Temmuz 2015’ten sonra PKK ile yeni bir catisma surecine girildi. PKK, bir sure sonra, cevre ulkelerdeki tecrubelerinden kaynakli yeni gelistirdigi sehir ici catisma taktigini daha one cikardi. Suriye’de YPG’nin ISID karsiti koalisyondan temin ettigi yeni ekipmanlar Turkiye’de kullanilmaya baslandi. Bunlarin neticesinde, yeni karsi taktikler ve bunlari destekleyecek yeni ekipmanlara acil ihtiyac duyulmaya baslandi. Gelen sehit haberleri, kizginligi ve endiseyi arttirdi.
Irak’ta baslayan savas ile artan tehdit seviyemiz, daha sonra Suriye ic savasi ile artti. Hem gocmen akinlari hem de bolgedeki otorite eksikliginden dolayi terorist gruplarin rahatca yurticine girip buyuk teror eylemleri duzenlemeleri sokaktaki insanin tehdit algisini alarm seviyesine cikardi.
Sinirimizda kontrolumuz altinda olmayacak yeni devletlerin kurulma ihtimali ve bu konuda acik bir destek gormememiz, izole edilmislik duygusu icine girmemize sebep oldu.
Kasim 2015’te sinir ihlalinde bulunan Rus ucaginin angajman kurallari seviyesinde dusurulmesi sonrasi, Rusya ile aramizda restlesmelere varan sert iliskiler, insanlari ileri seviyede rahatsiz etti.
Turk savunma sanayi 2012 yilindan itibaren; Atak, Hurkus, Altay, Anka gibi platformlar; SOM, Cirit, Mizrak gibi yeni muhimmatlar; dolayisi ile gozle gorulebilir urunler ortaya cikarmaya basladi. Bu da kendimize olan guvenimizi arttirdi ve daha da cok beklenti olusturdu.
Kuresel bazda artan catisma ve anlasmazlik (Ukrayna, Gurcistan, Libya, Cin-Japonya, Guney-Kuzey Kore ve daha bir cok bolge) haberleri de olumsuz algimizi pekistirdi.
Tum bu gelismeler, sokaktaki insanin derin bir umutsuzluga kapilmasina ve acil bir durumda ne yapacagini dusunmesine sebep oldu. Bu noktadan kendisini cikartacak en son care olarak, Guvenlik Kuvvetleri ve TSK’ni gormesinden dolayi, onlarin kazanmasi icin elimizden gelen her turlu yardimi yapmamiz gerektigi refleksi ile, savunma butcemizin yeterli olup olmadigi daha acimasizca sorgulanmaya baslandi.
Savunma harcamalarimiz
Gercekten tum bu artan tehdit algisi ve yerli urun beklentisi karsisinda savunma harcamalarimiz yeterli seviyede mi?
NATO tarafindan Ocak 2016’da yayinlanan ve 2008-2015 arasi savunma harcamalarini kapsayan basin aciklamasinda [1];
Turkiye’nin, bugunku fiyatlarla, 2008 yilinda 18,755 milyar TL olan savunma harcamalarinin, 2015 yilinda 32,69 milyar TL’na yukseldigi; 7 yilda %74 kumulatif bir artis gerceklestirdigi gorulmekte.
Dolar bazinda ise bu rakamlar sirasiyla 14,42 milyar USD’dan 11,935 milyar USD’a inmis durumda. Bu da kumulatif olarak %17 bir dususe isaret etmekte.
Tabii burada, savunma harcamalarini takip eden kurumlar arasinda, farkli degerlendirme olcutleri oldugunu belirtmekte fayda var.
NATO, dogasi geregi muharip kuvvetleri esas almakta. NATO savunma harcamalari tanimi icerisine, kabaca; kara, deniz ve hava kuvvetleri ve bunlarla ilgili harcamalar dahil.
Savunma harcamalarimizin GSMH’ya orani, 2009’da %2,06 iken 2015’de %1,69 seviyesine inmis durumda. Bu da oran olarak %18’lik bir azalma anlamina gelmekte.
Daha gecmis tarihli verileri de inceledigimizde, Stockholm Uluslararasi Baris Arastirmalari Enstitusu (SIPRI) verilerine gore [2], 1992-1999 arasindaki donemde savunma ve guvenlik harcamalarimizin GSMH’ya orani ortalama %4’ler seviyesine kadar yukselmis.
Ancak SIPRI ve NATO arasinda savunma harcamasi tanim farkliliklari vardir. Kabul edilebilir bir veri elde edebilmek icin SIPRI’nin o donemdeki verileri ile bugunku verilerini oranlamak gerekir. SIPRI 2015 yili icin, savunma ve guvenlik harcamalarinin GSMH’ya oranini 2,2% olarak bildirmekte. Dolayisiyla gunumuzde, GSMH’ya oran bazinda,o doneme gore 45%’lik bir dususten bahsedebiliriz.
Peki ekipman alimlarinda ne durumdayiz?
NATO verilerine gore [1], tum savunma harcamalarinda ekipman alimlarina ayrilan oran, 2008 yilinda %29,3 iken 2015 yilinda %26’ya gerilemis. Bunu dolar bazinda degerlendirirsek; 2008 yilinda 4,23 milyar USD (5,5 milyar TL) lik yeni ekipman alimi yaparken 2015 yilinda bu rakam 3,1 milyar USD (8,5 milyar TL) olarak gerceklesmis durumda.
Ozet olarak;
2008 yilinda 14,42 milyar USD (18,755 milyar TL) olan savunma harcamalarimiz, 2015 yilinda 11,935 milyar USD (32,69 milyar TL) olmustur.
2008 yilinda savunma harcamalarimizin GSMH’ya orani %2,06 iken, 2015 yilinda %1,69 olmustur.
2008 yilinda ekipman alimlarina harcanan tutar 4,23 milyar USD (5,5 milyar TL) iken, 2015 yilinda 3,1 milyar USD (8,5 milyar TL) olmustur.
2008 yilinda savunma harcamalarinda ekipman alimlarina ayrilan oran %29,3 iken, 2015 yilinda %26 olmustur.
Savunma harcamalarimiz dolar ve oran bazinda dusmus, TL bazinda artmistir. Ekipmana ayrilan miktar dolar ve oran bazinda dusmus, TL bazinda artmistir.
Peki, oran bazinda dusus gosteren harcamalarimiz ve ekipman alimlarimiz, diger NATO’ya uye ulkelerle karsilastirdigimizda hangi noktada?
Yukaridaki tabloya gore;
NATO hedefleri; savunma harcamalarinin GSMH’ya oraninin %2, ekipman harcamalarinin savunma harcamalarina oraninin ise %20 olmasi gerektigini gostermekte.
NATO ortalama gerceklesmeleri ise; savunma harcamalarinin GSMH’ya oraninin %1,18, ekipman harcamalarinin savunma harcamalarina oraninin ise %14,6 oldugunu gostermekte.
Turkiye’nin NATO performansi
Gerceklesmeler uzerinden:
Turkiye, oransal olarak, NATO gerceklesmelerinin uzerinde bir performans gerceklestirmektedir.
Savunma harcamalarinin GSMH’ya oraninda, tum NATO’ya uye ulkeler arasinda 7., ekipman harcamalarinin savunma harcamalarina oraninda ise 3. siradadir.
Hedefler uzerinden:
Ekipman harcamalarinin savunma harcamalarina oraninda hedeflerin uzerinde, savunma harcamalarinin GSMH’ya oraninda hedef olan %2’nin altindadir.
Peki ne yapmaliyiz?
Turkiye savunma harcamalarinin GSMH’ya oranini %3 seviyesine, ekipman alimlarinin savunma harcamalarina oranini %33 seviyesine cikartirsa ABD’den sonraki en aktif (buyuk degil) uye haline gelecektir.
Bu oranlar, NATO uyesi olmayan diger buyuk ulkelerle de kiyaslandiginda, optimum kabul edilebilir degerler olarak gorulmektedir.
Bu da Turkiye’nin sadece savunma harcamalarinin 58 milyar TL veya 21,18 milyar USD olmasi anlamina gelir. Bunun icinde ekipman harcamalari da 19,14 milyar TL veya 6,99 milyar USD seviyesine ulasmalidir. Bunun, NATO’nun tanimindaki gibi, sadece savunma harcamalari oldugu konusunu tekrar hatirlatmam gerekiyor.
Bu degerler; hem yazinin basinda tanimlanan beklentileri bir nebze karsilayabilecek, hem de gorulebilir adimlardan dolayi, guvenlik aciklarinin kapatilmasi ve buna bagli tehdit algisinda orta vadede rahatlamalar saglayabilecektir.
Yurticindeki ve cevremizdeki gelismeleri, yurtdisinda askeri us kurma cabalarimizi, yakin ve orta-yakin bolgemizdeki ulkelere hamilik yapma yonelimimizi, baslatilan cok sayida projeyi ve ekipmanlarimizin (hava ustunluk ve hava-yer gorevi ucaklarimiz, firkateynlerimiz, denizaltilarimiz, vb.) yenilenme tarihlerinin yaklastigini da dikkate alirsak, en az 10 yil bu sureci devam ettirmek gerekmektedir.
Hatta savunma harcamalarinin, projelerin en yogun olarak devreye girmeye baslayacagi yillarin baslangici olan 2021’den sonra, %4 seviyelerine cikartilmasi da simdiden tartisilmaya baslanmasi gereken bir konudur.