6 Ağustos 2012 Pazartesi

Dedemin günlüğünde askerin iftar menüsü / Osman Özsoy

Biz ailece günlük tutmaya da, fotoğrafa da meraklıyız. Dedemin, babamın, annemin ve kardeşlerimin tuttukları günlükler sadece kendi ailemizin değil, Türkiye’nin son 80-90 yılının da aynası gibidir.
Hatta insanlığın kaderini etkileyen önemli kilometre taşlarının izlerini de bu günlüklerden takip etmek mümkündür.

Geçtiğimiz günlerde yapılan bir etkinlik ve geçtiğimiz yıl Cumhurbaşkanı Sayın Abdullah Gül’ün Doğu ve Güneydoğu’da sınır bölgelerindeki askeri birlikleri yaptığı ziyarette karşılaştığı bir kumanya türü, bir konuda karşılaştırmalı bir yazı kaleme almak için ilham verdi.

AK Parti İstanbul İl Teşkilatı, 22 Temmuz Pazar günü Çanakkale Şehitliği'nde 10 bin kişinin katılımıyla iftar programı düzenledi. Binlerce kişinin katıldığı iftarın menüsü ise, 97 yıl önce Çanakkale Savaşları'nda Mehmetçiğin yediği iftar yemeğine uygun olarak tam buğday çorbası, arpa ekmeği ve sudan oluştu.

Etkinliğe katılanlar buğday çorbası, arpa ekmeği ve sudan oluşan menü ile iftarlarını açarken, önlerine konulan menüye burun kıvırmadılar. Bu vatanı bize emanet etmek için inanılmaz fedakarlıklarda bulunan dedelerimizin inanç ve azmini hissetmeye çalıştılar.

Annem dün sabah saatlerinde babasının, yani dedemin günlüğünü çıkardı. İlk sayfanın üzerinde 13 Mayıs 1940 tarihi vardı.



O tarihlerde Kastamonu Araç Boyalı da karakol komutanlığı yapan dedem, üstüne 19 Haziran 1940 tarihi düştüğü sayfada şu notları kaydetmiş:

.................

Hazarda (barış zamanında) bir neferin (askerin) bir günlük kumanyası

600 gram peksimet (bir iki günlük mesafeler için ekmek verilir)

160 gram zeytin (zeytin bulunamadığı takdirde o miktarda peynir verilir)

80 gram soğan veyahut sarmısak

32 gram sirke

3 gram zeytinyağı.

...................

Günlüğün bir başka sayfasında da şu notlar düşülmüş:



Bir neferin ramazanı şerife mahsus bir günlük yiyecek hakkı:

Cinsi                     Miktarı Gram

Ekmek                            700

Et                         200

Pirinç                    250

Yağ                       40

Tuz                       20

Soğan                   20

Şeker                    50

Zeytinyağı/Hurma   15

.......................

Tarihe dikkat edilirse, askerin yukarıda verilen 1 günlük menüsünün II. Dünya Savaşı’nın Türkiye’nin sınırlarına dayandığı yıllara ait olduğu görülür.

Türk askerinin 1940 menüsü Çanakkale Savaşı yıllarından bir nebze daha iyi.

Ordumuzun bugünkü durumu ve askerlerimizin şimdiki iftar menüleri ise hiç kuşkusuz dünden daha iyi.

Nitekim, Cumhurbaşkanı Sayın Abdullah Gül geçtiğimiz yıl ekim ayında, Doğu ve Güneydoğu’da sınır bölgelerindeki askeri birlikleri ziyaret etmişti.

Cumhurbaşkanı Gül, komandoların operasyona çıktıkları zaman yanlarına aldıkları kumanya paketlerini dikkatlice incelemiş, ateşe gerek kalmadan, hazır yemeğin üzerine soğuk su katılmasıyla çalışan ve yemeği ısıtan özel paketler oldukça ilgisini çekmişti. Cumhurbaşkanı Gül elindeki paketin ağzını açtığında yemeğin dumanının çıktığını görünce, “Askerine böyle bir yemek veriyorsan, ‘Allah devlete millete zeval vermesin’ denir” demişti.

Yazımızı okuyan bazı okuyucularımızın aklından, “Kimi gazeteciler ve üst düzey askerler de günlük tuttular da, başlarına gelmeyen kalmadı” şeklinde bir düşünce de geçebilir. Rahat olsunlar, çok şükür yanlış bir şey yok günlüklerimizde.

Herşeyi Google’a, yani Amerika’da tutulan veri tabanlarına havale etmeyin. Bir kalem, bir defter, bir nebze vakitle, kendinizin ve ailenizin kişisel tarihini tarihe not olarak düşünüz.

Göreceksiniz, üzerinden yıllar geçtiğinde, sizden daha fazla çoluk çocuğunuzun, torun torbanızın bunlara bakarak daha fazla aile aidiyeti geliştirdiğini göreceksiniz.