18 Şubat 2013 Pazartesi

Orgeneralden terörist olur mu? / Gültekin Avcı

Görev ve yetkileri olmadığı için siyaset ve medya da karar ver(e)meyecek.

Ama İlker Başbuğ üzerinden savcılara veryansın ediliyor ve gıyaplarında linç kampanyası yürütülüyor.

Savcılar darbeci generallere "terör örgütü yöneticiliği/üyeliği" suçlaması yaptı ya.

Genelkurmay Başkanına nasıl terör örgütü yöneticisi denirmiş...

Generaller terörist olur muymuş filan.

Eldeki delillere ve ortadaki eyleme göre kişileri suçlamak savcılara meslek olarak verilmiştir efendiler.

Savcı suçlarken "birileri kırılmasın" kabilinden kanun üstü nezaket gösterileri ve işgüzarlıklar yapamaz.

Eylemi savcı yorumlar ama suçun adını kanun koymuştur.

Savcı suçun adını koyarken parlamentonun o suça koyduğu kanuni adı kullanmak zorundadır.

TMK ve TCK'ya göre, ordu içinde darbe organizasyonuna yönelik suçun adı "silahlı terör örgütü"dür.

Bahsedilen örgüt TSK değil, TSK içindeki darbe ekibidir.

Şüphelilerin bu örgütteki statüsü TSK'daki değil, TSK içindeki illegal örgütteki hiyerarşik konumlarına dayanır.
1974'te İtalya'da Padua Savcısı Giovanni Tamburino, gerçekleşmeyen Operasyon Tora Tora darbe girişimini soruşturdu.

Yargılama sonunda mahkûm olan darbe girişiminin önemli simaları General Vito Miceli, Albay Amos Spiazzi ile diğer general ve albayları savcı Tamburino neyle suçladı biliyor musunuz?

Aynı Ergenekon iddianamesindeki gibi "devletin yapısını ve yönetim biçimini illegal yollarla değiştirecek silahlı bir ayaklanma tertip etme amacı güden, askeri ve sivil kişilerce kurulmuş gizli bir birliği, başka kişilerle birlikte
desteklemek, kurmak ve örgütlemek."

Yani silahlı terör örgütü...

144 yüksek rütbeli subay mahkûm oldu.

Yıllar sonra 1990'da savcı Felice Casson, Gladio mensubu askeri istihbaratın başındaki general dâhil komuta kademesindeki generalleri silahlı terör örgütüyle suçladı.

30 general, bir eski başbakan, 4 bakan, istihbarat örgütü şefleri, çok sayıda gazeteci, medya patronları,
işadamları, bankerler, 19 yüksek yargı mensubu ve 58 profesör örgüt üyeliğinden mahkûm oldu.

Yani mahkeme "siz teröristsiniz" dedi ve ceza yağdırdı.

Bizim Ceza Kanunumuzun membaı da İtalya'dır, hatırlatırım.

Klasikten pozitiviste tüm Ceza Hukuku ekolleri İtalya menşelidir.

Kanun, eylemi terör olarak tanımlıyorsa ve şüphelilerin oluşturduğu ekip terör örgütü tanımına uyuyorsa savcı nezaket olsun diye başka bir tabir kullanamaz.

TMK ve TCK 314 gereği mecburdur terör örgütü yöneticisi veya üyesi demeye.

Her cunta silahlı bir terör örgütüdür.

Amaç silaha, cebir ve şiddete dayalı darbe olduğu için mensupları teröristtir.

Darbe çağrısının şiddet çağrısı sayıldığı AİHM Handyside kararından, uluslararası tüm hukuk
metinlerinin terör tanımına bakın.


Hepsine göre darbeler ve darbe sürecine yönelik çalışmalar terörist faaliyettir.

İlker Başbuğ'a suçlama nedir?

Ergenekon silahlı terör örgütünün amaçları doğrultusunda, askeri müdahale ortamı oluşturmak amacıyla, belirtilen internet siteleri vasıtasıyla kara propaganda ve dezenformasyon faaliyetlerini icra ve organize etmek, devlet yöneticilerini baskı altına almak...

TMK, Ceza Kanunumuzun 302 ve 316. maddeleri arasında belirtilen suçları terör suçu olarak kabul etmiş.
Org. Başbuğ 312. maddedeki, hükümeti kısmen görev yapamaz hale getirmeye teşebbüs suçu ile 314. maddedeki silahlı örgüt yöneticiliğinden mahkemeye sevk edildi.

Yani terör suçlarından.

Savcı ne yapmalıydı?

Suçun adını koyan parlamento iradesini aşıp kimsenin kırılmaması için yeni bir suç adı mı uydursaydı?

Mesela "balans ayarı ekip yönetmeni" nasıl?