Son günlerde medyada, bir zamanlar darbe provası yapıldığı iddia
edilen 1’inci Ordu Plan Seminerinde Proje Subayı olarak görev yapan Kurmay Albay Tanju Poshor
hakkında İstanbul Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosu
Savcılığı’nca şüpheli sıfatıyla soruşturma başlatıldığı haberleri yer
almaktadır.
Konuyu kısaca hatırlayacak olursak, iddianamede özetle Balyoz, Suga, Oraj gibi isimler verilen Darbe Planlarını hazırlamak ve Seminerde bu planları tartışmakla suçlanmıştık.
Seminerin planlanması maksadıyla oluşturulan Seminer Sekreterliğinde
görevli altı kişiden üçü hakkında soruşturma açılmış, aralarında
Poshor’un da bulunduğu diğer üç kişi tanık olarak
dinlenmişti. O dönemde bizlerin uğradığı haksızlığa onların da maruz
kalmaması için bu olayın üzerine fazla gidilmemişti.
Albay Poshor, tanık olarak dinlendiği mahkemede verdiği ifadesinde, Seminerin Proje Subayı olduğunu,
senaryoyu kendisinin kaleme aldığını, Sonuç Raporunu hazırladığını
ancak iddia edilen Darbe Planlarından haberi olmadığını beyan etmişti.
Albay Poshor’un 2013 yılında Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alay Komutanı
olmasına kadar her şey normal görünüyordu. Görünürde doğal olan bu
atamada bir anormallik vardı. Albay Poshor, dönemin Hükümetini devirmek
üzere hazırlanan sözde Darbe Planlarının görüşüldüğü iddia edilen
Seminerin planlayıcılarından birisi ve de proje subayı idi. Şayet iddia
edildiği gibi seminerde görüşülen planlar uygulamaya konulsaydı
devrilecek hükümetin Başbakanı ise Abdullah Gül idi.
TSK’da bu makama layık pek çok subay varken Albay Poshor’un bu göreve
atanması hiç de normal değildi. Bu atama ya Genelkurmay Başkanlığı
tarafından yapılmış Abdullah Gül tarafından uygun görülmüştü ya da
Bizzat Abdullah Gül tarafından talep edilmişti. Kısacası her iki durumda
da Abdullah Gül’ün bilgisi dahilinde gerçekleşmiştir. Bu gelişme
sonrasında Albay Poshor’un niçin sanık yapılmadığı konusunda
şüphelenmeye ve bunu dile getirmeye başladım.
Basında Albay Poshor’un 1’inci ordu Karargahından çalınan belgeleri Gazeteci Baransu’ya verdiği iddia edilen Tuncay Opçin ile o dönemde telefon görüşme kayıtlarının olduğu yer almaktadır. Şayet doğruysa bunlar da şüphelerimi güçlendirmektedir.
Şayet bütün bu şüphe ve iddialar doğruysa ve bu konuda yaşanan
hukuksuzlukların üzerine gidilecekse Albay Poshor’u soruşturma kapsamı
dışında tutan soruşturma savcılarının ve davada sanık olanlarla aynı
konumda olmalarına rağmen haklarında soruşturma açılmayan kişilerin de
soruşturulması gerekmektedir.
Balyoz davası sanığı emekli Tuğgeneral Süha Tanyeri