23 Haziran 2016 Perşembe

Ergenekon ve Balyoz davalarında yargılanan askerler için düzenleme yolda

Ergenekon ve Balyoz davalarında yargılanan askerler için düzenleme yolda

Milli Savunma Bakanı Fikri Işık, Ergenekon ve Balyoz davalarında hak kaybına uğramış askerlerin kayıplarının giderilmesine yönelik çalışma kapsamında kurumlardan görüş istendiğini ve gelen görüşlere göre konunun değerlendirmesini yapacaklarını belirtti.

Meclis Genel Kurulu’nda “Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı”nın birinci bölümü üzerinde görüşmeler yapıldı. 8 maddelik birinci bölüm kabul edildi. Daha sonra kanun tasarısının ikinci bölümü üzerinde görüşmelere geçildi ve konuşmalar tamamlandı.

Milli Savunma Bakanı Fikri Işık, Ergenekon ve Balyoz davalarıyla ilgili yapılan yorumlara katılmadığını belirterek, “Bu noktada hak kaybına uğramış askerlerimizin hak kayıplarının giderilmesine yönelik benden önceki bakan arkadaşımızın başlattığı bir çalışma var. Bu çalışma şu anda diğer kamu kurumlarının görüşlerine sunulmuş durumda. Bu görüşler geldikten sonra değerlendirmelerimizi yapacağız ve bu noktada mağdur olan her bir insanımızın haklarının iadesi için gerekli adımları atacağız. Şu anda bu konu Bakanlığımızın üzerinde çalıştığı bir konudur.” dedi.

Şu anda Türkiye’nin bir bütün olarak terörle mücadele ettiğini dile getiren Işık, mücadele ettiği terör örgütleri, hiçbir ahlaki sınır tanımayan, insanlıktan, Müslümanlıktan, hiçbir kutsal değerden nasibini almamış örgüt ve örgütler olduğuna dikkat çekti.

“Bunlar için her şey meşru. Bunlar, hedeflerine ulaşmak için her vasıtayı mübah gören terör örgütleri ve Türkiye Cumhuriyeti bir bütün olarak bu mücadeleyi bu örgütlere karşı yürütüyor.” diyen Işık, bu kanunun temel amacının bu kahramanca yürütülen mücadelede etkin koordinasyonu sağlayacak hukuki zemini oluşturmak; belirsizlikleri ortadan kaldırmak, net bir hukuki çerçeve çizmek olduğunu söyledi.

İkinci temel amacın ise her sabah şehit olacağını, o ihtimali göze alarak bu mücadeleyi yürüten Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarımızın yarın herhangi bir haksız, yersiz ve mesnetsiz ithamla karşı karşıya kalmamaları için bunlara hukuki güvence getirmek olduğunu belirten Işık,  şöyle devam etti:

“Eğer siz bu kadar kanlı bir terör örgütüne karşı askerinizin, polisinizin, güvenlik güçlerinizin, geçici köy korucularınızın, jandarmanızın mücadele etmesini istiyorsanız elbette ki onların arkasında duracaksınız, onların istediği hukuki güvenceyi vereceksiniz. Hukuki güvence layüsel olmak anlamına gelmiyor. Hiç kimsenin hukukun dışına çıkma hakkı ve yetkisi yoktur. Bu durumda da nelerin yapılacağı bu kanun metninde açıkça yazılıdır. Bu kanun vesilesiyle bir algı operasyonu yürütüldüğünü de özellikle vurgulamak isterim. Bu nedir? EMASYA Protokolü ile bu kanun arasındaki ilinti veya kurulmak istenen bağlantı. Bu tasarının EMASYA’yla uzaktan yakından alakası yoktur. EMASYA diye bu kanunla ilişki kurmaya çalışan insanlar eğer gerçekten konuyu bilmiyorlarsa art niyetlidir. Bakınız, bir kere EMASYA’nın en temel özelliği, her türlü toplumsal olaylarda askere müdahale yetki veren bir düzenleme olması. Bu kanunsa sadece ve sadece terörle mücadelede askerin icrai görevi yapmasına yetki veren bir düzenleme. Her şeyden önce, bu kanunda, askerin göreve gelmesi için, operasyona gitmesi için öncelikle İçişleri Bakanlığının Bakanlar Kuruluna talepte bulunması gerekiyor. Bakanlar Kurulu karar alıyor ve bu kararda -özellikle dikkatinizi çekmek istiyorum- görevin kapsamı ve süresi, görev alanı, istihbarat yetkisinin kapsamı, topçu atışı veya hava kuvvetleri unsurları gibi destek silahlarının kullanımına yönelik tahditler yani sınırlamalar, görevlendirilen birliklerin mülki amirler ve genel kolluk kuvvetleriyle ilişkileri, ilgili kamu kurum ve kuruluşları tarafından alınması gereken tedbirler, icra edilecek görevlerin planlanması ve izlenmesiyle gerek görülen diğer hususlar Bakanlar Kurulu kararına bırakılmıştır. Yani, tüm inisiyatif, tüm yetki siyasi iradededir. EMASYA gibi muğlak ifadeler taşıyan bir protokol değil. Bu kanun tasarımızın temel mantığı siyasi iradenin tam olarak hâkim olduğu, askerî operasyonlarda sadece askerin yetkili kılındığı ama her türlü izleme ve değerlendirme görevinin de valiler tarafından olduğu bir düzenlemedir. Bu noktada sayılan hiçbir gerekçe, EMASYA’yla ilgili hiçbir gerekçe yerinde değildir. Bakınız, EMASYA’yla ilgili daha önceden kurulmuş EMASYA komutanlıkları ortadan kaldırılmıştır ve bu tasarıyla da böyle herhangi bir komutanlık kurma, birlik kurma, bölük kurma gibi bir düzenleme yapılmamaktadır. Biz, bu kanunu Güneydoğuda bu hain terör örgütüne karşı kahramanca mücadele eden askerimiz için, geçici köy korucumuz için, polisimiz için, jandarmamız için getiriyoruz.”