İrtica ile Mücadele Eylem Planı’nda Dursun Çiçek’e ait olduğu iddia edilen imza yeniden incelendi. Bilirkişi raporunda, belgedeki imzanın emekli Albay, CHP Milletvekili Dursun Çiçek’e ait olmasının "zayıf bir ihtimal" olduğu tespit edildi.
Ergenekon
davasının en tartışmalı delillerinden biri İrtica ile Mücadele Eylem
Planı’ydı. Planın, Ergenekon sanığı avukat Serdar Öztürk'ün ofisindeki
aramalarda bulunduğu iddia edilmiş ve metin 12 Haziran 2009'da Taraf
gazetesinde yayınlanmıştı.
ISLAK İMZALI BELGE
"İrticayla Mücadele Eylem Planı" başlıklı
belgenin altında şu an CHP milletvekili olan emekli Albay Dursun Çiçek’e
ait olduğu iddia edilen 'ıslak imza’ vardı. Dursun Çiçek tarafından
hazırlandığı ve imzalandığı ileri sürülen belge, AK Parti ve Gülen
grubuna yönelik "komplo ve yıpratma planları" içermekteydi. Plan
metninde AK Partili bazı isimlere yönelik kara propaganda talimatları
yer alıyor.
BAŞBUĞ 'KAĞIT PARÇASI' DEMİŞTİ
Genelkurmay eski Başkanı İlker Başbuğ’un
‘kâğıt parçası’ olarak nitelendirdiği İrtica ile Mücadele Eylem Planı,
Ergenekon davası sürecinde hep tartışmalara konu oldu. Dursun Çiçek
ifadesinde söz konusu plandan haberi olmadığını ve planın altındaki
imzayı kendisinin atmadığını söylemişti.
Adli Tıp Genel Kurulu, 5 Şubat 2010 günü
4'e karşı 7 oyla belgedeki imzanın Dursun Çiçek'e ait olduğuna karar
vermişti. Çiçek’e ait diyen üyeler Eyüp Kandemir, Gürol Berber, Bülent
Özata, İsmail Çakır, Lokman Başer, Bülent Üner ve Hacı Mehmet Akın'dı.
Çiçek’e ait olmadığı yönünde görüş bildiren üyelerin isimleri ise Tuncay
Çınar, Kağan Gürpınar, Uğur Günaydın ve Hasan Karasu...
YENİDEN İMZA İSTENİLDİ
Gülen cemaatine yönelik Paralel Devlet
Yapılanması kapsamında yürütülen soruşturmalarla birlikte bu belge
yeniden ele alındı. Dursun Çiçek belge üzerindeki imzanın yeniden
incelenmesini talep etti.
Talebi kabul eden İstanbul Cumhuriyet
Başsavcılığı imzanın Dursun Çiçek’e ait olup olmadığının tespiti için
bilirkişi heyeti oluşturdu.
ÜÇ PROFESÖR 11 SAYFALIK RAPOR HAZIRLADI
Profesörler Salih Cengiz, Gürsel Çetin ve
Abdi Özaslan’dan oluşan heyet geçtiğimiz günlerde incelemesini
tamamlayarak 11 sayfalık bir rapor hazırladı.
Çiçek’in 1990 ve 2000’li yıllarda çeşitli
evraklara attığı imzalar ile İrtica ile Mücadele Eylem Planı altındaki
imza karşılaştırıldı.
-İmzaların başlangıcı ve bitişi benzemiyor
Raporda incelenin eylem planındaki imzanın
siyah mürekkepli kalemle atıldığı belirtildi. Belgenin altındaki
imzanın başlangıç ve bitişinde mekanik bir kırılma olduğu ancak imza
örneklerinde bu kırılmaya rastlanmadığı ifade edildi. Soruşturmaya konu
belgedeki imzanın başlangıcının da, örnek imzalara benzemediğine dikkat
çekildi.
-Belgenin arkasında imza izni yok
Bilirkişi raporunda imzalı belgenin ön
veya arkasında fulaj (herhangi bir belge düzenlenirken kalemin belgeye
uyguladığı basınç neticesinde belge üzerinde ve altında bulunan diğer
belgeler üzerinde oluşan izlere fulaj izleri deniliyor) izinin olduğu
belirtilirken, diğer imza örneklerinde bu fulaj izinin olduğu tespit
edildi.
-Çiçek'in imzasının taklidi kolay
Söz konusu belgedeki imzanın ne zaman
atıldığının incelemelerde tespit edilemedi belirtilen raporda, “Dursun
Çiçek’e ait imzaların kendi arasında yapılan incelemede, taklidi kolay
imzalar olduğu saptanmıştır” denildi. Raporda, karşılaştırma için
verilen imza örnekleri arasında da değişkenlik (varyasyon) olduğu da
vurgulandı.
-Şekilsel benzerlikler mevcut
Raporda belgedeki imza ile örnek imzalar
arasında benzerlikler olduğuna da vurgu yapıldı. Raporda, “İnceleme
konusu belgedeki Çiçek’e atfen atılmış olan imza ile bazı
karşılaştırmalar arasında şekilsel olarak benzerlik mevcuttur.
Karşılaştırmada kullanılan imzaların kendi arasında değişkenlik
göstermesi nedeniyle, benzerlik ve benzemezliklerin imzadan imzaya
değişkenlik göstermesi doğal bir sonuçtur. İnceleme konusu imza ile bazı
karşılaştırmalar arasında şekilsel benzerlik yanında, başlatılış ve
sonlandırılış biçimi, tarzı, genel hacim, genel doğrultu, eğim,
kısımların oranları, hız ve işleklik bakımından uygunluk ve benzerlikler
vardır” ifadeleri yer aldı.
ÇİÇEK'E AİT OLMA İHTİMALİ ZAYIF
İmzanın taklit edilebilir olmasının sonuca gitmeyi zorlaştırdığının vurgulandığı raporun sonuç bölümünde dört madde yer aldı.
Birinci madde de, “İncelenen belgedeki
imzanın ‘zayıf ihtimalle’ Dursun Çiçek’in el ürünü olabileceği, ancak
bunun kesin olarak belirlenemediği, nitekim dosyada mevcut çok sayıdaki
bilirkişi raporunda farklı kanaatler belirtilmiş olması da bundan
kaynaklanmış olabileceği...” denildi.
İkinci maddede ise, ”Söz konusu belgedeki
imzanın ıslak mürekkeple atılı olduğu, başka bir belgeden taşıma
olduğuna dair herhangi bir delil elde edilemedi” tespiti yapıldı.
‘İmzanın bir imza makinası ile atıldığını
gösteren kuvvetli bir delil olmadığı’ belirtilen üçüncü maddede,
“Belgedeki imza zayıf ihtimalle makine ürünü olabilir” açıklaması
yapıldı.
Dördüncü maddede ise, atılan imzanın
zamanla solmasından dolayı imzanın ne zaman atıldığına ilişkin bir
değerlendirme de yapılamadığına dikkat çekildi.
Avukat İrem Çiçek: Kumpas sürecini destekleyecek şekilde hazırlandığı ortaya konulmuştur
Raporu ilişkin Dursun Çiçek’in avukat kızı
İrem Çiçek, Al Jazeera’ye açıklamalarda bulundu.7 yıl önce İrtica İle
Mücadele Planı adı verilen planın sahte olduğunu belirten İrem Çiçek,
“Bu sahte plan ile Türkiye Cumhuriyetinin Genelkurmay Başkanı dahil çok
sayıda subay tutuklanmıştır. İncelenen taklit imza ile ilgili olarak,
firari savcı Zekeriya Öz tarafından özel olarak alınan bilimdışı imza
inceleme raporlarında ‘incelenen imzanın Dursun Çiçek’in eli ürünü
olabileceği kanaatine varılmıştır’ şeklinde kesin tespitler yapılmıştır"
dedi.
Yeni raporda incelenen imzanın Dursun Çiçek’in eli ürünü olma ihtimalinin zayıf olduğunun açıklandığını belirten avukat İrem Çiçek şöyle konuştu:
“İncelenen imzanın basit tersimli, taklidi
kolay, değişkenlik arz eden bir imza olduğu vurgulanmıştır. Ayrıca
imzanın başlangıç ve bitiş kısmının dursun Çiçek’e ait samimi imzalardan
farklı olduğu, yine Çiçek’e ait imzaların tamamında bulunan fülaj
(baskı) izinin taklit imzada olmadığı da vurgulanarak önceki raporların
kriminal gerçeklere aykırı olarak, kumpas sürecini destekleyecek şekilde
hazırlandığı ortaya konulmuştur. Davanın başından beri sahte plan
altındaki imzanın incelenmesini mahkeme heyetinden 175 kez talep ettik
ve fakat imzanın Dursun Çiçek’e ait olmadığına ilişkin rapor
verilmesinden korkan sözde yargı mensupları ve bu kumpası kuran örgüt
üyeleri bu taleplerimizi her defasında gerekçesiz olarak reddettiler.
Bugün geldiğimiz noktada iftiraya alet olanlar ve masumlar bir kez daha
net bir şekilde ortaya çıkmıştır. Böylesi bir senaryo ile TSK dahil çok
sayıda kurumu ciddi şekilde yıpratanların hesap vermesi için mücadelemiz
devam edecektir.”