7 Haziran 2016 Salı

Emekli paşalar ve büyükelçiler, Ortadoğu ve Suriye politikası değişmeli

Emekli paşalar ve büyükelçiler, Ortadoğu ve Suriye politikası değişmeli
BİLGESAM Bilge Adamlar Kurulu’nun Uluslar arası Gelişmeler Işığında Türkiye’nin Ortadoğu Vizyonu ve Stratejisi raporunu yayımladı. 
  • Kutlu Aktaş (E. Bakan/Vali), 
  • Özdem Sanberk (E. Büyükelçi), 
  • Sönmez Köksal (E. Büyükelçi), 
  • Güner Öztek (E. Büyükelçi), 
  • Emin Murat Bilgel (E. Oramiral), 
  • Sabahattin Ergin (E. Koramiral), 
  • Nur Vergin (Prof. Dr.), 
  • Orhan Güvenen (Prof. Dr.), 
  • Ali Karaosmanoğlu (Prof. Dr.), 
  • İlter Turan (Prof. Dr.), 
  • Çelik Kurtoğlu (Prof. Dr.), 
  • Ersin Onulduran (Prof. Dr.), 
  • Ümit Pamir (E. Büyükelçi), 
  • Oğuz Çelikkol (Dr., E. Büyükelçi), 
  • Ahmet Ünal Çeviköz (E. Büyükelçi), 
  • Necdet Yılmaz Timur (E. Orgeneral), 
  • Oktar Ataman (E. Orgeneral) ve 
  • Sami Kohen’den (Gazeteci-Yazar) 
oluşan Bilge Adamlar Kurulu raporunun hazırlanma amacının ‘Orta Doğu’da gelişen yeni konjonktür çerçevesinde oluşturulan politika ve stratejilerin araştırılması suretiyle geleceğe yönelik bir analiz yapmaktır.’ Olduğu ifade ediliyor.

KURULUŞ HEDEFLERİNE UYGUN POLİTİKALAR BAŞARILI OLDU

Türk dış politikasının Orta Doğu vizyonu incelendiğinde, 2000’li yılların başında politika oluşum süreçleri ve uygulamaların kuruluş hedef ve prensipleri ile tarihsel deneyimlere büyük ölçüde uygun olduğu ifade edilen raporda, “Bu dönemdeki politikalar ve uygulamalar başarılı sonuçlar vermiş, Türkiye hem Batı hem de Orta Doğu ülkeleri arasında takdir edilen saygın bir ülke konumuna gelmiştir.” deniliyor. Daha sonraki yıllarda Orta Doğu vizyonu ve uygulamalarının, tarihsel süreçteki deneyim ve pratiklerden uzaklaştığı vurgulanan raporda, bunun nedenlerinin ‘sahadaki gerçeklerden ve reel politikten uzaklaşılması; güç, çıkar ve politika ilişkisinin yanlış kurgulanması; hedeflerin belirlenmesinde ve prensiplerin uygulanmasında önemli hatalar yapılması; ve gerçekler, söylemler ve uygulamalar arasında farklar oluşması’ olduğu belirtiliyor.

ORTADOĞU’DA KONUMUNU PEKİŞTİRECEK POLİTİKA ‘ARABULUCULUK’

Türkiye’nin Orta Doğu’daki konumunu pekiştirecek en tutarlı uygulamanın sorunların bir parçası olmadan, sorunlara çözüm bulabilecek ve arabuluculuk icra edebilecek bir politika üretmesi olduğuna dikkat çekilen raporda, ittifakların, milli menfaatler dikkate alınarak gerçekçilik ve dengecilik prensiplerine uygun olarak oluşturulması gerekliliğine vurgu yapıldı. Raporda “Orta Doğu’ya yönelik vizyon ve politikalar oluşturulurken bölge ülkelerinin tarih algısı ve Türkiye’den beklentileri gerçekçi olarak değerlendirilmeli, bölgesel hassasiyetler belirlenmeli, bölgedeki gelişmeler doğrultusunda sahada oluşan gerçeklerden ve reel politikten uzaklaşılmamalıdır.’ Denildi.

Raporda, Ortadoğu politikasıyla ilgili şu öneriler yer alıyor:

DEVLETLERİN İÇİŞLERİNE MÜDAHALEDEN KAÇINILMALI

Türkiye’nin karşı karşıya kaldığı riskleri de dikkate alarak devletlerin egemenlik haklarına saygı gösterilmeli ve içişlerine müdahaleden kaçınılmalıdır. Devletler veya devlet yönetimleri ile halklar arasındaki anlaşmazlıklarda mümkün mertebe uzlaştırıcı politikalarda ısrar edilmeli, bu mümkün olmuyorsa tarafsız ve uzak kalınmalıdır. Batılı müttefikler dâhil diğer bölge ülkeleriyle ilişkilerde istişare mekanizmalarına daha fazla önem verilmeli ve çıkar dengeleri karşılıklı diyaloglarla kurulmaya çalışılmalıdır. Karşılıklı diyaloglarda diplomatik nezaket kurallarına uyulmalıdır.

YENİ OSMANLICILIK İZLEMİNİ VEREN SÖYLEMLERDEN KAÇINILMALI

Yeni Osmanlıcılık algısını oluşturacak revizyonizm izlenimi veren söylem ve uygulamalardan kaçınılmalıdır. Suudi Arabistan ve İran arasındaki güç mücadeleleri ve bu mücadelede mezhep farkının kullanılmasına rağmen, Türkiye mezhebe dayalı politikalardan uzak durmalıdır.

TERÖR ÖRGÜTÜ OLARAK DEĞERLENDİRİLEN GRUPLARLA İLİŞKİ KURULMAMALI

Batı ülkelerince uluslararası meşruiyeti sorgulanan örgütlerle ve bazı devletler tarafından terör örgütü olarak değerlendirilen gruplarla ilişki kurulmamalıdır. Orta Doğu’da değişen dış politika ortamı gerçekçi olarak değerlendirilerek, esneklik prensibi doğrultusunda küresel ve bölgesel ilişkiler gözden geçirilmelidir. Bu kapsamda AB ve İsrail ile ilişkilerdeki olumlu gelişmeler memnuniyet vericidir. İsrail ile ilişkilerin düzeltilme süreci hızlandırılmalıdır. Benzer şekilde uluslararası toplumun tutumu da dikkate alınarak Mısır ile ilişkiler yeniden canlandırılmalıdır.

SURİYE POLİTİKASI YENİDEN ŞEKİLLENDİRİLMELİ

Suriye politikası bölgede meydana gelen yeni gelişmeler ışığında yeniden şekillendirilmeli, Türkiye’nin çıkarları çerçevesinde ABD, Rusya, İran ve Suudi Arabistan arasında bir uzlaşma arayışına girilmelidir. İran ile bölgesel sorunların çözümüne yönelik diyalog geliştirilmeli ve belirli bir uzlaşma zemini oluşturulmalıdır.

RUSYA’YA KARŞI GERGİNLİĞİ ARTIRACAK SÖYLEMLERDEN KAÇINILMALI

Suriye politikaları nedeniyle Rusya ile zaten gergin olan ilişkileri daha fazla tırmandırmamak için askeri ve siyasi alanlarda gerginliği artıracak söylem ve eylemlerden kaçınılmalıdır.