26 Ocak 2010 Salı

BİRİNCİ ''ERGENEKON'' DAVASI

Birinci ''Ergenekon'' davasının tutuklu sanıklarından Osman Yıldırım, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi Heyeti Başkanı Köksal Şengün'ün emekli Tuğgeneral Veli Küçük ile samimiyetine
ilişkin sorusuna cevap vermedi.
Yıldırım, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada, üye hakimler Hasan Hüseyin Özese ve Sedat Sami Haşıloğlu'nun sorularını yanıtladı. Yıldırım, Ankara'da cezaevindeyken Alparslan Arslan'ın avukatı Ahmet Doğan ile avukat Teoman Ekşioğlu'nun kendi isteği üzerine ziyaretine geldiğini belirterek, ''Teoman Ekşioğlu bana, Muzaffer Tekin'in selamını getirdiğini
söyledi. Savunmamı inceledi. Böyle vatan sevgisini işleyeceğime, dini şeyleri ön plana çıkarmamı istedi'' dedi.
Heyet Başkanı Köksal Şengün'ün de Cumhuriyet gazetesine el bombası atılmadan 3 yıl öce tanıştığını söylediği Alparslan Arslan'ın nasıl bir insan olduğunu öğrenmek istediği Yıldırım'a, ''Bu tanışıklık sırasında örgütü var mıydı? Birlikte bir yığın iş yaptığınız anlaşılıyor. Tahsilat, yasal ya da gayri yasal gibi'' sorusunu yöneltti.
Yıldırım da yasal iş yaptıklarını belirterek, Arslan'ı devletini seven, dürüst bir kişi olarak tanıdığını söyledi. Şengün, ''Cumhuriyet olayına kadar Alparslan Arslan'ın etrafında kimi tanıyordun açık ve net söyle'' diye sorarak, Yıldırım'dan dava kapsamında yargılanan Hüseyin Görüm, Muzaffer Tekin, Veli Küçük'ün de aralarında bulunduğu bazı sanıkları ne zamandan itibaren ve nasıl tanıdığını açıklamasını istedi.
Yıldırım da Hüseyin Görüm ile Alparslan Arslan'ın bürosunda tanıştıklarını, Görüm'ü sadece bir kez gördüğünü ifade ederek, Muzaffer Tekin'i ise Arslan'ın tanıştırmadığını, Tekin'i 1993'ten itibaren kendisinin tanıdığını kaydetti.
Tekin ile aralarında samimiyet olmadığını ifade eden Yıldırım, ''Ortak dostların mekanında görüşmüşlüğümüz var. Merhabalaşmamız olmuştur. Sedat Peker, İbrahim Genç'in gittiği bazı ofisler vardı. Buralarda Tekin'i gördüm. Alparslan kadar samimi değildik'' diye konuştu.
Tekin'in de kendisini, ortak dostları olmasından dolayı Osman Yıldırım olarak tanıması gerektiğini dile getiren Yıldırım, Oktay Yıldırım'ı da Arslan'ın gösterdiğini anlattı.
Zekeriya Öztürk'ü ise Ataşehir'de yapıldığı iddia edilen toplantıda gördüğünü, Öztürk gözaltına alındığında toplantıdaki kişi olduğunu anladığını belirten Yıldırım, Fikri Karadağ'ı da Üsküdar'da gördüğünü dile getirdi. Şengün'ün ''Veli Küçük'ü kim tanıştırdı?'' sorusuna ''Cevap vermiştim''
diyen Yıldırım'a, Şengün, ''Cevap ver. Alparslan Arslan mı?'' dedi.

-''VERDİĞİN BİLGİLERİ KİMDEN ALIYORSUN?''-

Alparslan Arslan ile tanışmadan çok önce emekli Tuğgeneral Veli Küçük'ü tanıdığını belirten Yıldırım, Şengün'ün ''Samimiyetiniz, birlikteliğiniz nedir?'' sorusuna da cevap vermek istemediğini kaydetti. Bunun üzerine Köksal Şengün, ''Savcıya verdiğin ifade var. Savcılıkta verdiğiniz dilekçeleriniz var. Örgüt suçlaması var. 2 eylemin örgüt bağlantısı olduğu iddiası. Bu dosya sizin açıklamalarınız sayesinde buraya geldi. Cevap vermiyorum diyorsun'' dedi. Yıldırım, ''Ben konuştukça, aydınlatmaya çalıştıkça dışarıdakiler bana saldırıyor. Ertesi gün Baykal bana saldırıyor. Devlet seyirci kalıyor. Ben savundukça vatan hainiymiş gibi saldıran saldırana'' şeklinde konuştu.
Şengün de mahkemenin gerçeği aramak zorunda olduğunu belirterek, ''Senin beyanlarından dolayı bu dosya buraya geldi. Gerek yazılı, gerek sözlü olarak savcıya verdiğin beyanlar var'' dedi.
Yıldırım da ''Şimdilik konuşmayacağım diyorum. Alparslan Arslan yargıca saldırdı, onu eleştiren yok, savunuyorlar. Benim bu saldırıyla alakam yok diyorum, herkes bana saldırıyor'' şeklinde konuştu.
Şengün'ün, ''Verdiğin bilgileri kimden alıyorsun? Devlete bilgi verdiğini söylüyorsun. Susmakla mı bilgi vereceksin?'' şeklindeki sorusuna Yıldırım, ''(Önlemini al, ülke kaosa sürüklenmesin) diyorum. İyilik yaparken kötü oluyorum'' deye yanıtladı.
Başkan Şengün'ün, ''İyilik yaptığın şeyleri nereden biliyorsun?'' şeklinde soru yönelttiği Yıldırım, ''Nereden biliyorsam biliyorum'' diye cevap verdi.
Şengün'ün ''Cumhuriyet gazetesine bomba atılması olayının parasal bir iş olduğunu söyledin. Ortada örgütsel bir şey yok diyorsun, nedir o iş?'' sorusu üzerine Yıldırım, Cumhuriyet gazetesine 2 bombayı kendisinin attırdığını tekrar ederek, bunu parasal olarak tahsilat amacıyla gerçekleştirdiğini, ortakları arasındaki anlaşmazlık nedeniyle bu işin teklif edildiğini algıladığını kaydetti.
Şengün de ''Oradaki anlaşmazlığın çözümünün bunun dışında başka sebebi yok mu?'' sorusu üzerine Yıldırım, ''Benim açımdan yok. Onların siyasi amacı varsa var'' dedi.
Köksal Şengün'ün bombalama için 500 bin dolar teklif edildiğini hatırlatarak, bu teklif sırasında Alparslan Arslan'ın konumunu ve arabulucu olup olmadığını sordu. Yıldırım, Arslan'ın arabulucu olmadığını, teklif eden kişilerle fikirsel olarak birlikteliği bulunduğunu ileri sürdü.
Şengün'ün, ''Parayı teklif eden kişiler ile Arslan'ın birlikteliğini nereden biliyorsun'' sorusuna Yıldırım, ''Alparslan'ın 3 yıldır beraber olduğu kişiler. Alparslan paraya dahil değil. Parayı teklif edenlerin yanında. Para bana teklif edildi. Ben de kabul ettim'' dedi.
Yıldırım, el bombalarının Ataşehir'deki evde kim tarafından verildiği şeklindeki soruyu da ''açıkladım'' şeklinde yanıtladı. Yıldırım, bu evde Arslan'a da neden bir bombanın verildiğini ise bilmediğini ifade etti. Bombaları attırdıktan sonra parayı neden almadığı şeklindeki soruya da Yıldırım, paranın getirilmediğini söyledi.
Bu işi verenlerin amaçlarını dürüst bir şekilde söylemediklerini belirten Yıldırım, ''Onlara yolunuza gidin derdim. Kendileri beni başlarına bela etti. Ben itiraz edince de saldırıyorlar'' diye konuştu.

-''ÖRGÜTLE İLİŞKİN VAR MI?''-

Şengün'ün ''Alparslan Arslan'ın ağalarından söz ediyorsun. Kim bunlar? Senin onlarla daha önceden tanışıklığın var'' sorusuna Yıldırım, ''Benim onlarla ilişkim seviyeliydi. Alparslan'ın ilişkisinde ise sınır yok. Ben öyle görüyorum'' dedi. Başkan Şengün'ün ''Örgüt üyesi olmadığını söylüyorsun. İddia olunan Ergenekon örgütü ile bir ilişkin var mı?'' sorusuna Yıldırım, ''Derin devlet anlamında biliyordum. Dostluk yaptığım insanlardan dolayı biliyorum. Semih (Semih
Tufan Gülaltay), Osman (Osman Gürbüz) gibi. Fazla isim saymak istemiyorum'' diye
konuştu.
Yıldırım, cezaevinde kendisini ziyarete gelen avukat Teoman Ekşioğlu'nun da savunmasına bakarak, devlet karşıtı, dini motifli yazmasını söylediğini hatırlatarak, bunun Muzaffer Tekin'in talimatı olup olmadığı yönündeki soruyu ise ''Böyle yazma diyen Ekşioğlu idi'' dedi. Başkan Köksal Şengün, daha sonra duruşmaya ara verdi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder