24 Haziran 2016 Cuma

“İHA’lar iyi çalışsa Güneydoğu’da bu kadar şehit olmazdı”

Artan terör olayları gözleri savunma sanayi projelerine çevirdi. Son dönemde yapılan projelerden yeterince verim alınamadığına dikkat çeken 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü Başkanı ve Emekli Tuğgeneral Haldun Solmaztürk, terörle mücadelede hayati projelerde ciddi gecikme ve aksaklıklar yaşandığını belirtti.
Savunma sanayi projelerinde beklenen verim alınamıyor. 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü Başkanı Emekli Tuğgeneral Haldun Solmaztürk, yetkililerin savunma sanayi ile ilgili çizdiği toz pembe tabloya rağmen projelerde beklenen verimin alınamadığına işaret etti. Terörle mücadelede hayati değere sahip projelerde ciddi gecikme ve aksaklıklar yaşandığını belirtti. Solmaztürk’e göre, bu durum projelere yönelik siyasi müdahale ve kimi firmalara yönelik takınılan ayrımcılıktan kaynaklanıyor.
Atak  helikopter kullanılsaydı reklamı yapılırdı
Teslim alındığı söylenen, terörle mücadelede kullanılıyor denen 10 kadar Atak helikopterinin kullanılmadığının iddia eden Solmaztürk, “Bunlar kullanılmış olsaydı, zaten yüz defa siyasi maksatlı reklamını yaparlardı. Beni asıl rahatsız eden, terörle mücadelede birinci derecede ihtiyaç duyulan taarruz helikopterleri projesinin bugün hala başlangıç aşamasında olması. Bu helikopterlerin pilotları, atış kontrol sistem personeli ne zaman eğitilecek, ne zaman TSK’nın genel atış destek sistemine entegre olacak, hepsi belirsiz. Bunun da ana nedeni, bu projelere siyasi ve ekonomik bir rant kapısı olarak bakılması.” dedi.
İstihbarat zafiyeti
Şehirlerdeki operasyonlarda verilen zayiatın önemli bir kısmı istihbarat eksikliğinden kaynaklandığını iddia eden Emekli Tuğgeneral Haldun Solmaztürk, “İstihbaratı sağlayacak olan da esas olarak insansız hava araçlarıdır. Bu kadar zayiat verildiğine göre, bu konuda bir zafiyet olduğu görülüyor. Ya elde yeterli sayıda İHA yok, ya İHA’lar teknik olarak yetersiz, ya personel yetersiz ya da bunların hepsi söz konusu. TSK’nın ihale ettiği silahlı bir İHA şu an yok. Parası verilip hazır alınmaya çalışılıyor.” dedi ve ekledi; “Atak helikopterine şu ülke, bu ülke talip deniyor; sözleşme yapılmadan bunların hepsi spekülasyondur. Atak bizim envanterimize girip kullanılmadan hiç kimse onun siparişini vermez. Teslimatı yapıldığı belirtilen 10 kadar helikopterin ordunun envanterine girdiği söylenemez. Ne zaman silahlı kuvvetlerin envanterine girmiş sayılır? Mesela, Atak taarruz helikopter bölüğü kurulur ve bu bölük örneğin 2. Ordu’nun emrine verilir, o zaman muharebe harekatımıza fiili katkıda bulunmaya başlamıştır.”
Mini İHA’larla ilgili ciddi problemler var
İşin içinde olan asker arkadaşlarının verdiği bilgileri paylaşan Solmaztürk: “TSK’ya teslim edilen mini İHA’larla ilgili çok ciddi problemler yaşandı ve bunları teslim eden firma kırım halinde bunların onarımını yapmadı. İsim vermem uygun olmaz, ama mini İHA’ları kimlerin TSK’ya verdiği bellidir. Bendeki bilgi, ilk partide temin edilen mini İHA’larda sorunlar yaşandığı için ikinci ihalenin bir başka firmaya verilmeye çalışıldığı, fakat siyasi müdahaleler nedeniyle bunun gerçekleşmediği, ilk firmada ısrar edildiği ve acil ihtiyaç olan mini İHA’ların tedarikinin geciktiği yönündedir.” dedi.
Güneydoğu’da yine Heronlar mı kullanılıyor?
Bugün zaman zaman televizyonlarda geçmişte PKK’nın kamplarının BBG evi gibi izlendiğinin söylendiği dönemdekine benzer görüntüler izliyorum. Belli ki bu görüntüleri televizyonlara silahlı kuvvetler veriyor. Televizyonlardaki görüntüler oldukça net. Benim bildiğim, bizim envanterimizde bu görüntüleri çekebilecek taktik insansız hava araçları yok. Bu görüntülerin bir kısmı mini İHA’lardan alınıyor mu, kestiremiyorum. Acaba diyorum, bizim projeler geciktiği için bugün de mi yine Heronlar İsrail’den kiralandı veya satın alındı?
En büyük problem siyasî müdahale
Hemen bütün projelerde problem var. Ama en büyük problem siyasi müdahaleden kaynaklanıyor. Ama cihet-i askeriyede de eksiklik, hata ve ihmaller var. Genelkurmay başkanının bu projeler bu kadar gecikmesine ve birçok aksaklık olmasına rağmen niçin bunların üzerine gitmediğini anlamakta güçlük çekiyorum. Bunları üreten firmaların yönetim kurullarındaki personelin siyasi iktidarla çok içli dışlı olmalarının TSK’nın projelerinin gerçekleştirilmesini olumsuz etkilediğini düşünüyorum.