28 Ekim 2013 Pazartesi

Skandal ve elektronik istihbaratın kalbi / Gültekin AVCI

Dünya telekulak skandalıyla çalkalanıyor. The Guardian,Edward Snowden'ın sızdırdığı belgelere dayanarak, ABD'nin 35 dünya liderini dinlediğini yazdı.

Snowden oldukça mütevazı bir rakam vermiş.

Söylediklerine göre ABD, 7 Ocak 2013'te Almanya'da yapılan 60 milyona yakın telefon görüşmesini inceledi.

ABD, 10 Aralık 2012-8 Ocak 2013 tarihleri arasında Fransa'da 70 milyon telefon görüşmesini kaydetti.

ABD Dışişleri Bakanı John Kerry ise bu tür takiplerin uluslararası ilişkilerde anormal olmadığını söylüyor.

Doğru söylüyor Kerry.

İzleme ve dinleme teknolojiniz üstünse izler, dinler ve kaydedersiniz.

Hedef devletin bozulması o kadar da önem taşımaz.

Uluslararası istihbaratta racon budur çünkü.

Kaldı ki ABD sadece hasımlarını değil, dost ve müttefik ülkeleri de yıllarca aynı dikkat ve kararlılıkla takip ve tarassut altında bulundurmuştur.

Almanya ve Fransa'nın zoruna giden de bu.

Telefon, faks, mail, klavye, PC dinleme/izleme, ortam tarassutu gibi teknolojik işlemlerin hepsi elektronik istihbarat faaliyetidir.

Bu işin dünyadaki üstadı ABD'dir.

ABD'de elektronik istihbarat faaliyetinin köşkü, kalbi ise NSA'dır. (Milli Güvenlik Ajansı.)

Bu servis, dünyanın en yaygın, en gelişmiş elektronik dinleme ve izleme altyapısına sahip 'büyük kulak' veya 'global kulak' diye de anılan süper gizli bir ABD devlet kurumuydu.

MİT, 1990'da NSA'den her biri 10 ayrı faksı kontrol edebilen 50'den fazla "faks izleme cihazı" almıştı.

Hakkında çok az şeyin bilindiği NSA'nın başkanları generallerdir ve bunlar ortalıkta görünmezler, istisnai durumlar dışında pek konuşmazlar. 

2004'te yazdığım "İstihbarat Oyunları" kitabımda bahsettiğim NSA'de o zaman en az 21.000 personel görev yapıyordu.

Bazılarına göre bu rakam 50.000.

ABD, elektronik istihbarat için yılda 20 milyar dolar harcıyordu.

NSA'nın o zamanki yıllık bütçesi ise 3,6 milyar dolardı. Bugün kuşkusuz daha da fazladır.

Dünyanın gizli bir kulak tarafından dinlendiği aslında 1960 yılında ortaya çıkmıştı.

Snowden'den önce 1960'ta Rusya'ya iltica eden iki NSA görevlisi ABD'nin 40 ülkenin haberleşmesini dinlediğini açıkladı.

ABD bu iddiayı sürekli inkâr etti. 

Rusya'ya iltica eden iki NSA görevlisi, Bernon Mitchell ve William Martin, 6 Eylül 1960'ta Moskova'da bir basın toplantısında NSA'nın 2000 dinleme istasyonuyla, bunların kurulu oldukları ülkeler de dahil olmak üzere en az 40 ülkenin gizli haberleşmesini dinlediğini açıklamıştı.

Dikkatinizi çekerim yıl 1960!

Dünyanın her yanına dağılmış olan istasyonlardaki binlerce analistin mesajlarını izlediği "mimli" kişiler arasında, Afrikalı gerilla liderlerinin yanı sıra, Vietnam Savaşı'na karşı çıkan aktris Jane Fonda ile bebek bakımı uzmanı Dr. Benjamin Spock da vardı.

NSA'nın yer istasyonlarının ABD büyükelçiliklerinde ya da ABD'ye dost ülkelerin topraklarında, ev sahibi ülkelerin denetimine tabi olmaksızın faaliyette bulunduğu sanılıyor.

Sistemin parçaları, internet, yer altı ve denizaltı haberleşme kabloları, telsiz haberleşmesi ya da büyükelçiliklere yerleştirilen gizli aygıtlar aracılığıyla yapılan her türlü iletişimi ele geçiriyor ve uydular vasıtasıyla NSA merkezine iletiliyor.

Minare operasyonu

NSA'nın derin gözetleme operasyonu, yıllar geçtikçe genişledi.

O yıllarda ABD'de NSA'nın çok gizli olarak sınıflandırılan "Minare" kod adlı operasyonu şiddetli polemik konusu olmuştu.

Minare operasyonunda NSA; Pentagon ve FBI ile işbirliği yapmak suretiyle 1973 yılına kadar hükümet politikasını eleştiren binlerce ABD vatandaşını bilgisayarlarla gözetlemişti.

Minare'nin amacı; "çok gizli" bir NSA talimatında, "Ülkedeki mitinglere, savaş karşıtı hareketlere ve yürüyüşlere katılmış olan kişi ve kurumlar hakkında istihbari bilgiler toplamak"tı.

"Minare"nin bir başka işlevi de, NSA'nın bu tür bilgileri topladığını ve değerlendirdiğini kamuoyunun duymamasını sağlamaktı.

Kongre Komisyonu Başkanı Senatör Frank Church'un Mart 1976 tarihli araştırma raporunda şu sonuca varıldı:

"NSA'nın teknik imkanları, her an ABD halkına karşı bile kullanılabilir ve büyük bir tiranlık kurulabilir."

Elektronik istihbaratın toplumda iktidar dışı legal gruplar için kabus olması asla kabul edilemez.

Demokratik toplum için utançtır bu.

Bunlar bir yana NSA'nın en yoğun takip ettiği ülkelerin başında Türkiye var...