Abdullah Öcalan imzasıyla Avrupa'da yayımlanan "İmralı Notları"nda, eski MİT Müsteşarı ve Jandarma Genel Komutanı Teoman Koman'a
ilişkin olarak "maaşını CIA'den alıyordu" iddiası öne sürüldü. Kitapta,
Öcalan'ın öne sürdüğü bu iddiayı Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarı Muhammed Dervişoğlu'nun reddetmediği öne sürüldü.
Çözüm sürecinde Öcalan, HDP heyeti ve devlet görevlileri arasında geçen görüşmelere ilişkin olarak aktarımlar yapılan "Özgür Yaşam ve Demokratik Toplumu İnşa: İmralı Notları" kitabında Koman'ın maaşını CİA'den aldığını öne süren Öcalan'a, Dervişoğlu'nun, "MİT başındayken değil de Jandarma’nın başına geçince maaş işi olabilir" dediği iddia edildi.
Kitabın "Kamu düzeni yasal toplumun evrensel düzenidir" başlıklı bölümünde sürecin sabote edilmeye çalışıldığına ilişkin değerlendirmeler ve Paris’te suikast düzenlenen Sakine Cansız, Leyla Söylemez ve Fidan Doğan’ın öldürülmesiyle ilgili konuşmalarda Öcalan şu ifadeleri kullanıyor:
"Cemaat’e kalsaydı PKK şimdi duman olacaktı. Baransu o dönem Taraf’ta yazmıştı. ‘Yirmi bir etkili PKK lider kadrosu imha edilirse mesele çözülür’ demişti. İşte Sakine bunlardan biridir. Diğerlerini ise hâlâ yapmaya çalışıyorlar. Etkili bir liste çıkarmışlardı, tıpkı 90’lı yıllardaki iş adamları listesi gibi, Çiller’in listesi gibi. Geçmişte MİT’in de böyle planları vardı. Teoman Koman dönemini söyleyebiliriz. Sonra Emre (Taner / T24) beylerle bu değişti. Teoman Koman’ın maaşını CIA’den aldığını ve MİT’in onun denetiminde olduğunu sizler de biliyorsunuz."
Kitapta, Öcalan’ın sözlerinin MİT ile ilgili olan kısmına itiraz eden Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarı Muhammed Dervişoğlu'nun şu yanıtı verdiği savunuldu:
"MİT başındayken değil de Jandarma’nın başına geçince maaş işi olabilir."
"Emre beylerden sonra MİT değişti"
Öcalan, Dervişoğlu’na atfedilen sözlerin ardından MİT’in rolünün değiştiğini belirterek "Ama bu Emre beylerden sonra değişti. Sizlerin, Hakan (Fidan / T24) beyin çabaları önemli. Ama Emre bey çok daha atılgandı. Değerli çabaları oldu. Biz de bu çabaları önemsediğimiz için bu süreci yürütüyoruz" cevabını veriyor.
Teoman Koman, 1956 yılında Kara Harp Okulu'ndan Asteğmen olarak mezun oldu. Türk Silahlı Kuvvetleri'nin çeşitli kademelerinde görev yaptıktan sonra 1981'de tuğgeneralliğe terfi etti.
1981-1985 yılları arasında tuğgeneral, 1985-1989 yılları arasında tümgeneral olarak görev yaptı ve 29 Ağustos 1988 tarihinde Millî İstihbarat Teşkilâtı Müsteşarlığı görevine getirildi.
Müsteşar olarak görevde bulunduğu 1989 yılında Korgeneral oldu, 27 Ağustos 1992 tarihine kadar bu görevi sürdürdü. Daha sonra kolordu komutanı olarak Gelibolu'ya tayin edildi. 1993 yılında orgeneralliğe terfi ettirilerek 3. Ordu Komutanlığı'na getirildi.
1995 yılında Jandarma Genel Komutanlığı'na atandı ve 1997 yılında bu görevden emekli oldu.
Teoman Koman, Susurluk skandalının ardından kurulan ve kendisini dinlemek üzere çağıran TBMM Susurluk Komisyonu’na verdiği "Onlar kim oluyor da beni ifadeye çağırıyor. Hiç kimseye ifade vermem" cevabıyla tartışma yarattı.
Emekliliğinin ardından, daha sonra el konan İnterbank'ta Yönetim Kurulu üyesi olan Koman, 28 Şubat operasyonunun 5. dalgasında gözaltına alındı.
28 Şubat davasına bakan Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesi, 3 Eylül 2013 tarihinde Teoman Koman'ın sağlık durumu nedeniyle tahliyesine karar verdi.
Koman 14 Aralık 2013’te tedavi gördüğü Gülhane Askeri Tıp Akademisi’nde hayatını kaybetti.
Çözüm sürecinde Öcalan, HDP heyeti ve devlet görevlileri arasında geçen görüşmelere ilişkin olarak aktarımlar yapılan "Özgür Yaşam ve Demokratik Toplumu İnşa: İmralı Notları" kitabında Koman'ın maaşını CİA'den aldığını öne süren Öcalan'a, Dervişoğlu'nun, "MİT başındayken değil de Jandarma’nın başına geçince maaş işi olabilir" dediği iddia edildi.
Kitabın "Kamu düzeni yasal toplumun evrensel düzenidir" başlıklı bölümünde sürecin sabote edilmeye çalışıldığına ilişkin değerlendirmeler ve Paris’te suikast düzenlenen Sakine Cansız, Leyla Söylemez ve Fidan Doğan’ın öldürülmesiyle ilgili konuşmalarda Öcalan şu ifadeleri kullanıyor:
"Cemaat’e kalsaydı PKK şimdi duman olacaktı. Baransu o dönem Taraf’ta yazmıştı. ‘Yirmi bir etkili PKK lider kadrosu imha edilirse mesele çözülür’ demişti. İşte Sakine bunlardan biridir. Diğerlerini ise hâlâ yapmaya çalışıyorlar. Etkili bir liste çıkarmışlardı, tıpkı 90’lı yıllardaki iş adamları listesi gibi, Çiller’in listesi gibi. Geçmişte MİT’in de böyle planları vardı. Teoman Koman dönemini söyleyebiliriz. Sonra Emre (Taner / T24) beylerle bu değişti. Teoman Koman’ın maaşını CIA’den aldığını ve MİT’in onun denetiminde olduğunu sizler de biliyorsunuz."
Kitapta, Öcalan’ın sözlerinin MİT ile ilgili olan kısmına itiraz eden Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarı Muhammed Dervişoğlu'nun şu yanıtı verdiği savunuldu:
"MİT başındayken değil de Jandarma’nın başına geçince maaş işi olabilir."
"Emre beylerden sonra MİT değişti"
Öcalan, Dervişoğlu’na atfedilen sözlerin ardından MİT’in rolünün değiştiğini belirterek "Ama bu Emre beylerden sonra değişti. Sizlerin, Hakan (Fidan / T24) beyin çabaları önemli. Ama Emre bey çok daha atılgandı. Değerli çabaları oldu. Biz de bu çabaları önemsediğimiz için bu süreci yürütüyoruz" cevabını veriyor.
Teoman Koman kimdir?
Teoman Koman, 1956 yılında Kara Harp Okulu'ndan Asteğmen olarak mezun oldu. Türk Silahlı Kuvvetleri'nin çeşitli kademelerinde görev yaptıktan sonra 1981'de tuğgeneralliğe terfi etti.
1981-1985 yılları arasında tuğgeneral, 1985-1989 yılları arasında tümgeneral olarak görev yaptı ve 29 Ağustos 1988 tarihinde Millî İstihbarat Teşkilâtı Müsteşarlığı görevine getirildi.
Müsteşar olarak görevde bulunduğu 1989 yılında Korgeneral oldu, 27 Ağustos 1992 tarihine kadar bu görevi sürdürdü. Daha sonra kolordu komutanı olarak Gelibolu'ya tayin edildi. 1993 yılında orgeneralliğe terfi ettirilerek 3. Ordu Komutanlığı'na getirildi.
1995 yılında Jandarma Genel Komutanlığı'na atandı ve 1997 yılında bu görevden emekli oldu.
Teoman Koman, Susurluk skandalının ardından kurulan ve kendisini dinlemek üzere çağıran TBMM Susurluk Komisyonu’na verdiği "Onlar kim oluyor da beni ifadeye çağırıyor. Hiç kimseye ifade vermem" cevabıyla tartışma yarattı.
Emekliliğinin ardından, daha sonra el konan İnterbank'ta Yönetim Kurulu üyesi olan Koman, 28 Şubat operasyonunun 5. dalgasında gözaltına alındı.
28 Şubat davasına bakan Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesi, 3 Eylül 2013 tarihinde Teoman Koman'ın sağlık durumu nedeniyle tahliyesine karar verdi.
Koman 14 Aralık 2013’te tedavi gördüğü Gülhane Askeri Tıp Akademisi’nde hayatını kaybetti.