18 Eylül 2012 Salı

TSK PKK'yı neden durduramıyor / Mehmet Ali Birand

PKK yaklaşık 2 aydır bölgede, hepimizi hayretler içinde bırakan bir gerilla savaşı sürdürüyor. Şimdiye kadar görülmemiş bir saldırı yoğunluğu yaşıyoruz. TSK da binlerce askerini ve büyük ateş gücünü aynı bölgeye yığdı, ancak çatışmaları bir türlü bitiremiyor. Şimdi herkes aynı soruyu soruyor: PKK mı başarılı yoksa TSK bu işi beceremiyor mu?

Neredeyse 2 ay olacak, PKK' nın saldırıları bir türlü bitmiyor. Daha doğrusu bitirilemiyor. Bölgeye onbinlerce asker yığılmış, muazzam bir ateş gücü kullanılıyor, ancak gün geçmiyor ki PKK bir yeri daha vurmasın. Üstelik Türk güvenlik güçlerinin istihbaratı son derece güçlü. MİT örgüte sızabiliyor. Washington'dan istihbarat desteği sürüyor. Bütün bunlara rağmen, her gün yeni bir saldırı ile karşılaşıyoruz.

Peki neden?

Onca asker, onca ateş gücü, hala birkaç bin kişiyi geçmeyen, TSK ile karşılaştırılamayacak küçük bir ateş gücüne sahip olan PKK püskürtülemiyor?

Beceriksizliğimizden mi?

Yoksa PKK'nın çok başarılı olmasından mı?

Benim gibi birçok yazar-çizer son günlerde bu konuyu irdeliyor. Hem onları okudum, hem de bölgeyi iyi bilen ve son çatışmaları yakından izleyen uzmanlarla konuştum. Nedenini öğrendim. Çıkardığım sonuç kuşkularımı giderdi, aynı zamanda da son derece derin soruları ortaya koydu:
GERİLLA HALKTAN DESTEK GÖRÜYOR

1. PKK 'nın bölgedeki en büyük avantajı, toplumun bir kesiminden tam destek almasıdır. Gerektiğinde evlerde saklanabiliyor, yedirilip içiriliyor, gerektiğinde evin genci rolü oynayabiliyor. Ayrıca unutmayalım ki, kimin gerilla, kimin normal vatandaş olduğunu anlamak da imkansız. Ancak bir saldırı anında veya silahlarını gösterdiklerinde anlaşılıyor ki, o da çok geç oluyor.
COĞRAFYAYI DAHA İYİ BİLİYOR

2. PKK 'nın en önemli ikinci avantajı, coğrafyayı özellikle de dağları avucunun içi gibi bilmesinden kaynaklanıyor. Ulaşılmaz dağlarda kendine saklanma ve yaşama yerleri hazırlıyor. Hayatı hep oralarda geçiyor. Yaz-kış dağ yollarının hakimi oluyor. Gerillanın sürekli dolaştığı yollar ve yaşadığı mağaraların, güvenlik kuvvetleri tarafından aynı şekilde bilinmesine imkan yok. Ele geçirilen sığınaklar, ancak içeriden alınan istihbarat veya yakalananların itiraflarıyla bulunabiliyor.
ÖLÜMÜ GÖZE ALIYOR

3. Eskiye oranla diğer fark, gerillanın artık bir saldırıdan sonra kaçmaması. Aksine, ölümüne gitmesi, hayatını riske atmasıdır. Bunu yapabilmesinin tek nedeni de, gerillanın hayatla ve ailesiyle tüm iplerini koparıp dağa çıkmış, kaybedeceği bir şeyi kalmamış bir insan olmasıdır. Şu ana kadarki saldırıları incelediğinizde, ne kadar ölümü göze alarak savaştığı açıkça görüyorsunuz. Ne kadar profesyonel olursa olsun, aynı durum güvenlik kuvvetleri için geçerli değil. Oradaki gencin kaybedeceği evi, ailesi ve hayatı var. Onlar da kahramanca mücadele ediyorlar, ancak işin sonunda vatan değerli, ancak hayatta kalmak çok daha değerli sayılıyor. Bu da çok insani bir durum.
SAKLANDIĞINDA BULUNAMIYOR

4. PKK artık eskisi gibi büyük gruplar halinde saldırmıyor. Küçük gruplar halinde dolaşıyor ve geceleri hareket etmeyi tercih ediyor. Bu şekilde havadan ve yerden takibi zorlaşıyor. Saklanacak çok yeri olduğundan dolayı da, kolaylıkla gözden kayboluveriyor. Havadan veya yerden bombardıman ile dağ taş vuruluyor, ancak onca büyük alandaki küçücük bir mağaraya sığınmış birkaç kişilik gruplar bulunamıyor. Aynı şekilde, Kandil 'deki merkezi karargah, örgüte komuta-kontrol açısından önemli bir avantaj sağlıyor ve tüm hesaplamalara rağmen TSK bir türlü oraya ulaşamıyor.
KAYIPLARIN HESABINI SORAN YOK

5. PKK 'nın diğer büyük avantajı gerillayı çok kolaylıkla ölüme gönderebilmesi. Ne kamuoyu baskısı var, ne de sorup soruşturan. Dağa, "Kahraman olmak için çıkan" genç adam, severek ölüme koşuyor. Arkasına bakmıyor. Ölülerin nedeni soruşturulmuyor. Büyük dava için hayatını veren kahraman olarak gömülüyor.
MAYIN YERLEŞTİRME, ETKİYİ ARTIRIYOR

6. Dikkat edecek olursanız, kayıpların büyük bölümü mayın patlamasından dolayı gerçekleşiyor. O coğrafyada tüm yolların kontrol altında tutulması imkansız. Hele geceleri yapılan mayınlama çalışmalarının engellenmesi daha da imkansız. Uzaktan mayın patlatma, saldırılardan daha fazla ölüme neden olduğu için ısrarla sürdürülüyor.
KATILIMLAR SÜRÜYOR

7. Örgütün diğer büyük bir avantajı, ne kadar kayıp verirse versin, dağa çıkanların sayısında hiçbir azalmanın görülmemesi, aksine giderek çoğalması. Ne güvenlik güçleri ne de devlet bu konuda bir şey yapabiliyor. Tam anlamıyla acz içinde seyrediyor. Örgüt de taze katılımlarla sürekli kan kazanıyor. Üstelik sadece Türkiye' den değil, Irak-İran ve Suriye Kürtlerinden katılımlar da arttığı için, giderek uluslararası bir güç konumuna giriyor.
SONUÇ: BU KOŞULLARLA PKK BİTİRİLEMEZ...

Dünyanın en güçlü ordularının dahi, kendi halkından belirli destek görebilen bir gerillaya karşı tam zafer sağlaması imkansızdır.

Bu açıdan bakıldığında, TSK 'nın başarısız olduğu söylenemez.

Eksikleri, hataları olabilir, ancak Türk güvenlik kuvvetleri ellerindeki imkanı sonuna kadar kullanmakta ve PKK 'nın daha da etkili olmasını engelliyebilmektedir. Ancak iş bu kadarla bitmiyor. Zira PKK tüm çabalara rağmen tümüyle silinemiyor.

Peki, hiç silinemeyecek mi?

Bu iç ve dış manzara karşısında benim çıkarabildiğim -öngörebildiğim sonuçlar şunlar:
İÇ DESTEK SÜRDÜKÇE...

1. Kürt toplumunun bir kesiminden dahi olsa gelen bu destek sürdükçe PKK 'nın sırtını yere getirebilmek son derece güç olacaktır. Saldırıları sürecektir. Masum insanlar hayatlarını kaybedeceklerdir. Yerel halkın desteğinin artışı oranında o da bazı kesimlerde hakimiyetini arttıracak, bazılarında gerileyecektir.
DIŞ KOŞULLAR BÖYLE KALDIKÇA...

2. Dış konjonktür örgütün lehine gelişmektedir. Olay artık Türkiye 'nin de dışına taşmış ve genel bir Kürdistan davasına dönüşmüştür. Dolayısıyla çözüm daha da güçleşmektedir. PKK, Orta Doğu 'daki büyük kavgada rol sahibi olmakta, dolayısıyla Büyük Oyun'un bir parçası durumuna girmektedir. Uluslararası oyunculuğa soyunmaktadır. Bunu başarır veya başaramaz, ancak müşterileri veya destekçilerinin sayısı giderek artmaktadır.
KÜRT SİYASETİNİN SESİ KISILDIKÇA, PKK BİTİRİLEMEZ...

3. Ne yazık ki Türkiye kendi Kürt sorununu çözmekte o kadar geç kalmış, öylesine fırsatlar kaçırılmıştır ki, bundan sonra çok büyük fedakarlıklar gerekmektedir. Hele Erdoğan iktidarı beklenen adımları atamadıktan sonra, ileride bu fedakarlıkları da göze alabilecek herhangi bir siyasi iktidar düşünemiyorum. Ankara'daki siyasetçilerimiz, Kürt toplumunu kazanacak adımlar atmadıkça, Kürt siyasetinin önünü açacak daha fazla demokrasi ve özgürlük getirmedikçe, PKK'nın etkinliği artacaktır. Örgütün sadece silah gücüyle bitirileceğine inanmıyorum.