunda kişinin açık rızası bulunmuyor ise bu durumda yapılan kişisel verileri toplama ve işleme (fişlemeler) Anayasa’ya aykırıdır.
Yani, Anayasa’nın açık hükmüne rağmen kanun dışında Bakanlar Kurulu Kararı, Tüzük, Yönetmelik, Genelge vb. ikincil düzenlemelere dayanılarak kişisel verileri toplama ve işleme (fişleme) yapılması da mümkün değildir.
Bu durumda İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık işleri kapsamında yaptığı kişisel verileri işleme işini açık bir kanun hükmü kapsamında yapmıyorsa bu durumda anayasal bir suç işliyor demektir. Yine THY ve SGK gibi kurumların vatandaşların kişisel verilerini MİT’e açması suç.

Peki, MİT Kanunu MİT’in yaptığı açıklamada iddia edildiği gibi fişleme yetkisi veriyor mu?

Anayasa’da kişisel verileri düzenleyen son değişiklik 2010’da yapıldı. Bu değişikliklerde kişisel verileri toplama ve işleme (fişleme) yapılabilmesi için mutlak surette kanun ile açık bir yetki verilmesi şartı getirildi. Ancak MİT Kanunu’nda 2010’dan sonra yeni bir düzenleme yapılmadı.
Yani MİT’e kişisel verileri işleme yetkisi 2010’dan sonra kanunla verilmediği için MİT tarafından yapılan fişlemelerin kanuni dayanağı yoktur. Bu nedenle de fişlemeler suçtur.
Konuştuğum anayasa hukukçusu şu değerlendirmenin altını özellikle çiziyor: Anayasada “Özel hayatın gizliliği” Anayasa’nın 20. maddesinde düzenlenmiş. Oysa kişisel verilerin işlenmesinin (fişlemenin) yasaklandığı ve çerçevesinin çizildiği 20. Madde’nin uygulanmasına ilişkin 2937 sayılı MİT Kanunu’nda hiçbir hüküm bulunmuyor. Bu nedenle MİT’in imzaladığı protokollerle kişilerin özel hayatının gizliliği ihlal ediliyor ve hiçbir yasal dayanağı yoktur.
MİT’in haber toplama yetkisi 2937 sayılı kanunun 6. maddesinde 5397 sayılı kanun ile çok detaylı olarak düzenlenir. Bu yetki genel bir düzenlemeden ziyade olay bazlı düzenlemeyi içerir. Yani bir güvenlik riski sözkonusu olduğunda MİT’in yazılı başvurusu ve gerekli hukuksal prosedür işletilerek kurumlar bilgilerini açabilir. Kurumlar bu düzenlemeyi herkesi kapsayacak şekilde genel bir uygulama olarak yorumlayamaz.
Özetle:

1)
Yapılan protokol, TCK Madde 135’te düzenlenen “kişisel verilerin kaydedilmesi”, 136. Madde’de düzenlenen “Verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme” hükümlerine aykırıdır. Suçtur.

2)
Protokoller kamu kuruluşlarının veri tabanının ve arşivinin MİT’e transfer edilmesini öngörüyor. Oysa sözkonusu kuruluşların bu verileri depolama ve işleme yetkisi bile tartışmalıyken bunları MİT gibi bir istihbarat kurumuna aktarması Anayasa’ya ve mevzuata aykırıdır. Suçtur.

3)
MİT’in THY gibi ticari bir kuruluş olan anonim ortaklığın tüm bilgilerini alması, halka açık olduğu için de hissedarlarının bilgisi dışında bu tür protokollerle ticari sır kavramı hiçe sayılmıştır. Suçtur.

MİT eski devlet refleksiyle tıpkı bir zamanlar TSK’nın yaptığı gibi ona buna imalarla ithamlar yükleyeceğine bu devlette herkesi bağlayan Anayasa’ya baksın. Yaptığının suç olduğu orada büyük harflerle yazıyor.