9 Ağustos 2012 Perşembe

İran'ın PKK kartı / Abdülkadir Selvi

Türkiye bir süredir Hakkari'de ne oluyor sorusuna yanıt arıyor.

PKK ne yapmak istiyor, Şemdinli ve Çukurca saldırısının altında ne yatıyor, şimdiye kadar küçük gruplar halinde vur-kaç taktiği uygulayan örgüt, bu kez neden kalabalık gruplar halinde saldırdı ve neden kaçmıyor?
Bu soruların cevabı şu ana kadar verilebilmiş değil. 

Sis perdesini aralamaya, bu soruların cevabını bulmaya çalışacağız.

Biz terörle mücadele konusunda maalesef yeni bir yapılanmaya gidemedik. Bir operasyon için İl Jandarma'dan bölgeye, Alay'dan Kolorduya, karmaşık bir emir-komuta zinciri içinde bocalayıp gidiyoruz.
Terörle mücadelede en başarılı birimimiz Jandarma Özel Harekat Timleri. Ama Jandarma maaş olarak İçişleri'ne bağlı, sicil, rütbe, emir ve komuta olarak Genelkurmay'a bağlı. 

30 yılda tek görevi terörle mücadele olan bir yapılanmaya gidemedik. Bir zihniyet devrimi yapamadık. Eski Genelkurmay Başkanlarından Doğan Güreş, İngiltere'nin, IRA ile mücadelesini inceledikten sonra, 'Gerilla ile gerilla yöntemleri ile mücadele edeceksin' demişti.
Bu hukuksuzluk değil.
Bu düzenli ordu ile terörle mücadele etmeye çalışmak ve karakolların ya da şehirlerin içine hapsolup, saldırıya karşı savunma konsepti ile mücadele vermek demek.

Şemdinli ve Geçimli saldırılarında 10 şehidimiz var. Ancak 29 Temmuz'dan bu yana arazideyiz. Tam değil ama kısmi olarak saldırıya geçtik. Onlarca terörist etkisiz hale getirildi, ama 2 şehit verdik.

Örgüt 7-8 aydır Şemdinli ve Çukurca saldırısının hazırlığını yapıyor. Buna göre Hakurk kampında özel eğitim veriyor. Vermediği tek eğitim 'savunma'. Şemdinli'ye 200 kişiyle saldırıyor. İçinde sadece savunma birimi yok.
İngiltere IRA, İspanya ETA, İtalya Kızıl Tugaylarla nasıl mücadele ettiyse biz de o tecrübelerden yararlanacağız. Ayrıca bölgede görev yapmış, çok değerli tecrübeler edinmiş subaylarımız var. Bu tecrübelerden yararlanılabilir. Zaman kaybetmeden bir yapılanmaya gitmemiz gerekiyor. Çünkü alarm zilleri çalıyor. 

Örgüt bu savaşı 30 yıldır aynı komutanlarıyla veriyor. Bir birikim oluşmuş durumda. Bizde bölgede 2 yıl görev yapılıyor. İlk 6 ayı alışmakla son 6 ayı veda ile geçiyor.
Hakkari'de ne oluyor sorusunun bir cevabı da burada.
Örgüt 2011 yılında Hakkari'ye büyük bir saldırı kararı alıyor.
Bunun üzerine hemen yeni bir yapılanmaya gidiyor.

Hakkari'yi, Kuzey karargahın içinden alıyor, başında Reşit Dostum'un olduğu dış karargaha bağlıyor. Şemdinli-Çukurca saldırısını gerçekleştirecek olan Hakurk'taki koordinatörlüğün başına Kemal Panzer kod adlı birini atıyor. 1 yıl önce karar alıyor, 7-8 ay önce eğitime başlıyor.
Örgüt kısa sürede yapılanmasını gerçekleştiriyor. 

Biz 30 yılda bunu sağlayamadık.
Ama bunun için zihniyet değişimi gerekiyor.
PKK, bu kez farklı bir konsept uyguluyor.
Kararı 2011 yılında alınmış bir strateji bu. Hakkari hedef seçilmiş. 7-8 ay boyunca özel birlikler yetiştirilmiş. Bunlar saldırı grubu, sızma grubu, sabotaj grubu ve destek grubu olarak yetiştirilmiş. Sadece savunma grubu planlanmamış. Geri dönüşü olmayan bir çıkış bu.

İki bilgiyi paylaşmak istiyorum.
1-Örgüt kış hazırlıklarına kadar bölgeyi terk etmeyecek. Fırsat buldukça saldıracaklar. Buna hazırlıklı olmalıyız.
2- İran faktörü. Başbakan Erdoğan'ın İran konusunda küplere binmesinin tek nedeni Suriye değil.
İran'ın PKK yaklaşımında Türkiye'yi rahatsız edici gelişmeler söz konusu.

İran, sınırımıza yakın bölgedeki askeri karakollarını kış şartları nedeniyle boşaltıyor. Bu kış da boşaltıyor ama askeri karakolları PKK'ya kullandırıyorlar. PKK, kışı, İran karakollarında geçiriyor. Şu anda Hakkari'nin öte tarafında, İran'ın Şehidan bölgesinde 500 PKK'lının bulunduğu belirtiliyor. 

Urumiye'deki PKK varlığını ve Cemil Bayık'la olan ilişkileri ise hatırlatmaya gerek yok.
Bu yeni ve 1 yıl içinde yaşanan bir gelişme.
İran'ın yeni pozisyonu bu.