PKK’nın Dağlıca baskını, Ankara’da
istihbarat zafiyeti iddialarını yeniden gündeme getirdi. Gözler Dağlıca
baskınının ardından üç yıl önce AKP Hükümeti’nin, Genelkurmay’dan alarak
MİT’e devrettiği Genelkurmay Elektronik Sistemleri Komutanlığı’na (GES)
çevrildi. Dağlıca saldırısından önce GES’ten hiçbir uyarı gelmemesi,
istihbarat zafiyetiyle ilgili tartışmanın daha da alevlenmesine neden
oldu. Dağlıca’da yaşanan istihbarat skandalı şöyle:
TELSİZLER İZLENEMEDİ
PKK’nın, Dağlıca saldırısı Ankara’da büyük bir kırılmaya yol açtı.
Suruç katliamının ardından başlayan PKK eylemleri, daha çok şehir
merkezlerinde meydana geldi. MİT ve Emniyet’in hazırladığı istihbarat
raporlarında, PKK’nın eylem stratejisini değiştirdiği ve bundan sonraki
süreçte kırsal alanda eylemde bulunmayacağı yönünde değerlendirmelere
yer verildi. Bu konuda hazırlanan istihbarat raporları, TSK’nın da
eylemlere hazırlıksız yakalanmasına neden oldu. Özellikle Dağlıca’da
timlerin ardı ardına pusuya düşmesi ve saldırıda 200-300 PKK üyesinin
görev alması, istihbarat zafiyetini daha da belirginleştirdi.
GES’TEN DESTEK GELMEDİ
Saldırının ardından gözler Genelkurmay’ın bugüne kadar kullandığı ve
askerî istihbaratın merkezi olarak bilinen Genelkurmay Elektronik
Sistemleri Komutanlığı’na çevrildi. AKP Hükümeti, çözüm süreci ile
birlikte PKK’nın kullandığı telsizlerin dinlenmesini ve sinyallerinin
izlenmesini sağlayan elektronik sistemleri, 2012 yılının başında MİT’e
devretmişti. Çözüm süreci döneminde GES’in eksikliği hissedilmedi. Ancak
Dağlıca saldırısı, GES’i yeniden gündeme getirdi. Dağlıca saldırısından
önce GES’ten hiçbir uyarı gelmemesi, istihbarat zafiyetiyle ilgili
tartışmanın daha da alevlenmesine neden oldu.
GES ATIL DURUMA GETİRİLMİŞ
Askerî kaynaklardan edinilen bilgiye göre, milyonlarca dolarlık
sistemlerin yer aldığı GES, 2012 yılının başında MİT’e devredildi. Devir
işlemleri ise bir yıl içinde tamamlandı. Bu süreçte, GES’te TSK
mensupları görevlendirilmeye devam edildi. Ancak bir süre sonra sisteme,
TSK’nın mensuplarının yerine AKP Hükümeti’ne yakın isimler alınmaya
başlandı. Yani tecrübeli uzmanların yerine güvenlik birimlerinden AKP’ye
yakın isimler getirildi. Bu da, sistemlerin bakım onarımından,
sistemler aracılığı ile elde edilen bilgilerin analiz edilmesine kadar
bir çok konuda aksaklık yaşanmasına yol açtı. Ve TSK’nın yıllardır
kullandığı sistemler üç yıllık dönemin sonunda atıl hale geldi.
Eletronik aletlerin bir kısmı bozuldu. Geri kalandan elde edilen
bilgilerde sağlıklı analiz edilemediği için atıl hâle geldi.